Kahvaltıdan sonra arabamıza atlayıp ne zamandır ertelediğimiz üye olma işini yapmak üzere semt kütüphanesine gittik. Kütüphane oldukça modern ve davetkar tek katlı bir bina. Kartlarımızı çıkardıktan sonra bebeğimin uyanmasına fırsat vermemek için sürekli puseti iterek rafların arasında dolaştım. Bebeklerle ilgili bir dolu kitap, birkaç tane roman ve iki tane de film ödünç aldık. Ardından Panera’ya gidip güzel bir akşam yemeği yedik. Ayrıca çok hoş bir yoğurtçuda dondurma gibi yoğurt yedik. Özellikle yoğurdun üzerine konan portakal tadlı küçük toplar harikaydı. Dışarı çıktığımızda Can acıktığı için bir banka oturup onun hazır mamasını verdik. Hava sıcak olmasına rağmen bulunduğumuz yer gölgeliydi ve hatta güzel bir meltem esiyordu. Temiz havada mamasını yemek Can’ın çok hoşuna gitti. Ve hatta bize en güzel gülücüklerinden birini ödül olarak verdi.
Hemen hergün Can’ı uyuturken sallanan koltuğunda elle salladığımız için kollarımız ağrıyordu. Bu nedenle salıncak şeklinde kendiğinden sallanan bir bebek koltuğuna bakmak için Target’a girdik. Ancak Can yorgunluktan huzursuzlanmaya başladığı için fazla kalamadık. Arabaya bindik ve geçen hafta aldığımız şortu iade etmek için Marshalls’a uğradık. Can’ın uykusu bozulmayınca Barnes & Noble’da da şansımızı denemeye karar verdik. Arabasını mağaza içinde yürüterek de olsa Can 1 saat kadar da burada durdu. Bir de babasına babalar günü için kart aldı.
Eve döndüğümüzde Harvey Karp’ın Happiest Baby on the Block kitabını okumaya başladım. Umarım kolik nedeniyle ağlayan bebekleri sakinleştirme konusunda güzel ipuçları alırım.