Kahverengi/siyah saçlı ve gözlü anne/babalarının ellerinden tutarak tıpış tıpış yürüyen bembeyaz saçlı, beyaz kirpikli, mavi gözlü bebekler… Sokakta, parkta, alışveriş merkezinde gördüğümüzde merak, ilgi ve sempati uyandıran bir görüntü bu şüphesiz. Albino olarak tabir edilen bu çocuklar oldukça nadir görülen bir genetik durumu temsil ediyor. Bugün Sıradışı Aileler‘de konuk edeceğim minik Defne ve ailesinin hikayesi eminimki albinizmi daha iyi tanımak, anlamak ve merak ettiğiniz soruları yanıtlamak yolunda yardımcı olacak.

Albinizm deriye, saça ve göze renk veren melanin pigmentinin yokluğundan ya da azlığından kaynaklanan genetik bir durum. Albinizm, anne ve babanın taşıdığı çekinik genlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkıyor. Ortalama her 70 kişiden biri Albinizm geni taşıyor. Anne-babada albinizm görülmese dahi, her ikisinde de bu çekinik gen varsa, çocukta albinizm ortaya çıkabiliyor. Albinizmin bilinen bir tedavisi bulunmuyor.

Albinizm Avrupa ve Kuzey Amerika’da her 20.000 kişiden birinde görülüyor. Afrika’da dışa kapalı topluluklarda bu oran biraz daha fazla: Bölgesine göre her 5.000-15.000 kişiden birinde görülüyor. Türkiye’deyse bu konuda sağlıklı bir istatistik olmamakla beraber, toplamda 3.000-4.000 albinizimli birey olduğu düşünülüyor.

Albinizm Konusunda İlginç Bilgiler

  • Albinizm sadece insanlarda değil, doğadaki diğer canlılarda da görülebiliyor. Herman Melville’in ünlü romanı “Moby Dick”i albino olan gerçek bir balinadan esinlenerek yazdığını biliyor muydunuz?
  • Afrika’nın bazı bölgelerinde dünyanın diğer yerlerine göre daha yaygın olan albinizm nedeniyle siyah anne babaların, beyaz bebeklerinin olması olağan bir durum…
  • Kızılderili toplumunda albino bizonlar güç ve iyi şans sembolü olarak görülüyor ve bu nedenle albino bizonların dokunulmazlığı oluyor.
  • Kimi zaman pigment eksikliği derinin sadece belli bölümlerinde görülüyor ve bu duruma Vitilogo deniyor. Pop müziğin kralı Michael Jackson’da vitiligo olduğunu hatırlayalım.

Albinizmin Belirtileri

Albinizmli bireylerde sıklıkla karşılaşılan iki özellik bulunuyor:

1. Deride, saç ve kirpiklerde beyaz ya da beyaza yakın sarı rengin hâkim olması (bazı albinizm türlerinde koyu renk saç olabiliyor.)
2. Gözlerde pigment eksikliğinden kaynaklanan çeşitli bozukluklar. Göz bozukluğu şu şekillerde gözüküyor:

  • Hipermetrop (yakını iyi göremeyen), miyop (uzağı iyi göremeyen), astigmat (duru, açık görememe, bulanık görme durumu),
  • Göz küresinin sürekli istem dışı hareket etmesi (Nistagmus – Nystagmus),
  • Gözlerin cisimlere odaklanamaması, cisimleri takip edememesi, gözlerin farklı yönlere bakması ve/veya tek bir noktaya odaklanamaması (Şaşılık – Strabismus),
  • Retinadan beyine giden sinir bağlanılarının farklılığından dolayı derinlik algısının bozuk olması,
  • İrise renk veren pigment eksikliğinden dolayı gözlerin ışığa karşı çok hassas olması (Fotofobi – Photophobia).

Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan ve çocuklarını farklı kültürlerin içinde büyüten anneleri tanıttığım “Dünyayı Kucaklayan Anneler’ yazı dizimden sonra, BebekveBen blogumda 2018’in başından beri “Sıradışı Aileler“i konuk ediyorum. Her yazıda bir özelliği ile tipik ailelerden ayrılan, farklı bir aileyi konu aldığım bu sohbetler dizisinin önceki bölümlerinde İnci ile Down Sendromu‘nu, Garen ile Otizmi, Çınar ile Serebral Palsi, Hidrosefali ve West Sendromu’nu konuştuk. Sıradışı Aileler Yazı Dizisi’nin bu dördüncü sohbetinde odağımız: Albinizm.

Instagram’dan tanıştığım Elif hanım ve eşi Engin bey albinizm konusunda farkındalık yaratmak amaçlı sohbet önerimi kabul edince çok sevindim. Elif hanım ve eşinin kızları Defne, albinizimli bir minik. Henüz 2,5 yaşında olan Defne, beyaza yakın sarılıkta saçları, masmavi gözleri, insanın içine işleyen gülümsemesiyle çok neşeli bir cimcime. Yuvarlak gözlükleriyle Harry Potter’ın kız versiyonu olan minik Defne, tüm yaşıtları gibi koşmayı, müzikli oyuncaklarıyla oynamayı, bıcır bıcır konuşmayı ve kameraya poz vermeyi çok seviyor. Şimdi sözü daha fazla uzatmadan sizi bu tatlı aileyle tanıştırayım…

Defne Albinizm

Merhabalar. Öncelikle bize kendinizi ve çekirdek ailenizi tanıtır mısınız?

Ben 2,5 yaşındaki Defne Elçin’in annesi Elif Elçin. Matematik öğretmenliği yapıyorum. Eşim Engin bankacılıkla uğraşıyor.

Kızınız Defne’nin albinizmli olduğunu ne zaman anladınız? Anne ve baba olarak ilk düşünceleriniz, ailenizin ve yakın arkadaşlarınızın ilk yorumları ne oldu?

Defne doğduğunda büyük bir mutlulukla karşıladık tabi ki ama daha doğum anında (eşim yanımda yer almıştı) “Elif sarı bu, sarı!” demişti. İlk şaşkınlığımız orada olmuştu. Çünkü ben kumralım, eşim esmer. Defne’yi ilk kucağıma verdiklerinde “Allahım nasıl bir sevap işledim de bu güzelliği bana bahşettin.” dedim içimden.

Annemler de onu ilk gördüklerinde bembeyaz, pamuk saçlarını fark etmişler bana söylemeselerde… Hemşirelerin bebeği ailelere gösterdikleri, ailelerin hayranlıkla camın arkasından baktıkları an vardır ya, o anda fotoğraflamışlar Defne’yi… Orada çok belli beyaz saçları.

Doğumdan sonra kayınvalidemi arayanlar oluyor gözünüz aydın demek için. O bebeğimizi anlatırken “Turist gibi, sapsarı, renkli gözlü.” diyor. Biz yine de şüpheleniyoruz ama… Hatta ilk sabah odaya gelen çocuk doktoruna sorduk var mı albinizm diye. O bize cevap vermedi. Biz bu arada çok mutluyuz, her şey çok normal ilerliyor. 3.gün kilo kontrolü için gittiğimiz doktora da sorduk “Albinizm var mı?”, o da “Yok.” dedi. Ben yine de kızımı Norveçlilere, İsviçrelilere benzetiyordum. Çünkü ten rengi gayet normal Defne’nin. Sadece saçları, kaşı, kirpikleri beyaz.

5.gün kilo kontrolü için bu sefer başka bir çocuk doktoruna gittiğimizde ben Defne’nin pusetine pembe başörtüsü örtmüştüm. Doktor hemen fark etti gözlerindeki kırmızılığı… Bizi göz doktoruna yönlendirdi. Göz doktoru baktı ve durumu açıkladı: “Evet, çocuğunuz albino.” dedi. Ben hiçbir şey demedim. “Rabbim böyle takdir görmüş. Allah’tan gelen bir şey.” dedim ve çıktım. Sonra büyük bir hüzün tabii. Ne olacak, ne bitecek, ne yapmamız lazım araştırmalara başladık. Genetik doktorları, laboratuvarlar vs…

Albinizm gibi genetik farklılıkların aile tarafından keşfedilme sürecinde doktorların tutumu ailenin konuya nasıl yaklaşacağının belirlenmesinde büyük rol oynuyor. Sizin doktor deneyimleriniz nasıl oldu?

İlk bir yıl kendimi toparlayamadığımdan çalışmadım. Benim için bilmemenin getirdiği sorular sebebiyle bunu kabullenmem çok zor bir süreçti. Örneğin evde perde açmıyordum, ışık açmıyordum, Defne’yi dışarı çıkmamaya çalışıyorum. Neyse ki karşıma çıkan doktorlar hep olumlu yaklaştılar. Bu sürede İstanbul’da yaşıyor olmamız büyük bir avantajdı. Başka çocuk doktoruna gitmeye başladık. O doktor bu endişeli durumu üzerimden atmam gerektiği konusunda bana telkinde bulundu. “Güle güle büyüt çocuğunu!” diyerek beni uğurlaması bana çok büyük moral olmuştu. Bu konuda doktorların tavırları çok önemli. Çünkü arkadaşlarımdan duyuyorum “Bu çocuklar zeka problemi yaşar, hatta çok hayatta kalmaz.” diyen doktorlar bile var, ki doğru değil.

Albinizmle bağlantılı olarak yaşanan bazı sağlık problemleri olabiliyor. Bunları kısaca anlatır mısınız? Defne’de bu durumlar gözlendi mi?

Albinizmde görme konusunda problemler ve cildin güneş ışınlarına hassasiyeti oluyor. Ben göz konusunda şanslıydım. Defne’ye ilk 3 ay gözlük takılmadı ama 4.ayda kızım gözlükle tanıştı. İlk sene hiç takmak istemiyordu haliyle ama zamanla alıştı. Gözlüğünü kendi takar, kendi düzeltir oldu. Gözlük konusunda büyük sorun yaşamamamız insanı sevindiriyor.

Her Çocuk Farklıdır

Defne yaşantınızı nasıl zenginleştiriyor? Defne’nin doğumu aile yaşantınıza olumlu ne gibi değişiklikler getirdi?

Doğumundan sonra hayatımızın merkezinin artık Defne olduğunu söyleyebilirim. Herşeyimiz ona endeksli. Onun bir bakışı, “Annem!” deyişi çok özel. Her gün yeni bir şeyler öğrenmesi, gözümüzün önünde büyüdüğünü görmek çok ilginç ve paha biçilmez bir mutluluk. Defne ile birlikte toplu ortamlara girdiğimizde biz de ilgi çekiyoruz ve daha çok insanla iletişim kurabiliyoruz.

Her çocuk özeldir ve onu diğer çocuklardan ayıran karakteristik özellikleri, kişilik özellikleri vardır. Defne’ye özgü, onu tanımladığını düşündüğünüz 3 karakter özelliğini sayar mısınız?

Defne bize göre çok özel bir çocuk. Çok çabuk konuşmayı söktü. Tuvalet alışkanlığını erken kazandı. İlk bir yaşta gösterdiklerimi hemen kapar, hemen yapardı. Çok düzenli bir çocuktur, aldığı şeyi işi bitince yere koyar. Temizdir, elleri pisken ellerini kaldırarak yürür bu yaşta, ki şu an 28 aylık. Dışarı çıkarken bazen ayakkabısını yada çantamı unutmuşumdur mesela arabadan almayı. Hemen onları bana hatırlatır. Bu yaşta bana hatırlatma yapması çok ilginç geliyor. Defne bir de çok mutlu bir çocuktur ve çok sıcakkanlıdır, uyumludur hemen alışır ortama. Jimnastik grubuna götürdüm mesela herkesi kendine baktırıyor olduğu ortamda…

Defne ile beraber geçirdiğiniz tipik bir gününüzü anlatır mısınız?

Defne için pılıyı pırtıyı topladık, İstanbul’dan Denizli’ye taşındık. Ben öğretmen olduğum ve haftanın iki günü oldukça yoğun çalıştığım için o günlerde Defne’yi 3-4 saatliğine babaannesine bırakıyoruz. Haftanın diğer 3 günü kızımla beraberiz. Beraber olduğumuz zamanlarda bol bol, onun istekleri doğrultusunda oyun oynuyoruz. Defne’yi olabildiğince açık havaya çıkarmaya çalışıyorum. Yapabilirsem biraz etkinlikler yapmaya çalışıyorum.

Defne’nin bu yaşı itibarıyla en sevdiği oyunlar ve oyuncaklar neler?

Defne nin müzik kulağının iyi olduğunu düşünüyorum o yüzden müzikli oyuncakları çok seviyor. Klavye ve darbukasıyla çok oynuyor. Bir de çok sevdiği ve isimlerini kendi koyduğu Neriman, Şaziye, Ayşe, Mine, Aslı, Ada ve Ağlama diye bebekleri var.

Defne’nin gözlerinin hassas olması nedeniyle uygun oyuncaklar bulma konusunda zorluk yaşadığınız oldu mu? Piyasada bu konuda eksiklik olduğunu düşünüyor musunuz?

Defne’nin rahatça bakabilmesi için büyük resimli kitaplar almaya çalışıyoruz. Pena Yayınları’ndan çıkan “Uyku Zamanı Hikayelerim” favori bir kitabı… Bir yaşı boyunca gösterdiğim büyük resimli kartları var. İsmi “Sayılar, Renkler, Şekiller, İlişki Kurma, Zıt Kavramlar Flash Cards” ve “Sevgili Bebek 0-6  Ay Erken Eğitim Zeka Kartları” ni kullanıyoruz. Piyasada bu anlamda daha çok çeşit olabilir aslında…

Defne okula başladı mı? Başladıysa okul nasıl gidiyor? Sıkıntı yaşadığınız noktalar oldu mu?

Defne henüz okula başlamadı. Özel bir çocuk olduğu için oralarda bakıcı ellerinde kalmasın diye düşündük. Şu anda ben ve bazı günlerde babaannesi dönüşümlü olarak bakıyoruz.

Albinizm ile ilk kez tanışan, bebeği albinizmli doğmuş ailelere ne gibi tavsiyeleriniz olurdu?

Ailelere kesinlikle albinizmi araştırmalarını öneriyorum. Bilinmezlik insanları üzüyor bence. Bana “Kızın evlenebilecek mi?” diye soran kişiler çıkıyor, ki albinizm evlenmeye ve güzel bir yuva kurmaya kesinlikle engel değil.

Albinzm zekayı etkileyen bir durum değil. Sadece önlemini alman gerekiyor. Dışarı çıkarken güneş kremi, şapkası ve gözlüğü unutulmaması gereken 3 şey. Aslında bu herkesin yapması gereken bir şey ama albinizmli bireylerde daha dikkatli olunması gerekiyor. Renk pigmentinin olmaması güneşten daha çok etkilenmeye sebep oluyor.

Albinizm Ne Değil?

Nadir bir genetik durum olduğu için toplumumuzda albinizm çok bilinmiyor. İnsanlar bilmedikleri, anlamadıkları durumlara farklı yaklaşabiliyor ya da nasıl yaklaşacağını bilemiyor. Albinizmli bireyler de bu nedenle sosyal anlamda bazı sıkıntılar yaşayabiliyor. Aşağıda albinizmli bireylere sık sorulan sorulardan/yapılan yorumlardan bir derleme yaptım. Bu soruların bazılarının günlük hayatta size yöneltildiğini tahmin ediyorum. Bu soruları nasıl yanıtlamak istersiniz?

Neden hep güneş gözlüğü takıyorlar?

Hemen hepimiz parlak güneş ışığında rahat etmek için güneş gözlüğü kullanırız. Albinizmde gözler daha hassas olduğundan, pek çok albinizmli birey özellikle dışarıda, gün ışığında güneş gözlüğü kullanır. Güneş ya da diğer parlak ışıkların yansıyarak göze verdiği rahatsızlığı azaltmak için Defne de güneş gözlüğü kullanıyor.

Defne Albinizm

Albinizmli bireylerin zihinsel rahatsızlıkları olurmuş, doğru mu? (Gözlerini sürekli kırptığı, nesneleri görebilmek için başını eğdiği ve nesneleri kendine yaklaştırdığı için bu şekilde sanılıyor)

Albinizimli bireylerde Nistagmus (Nystagmus) denilen istemsiz göz hareketleri olabilir. Bu istemsiz göz hareketleri nedeniyle albinizmli bireyler bazen kafalarını çok hafifçe eğebilir, kafalarını hareket ettirebilir ya da nesneleri daha iyi seçebilmek için gözlerine yaklaştırabilirler. Bu hareketler daha iyi görmelerine yardımcı olur. Bu durumların zihinsel rahatsızlıklarla hiçbir ilgisi yok… Albinizmli çocuklar da, tıpkı diğer çocuklar gibi büyür, gelişimleri normal şekilde seyreder. Görme durumlarına yardımcı olacak cihazlar kullanırlarsa başarılı birer öğrenci olurlar.

Yabancı mı? Anne-baba kahverengi saçlı, bu sizin çocuğunuz değil mi?

Ben kumral, eşim esmer olduğu için bazen bu soruyla karşılaşıyoruz. Dışarıya çıktığımızda çevrenin, özellikle büyüklerin tepkisi o kadar sevimli ki… Tabii ki çocuklar bu konuda daha direkt ya da kaba olabiliyorlar. Biz yanımızda ünlü birini gezdiriyormuşuz gibi hissediyoruz. Herkes arkasına baka baka geçiyor yanımızdan. “Baksana ne kadar tatlı!” gibi sözler söylüyorlar.

İşin aslı her 70 kişiden biri albinizme sebep olan genin taşıyıcısı oluyor. Bir çiftten her ikisi de taşıyıcı olursa çocukları %25 oranda albinizmli, %50 oranda taşıyıcı, %25 oranda da diğer (ne albinizmli, ne de taşıyıcı) olabiliyor. Yani kahverengi saçlı anne babanın her ikisinde de albinizme yol açan gen varsa, çocukları sarışın olabiliyor.

(Uzaktan)Selam verdim, neden selamımı almadı?

Albinizmli bireyler uzaktaki nesneleri net olarak göremeyebilir. Kimi zaman ancak belli bir mesafeye kadar yaklaşınca sizi seçebilir veya onun yanına gidip konuşana kadar sizi tanımayabilir. Bunu göz önüne alarak, size selam vermemesini ya da uzaktan sizi tanımamasını lütfen kişisel olarak algılamayın.

(Gözlerine dikkatle bakarak) Tüm albinizmlilerin gözleri kırmızıymış diye duydum, doğru mu?

Albinizmlilerin gözleri kırmızı değil. Sadece üzerine ışık ya da fotoğraf makinasının flashı vurduğunda kırmızı gibi gözükebiliyor. Renkli gözlü olmak melanin pigmentinin eksikliğinden oluyor. Dolayısıyla genelde mavi ya da gri gözlü oluyor albinolar.

Teni çok beyaz. Yazın, plajda ya da açık hava aktiviteleri yaparken zorluk çekmiyor musunuz?

Albinizmli bireylerin güneşe karşı hassas olduğu doğru. Ancak gerekli önlemleri alarak biz de dış mekan aktivitelerini elbette yapıyoruz. Öncelikle güneş kremimizi bakkala bile gitsek sürüyoruz, güneş gözlüğü ve şapka kullanıyoruz. Yerine göre uzun kollu/bacaklı kıyafetler giyiyoruz. Yakıcı öğlen güneşine çıkmamaya çalışıyoruz. Bu önlemleri alınca sokak aktiviteleri her aile gibi bize de keyif veriyor.

İleride saçını/kaşını boyamayı düşünür müsünüz?

Albinizmin değişik türleri var. Bazı türlerinde saça, deriye ve göze renk veren melanin az da olsa bulunabiliyor. Ait olduğu ırka bağlı olarak albinizmli bireylerin saçları beyaz, sarı veya kahverengi olabiliyor. Mesela okular albinizm denilen türde sadece göz etkileniyor ve bu insanların siyah saçları olabiliyor.

Defne’nin saçları beyaz yakın bir sarı. Saç boyama konusunu düşünmemiz için henüz çok erken. Ben kızımın saçını boyamayı düşünmem, böyle bir öneriyi ona götürmem, bu tamamen kendisinin vereceği bir karar. İleride baktım ki kendisi bunu sorun ediyor, böyle bir şey talep ediyor, o zaman düşünürüz tabii ki…

Türkiye’de Albinizm Algısı

Albinizm konusunda Türkiye’de devlet desteği ne yönde?

Türkiye’de bu konuda devlet desteği çok az maalesef. Çünkü senede 2 defa gözlüğü değişiyor şu anda ve güneşten daha az etkilenmesi için gözlük özel camlarla yapılıyor. Teleskopik gözlük kullanmak durumunda kalanlar var mesela. O gözlüklere devlet tarafından çok cüzi bir miktar ödeniyor. Ayrıca görme bozukluğu konusunda bir iki merkez dışında herhangi bir rehabilitasyon çalışmasının yapılmıyor olması da problem yaratıyor.

Albinizmin OCA, OA gibi farklı türleri bulunuyor. Albinizm türlerinin belirlenmesi, kullanılan cihazlar ve uygulanabilecek destek yöntemleri Türkiye’de sınırlı. Bu anlamda ileriye dönük yapılabilecek genetik çalışmaların albinizmli bireyler için oldukça faydalı olacağı söylenebilir.

Türkiye’de Albinizm ilgili neyin değişmesini isterdiniz?

Sadece albinizmle ilgili değil ama çocukları “herkesin farklılıkları olabileceği” konusunda eğitmemiz gerektiğini düşünüyorum. İnsanların farklılıklarını kırıcı bir şekilde dile getirmenin onları üzebileceğini öğretmeliyiz. Hele de albinizm gibi hassas konularda dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Farklıklara karşı olan algının değişmesi yönünde çalışmalar yapılabilir.

Albinizmin finansal olarak aileleri zorlayan kısımları var mı? Albinizm ile yaşayan ailelerin finansal konularda daha az zorlanmaları için verebileceğiniz tavsiyeler var mı?

Deriyi korumak için sürekli özel bir güneş kremi kullanmak gerekiyor. Biz mesela bu kremden senede 2 tane bitiriyoruz. Albizinm derneği bu konuda ailelere yardımcı olmaya çalışıyor. Ayrıca özel gözlükler, görme cihazları, eğitimi desteklemek için özel basılmış kitaplar gerekiyor. Bunlara her aile ulaşamayabilir ya da finansal olarak bazı aileleri zorlayabilir.

Albinizmli çocukların/bireylerin yaşam kalitesinin artırılması için neler yapılabilir? (Tedaviler, günlük hayattaki bazı düzenlemeler, özel eğitimler, kullanılabilecek özel aletler…)

Albinizmli çocuklar için büyük puntolu kitaplar basımında sorunlar yaşanıyor benim gördüğüm kadarıyla. Bu konunun üzerine gidilebilir. Sınıflarda özel ekipmanlarla çocuklar tahtayı defterine yansıtabiliyor ama herkes bunlara kendi imkan ve ölçütleri dahilinde çözümler buluyor. Yetkililerin bu konuyla ilgilenmelerini bekliyoruz.

Türkiye’de Albinizm konusundaki ilk dernek olan Albinizm Derneği 2013 senesinin sonunda kuruldu. Bu derneği biliyor muydunuz ya da üyesi misiniz?

Biz zaten albinizm konusunda çoğu bilgiyi oradan öğrendik. Albinizm Derneği bu konuda gerçekten çok faydalı. “Albinizmli Bir Çocuk Yetiştirmek” diye bir kitap var mesela onlar sayesinde Türkçe’ye çevrilmiş ve basılmış. Albinizmli çocuk yetiştiren aileler için çok güzel bir kaynak. Doktor randevularında yine çok yardımları oluyor. Senede birkaç kez buluşmalar düzenleniyor, aileler orada ortak sorunlarından bahsedip birbirlerine yardımcı oluyor.

Anne Olmak Üzerine…

Bir insan, bir anne ve bir kadın olarak hepimiz bazen nefes almaya ihtiyaç duyabiliyoruz. Hayatın koşuşturmacası içinde bir günü tamamen kendinize ayırma şansınız olduğunda neler yaparsınız?

Kendime ayırcak bir günüm olsa sessiz, sakin bir dağ evinde, şömine başında film izlemeyi tercih ederim.

Sosyal medyayı kullandığınızı görüyorum. @defnelcin2016 isimli bir Instagram hesabınız var. Sosyal medyanın hayatınızdaki yerinden ve etkisinden bahseder misiniz?

Albinizm konusunda bana Instagram’dan ulaşan kişiler var. Sosyal medya vasıtasıyla soruları olan arkadaşlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir konu, okurlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Albinizm bir engel değil. Albizmli olup önemli yerlere gelen bir çok insanla karşılaşabiliyoruz. Hatta genelde albinoların daha zeki oldukları yönünde değerlendirmeler alıyorum ben çevreden. “Önemli olan beynimizde, kalbimizde bir engelin olmaması…” diyorum. Yararlı olabilirsem ne mutlu bana.

☛ Siz de şahsen/blog dünyasında/sosyal medyada tanıdığınız özel bir aileyi Sıradışı Aileler Yazı Dizisi‘nde görmek istiyorsanız bana blogumun iletişim sayfasından mesaj gönderin.

☛ Daha önce yayımladığım ve dünyanın dört bir yanında yaşayan aileleri anlatan Dünyayı Kucaklayan Anneler Yazı Dizisi‘nde de çok farklı, tanımaya değer anneleri bulabilirsiniz.

Sevgiyle kalın,

Tanla

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

senelik izin

bir rahat bıraksalar