in ,

Öğrenme Şekline Göre, Çocuğumun Öğrenmesine Nasıl Yardım Ederim?

İlkokul ile birlikte çocuklardan pek çok yeni şey beklemeye başlıyoruz. Okuma, yazma, ödev, kitap okuma gibi… Her çocuğun öğrenme şekli, öğrenme ve uyum hızı farklıdır. Kimisi bu yeni akademik becerilere daha kolay adapte olur, kimi çocuk içinse öğrenme, uzun ve daha çok çaba gerektiren bir süreç olabilir. Çocuğumuz öğrenme, derslerini yapma, ödevleri tamamlama konusunda sıkıntı çekiyorsa, ona nasıl yardımcı olabileceğimizi biliyor muyuz? Yoksa, bizim evde olduğu gibi, sizin evde de ders saatleri ertelemeler ve bahanelerle işin içinden çıkılmaz bir hale mi geldi? (Burada derin bir nefes alalım! ? Üzerinde çalışıyoruz! ?)

Uzman (Klinik) Psikolog Gülgün Kurtay, bu yeni yazısında, değişik öğrenme şekillerine göre çocuğumuza nasıl yardımcı olabileceğimizi anlattı: Sizin çocuğunuz görsel öğrenme mi? işitsel öğrenme mi? kinestetik (dokunsal) öğrenme mi? yapıyor. Hangi öğrenme şeklinde, hangi taktiği uygulayarak çocuğumuzun başarılı olmasını, o ödevlerin bitmesini sağlarız? Hepsi bu yazıda…

 

Bu süreçte ebeveynler bir rehber görevi görmeli: Yol gösterici ve destekleyici olunmalı. Ancak ilkokulun, özellikle ilk dönemi, ödevlere anne veya babanın eşlik etmesi gerekebiliyor. Harf veya kelimeleri kopyalayıp yazma, satıra sığdırma, kelime ya da cümleyi dikte etme gibi ödevler oluyor bunlar genellikle. Çocuklar başlangıçta genellikle büyük yazıp satıra sığdıramıyor, buna baştan müdahale edip uyarmazsanız, ya da harf veya kelime atladığında hatırlatmazsanız, koca bir satırı ya da paragrafı baştan silip yazması gerekebiliyor. Bu durum hayal kırıklığı, öfkeye ve ödeve tepkiye sebep olabiliyor.

Yalnız, ödevi çocukla birlikte yapma işini abartır, onun yerine yapar veya gereğinden fazla müdahil olursanız, çocuk ödevi ‘sorumluluğu’ gibi değil ‘ortak bir sorumluluğunuz’ gibi algılayabiliyor. Konuştuğumuz dile dikkat etmek de bu noktada önemli. ‘Ödevini yap.’ ve ‘Gel, ödevimizi yapalım.’ çok farklı anlamlar yaratabilir. Birinde ödevi hatırlatıyor, ikincide ödeve davet ediyorsunuz, reddedilme olasılığınız yüksek. Asla ödevimiz, kitabımız, okumamız gibi ona ait sorumlulukları paylaşan cümleler kurmamalısınız.

Tanla’nın ödev ve sorumluluk ile ilgili Çocuğum Sorumluluk Almıyor ve Odaklanmıyor başlıklı yazısını okuduğumda, kendimden çok şey buldum. Benim büyük oğlum da 1.sınıfa gidiyor ve ben de tıpkı Tanla gibi okuldan gelir gelmez ödevini bitiren, bitirmeden rahat edemeyen bir öğrenciydim. O yüzden Çınar’a ödevini hatırlattığımda, şundan sonra, bundan sonra gibi bitmeyen bahaneler üretmesi beni hem şaşırttı, hem de yordu. Ödevi geç saate ertelediğinde, daha çok hata yapıyor, uykusu geldiği ve yorulduğu için, sık sık esniyor, dikkati dağılıyor ve ödev gereğinden uzun sürüyor.

Okuldan gelir gelmez (16.30) ödev yapmaya ise kesinlikle karşı. Geldiğinde, önce meyve-süt-kek gibi atıştırmalıklar yemekten ve biraz televizyon izlemekten hoşlanıyor. Bunlar bitince (17.00) kardeşiyle top oynamak ya da parka gitmek istiyor. Gözlemlediğim kadarıyla 18.00 onun için ideal ödeve başlama saati. 19.00’u geçtiğinde uyku ve yorgunluk faktörü devreye giriyor. En geç 21.00’de uyumuş oluyor. (Bu arada çocuklarınızın ideal uyku saatlerine dikkat etmenizi öneririm. 5-10 yaş arası çocukların en az 10 saat uyumaları gerekiyor. Daha az uykunun dikkat ve öğrenme yetilerinin azalmasına neden olduğuna yönelik bulgular var.)

Dediğim gibi 18.00 gibi başladığı ödevin daha verimli olduğunu, okuldan geldikten sonraki açlık-dinlenme ve oyun ihtiyaçları karşılandıktan sonra daha rahat çalışabildiğini gördüm. Yine de hala hatırlatmama ve teşvik etmeme ihtiyaç duyuyor. 1.sınıf süresince bu şekilde devam etmeye, önümüzdeki yıl ise, kontrolü ona bırakmaya karar verdim.

Ancak elbette her çocuk farklı. Kimisi okuldan gelir gelmez yapmayı tercih eder, kimi ise daha geç saatlerde. Önceki yıllarda ilkokul 4’e giden bir danışanımla (ödev yapmadığı, ders çalışmadığı için annesi getirmişti) ideal ödev yapma zamanını bulmaya çalışıyorduk. Servisle okula gidiyor ve sabah 8’de evden çıkıyordu. Normalde 7.30’da kalkması gerekirken, 06.45’te kalkıp ödev yapmayı istedi. Pek çok öğrenci için zorlayıcı bir seçim olabilir, fakat o bunu kendi seçmiş ve çok iyi uyum sağlamıştı.

Ödev Yapmaya Yardımcı Olacak Taktikler

  • Zamanı çocuk seçsin: Ödevini yapmayı tercih edeceği zamanı ona sorun, örneğin oyun-yemek gibi ihtiyaçları için gerekli zamanı ayırdıktan sonra, diyelim ki 18.30 da yapacağını söyledi. Saat kurabilir, bunun ona hatırlatıcı olmasını sağlayabilirsiniz.
  • Israrcı olmayın: Ödevini yapması için aşırı ısrar etmeyin. Hatırlattınız ve yapmadı. Ödevsiz okula gidip öğretmenine bunu kendi açıklayabilmeli. Mahcubiyet yaşayabilir, rahatsız hissedebilir ama onu bundan mahrum edip ödev için baskı yapmak ebeveyn-çocuk ilişkinize zarar verebilir.
  • İsteksizliğin nedenini bulun: Ödev yapmak istememesinin nedeni var mı? Öğrenme güçlüğü? Göz bozukluğu? Çok zor/fazla ödevler? Çok basit ödevler? Ödevlerin kontrol edilmeyişi? Bu tür bir neden varsa gerekli çözüm yolu bulmada öğretmenle, rehberlik uzmanıyla işbirliği içinde olabilirsiniz.
  • Öğrenme şeklini bulun: Çocuğunuzun öğrenme şeklini bulmaya çalışın. Eğer öğrenme şeklinin ne olduğu belirlenirse, bu bireylerin nasıl öğrenebileceği ve onlara yönelik nasıl bir öğretim planlanacağı da daha kolay bir biçimde kestirilebilir. Öğrenme şekilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır.

Öğrenme Şekilleri

Üç çeşit öğrenme şekli vardır: Görsel öğrenme, İşitsel öğrenme, Kinestetik(Dokunsal) öğrenme. Çoğunlukla biri ağırlıklı olmak üzere her üç öğrenme şekline de sahip olabiliriz. Bir öğrenme şekli bir diğerinden iyi veya kötü değildir. Herkes yaşamı boyunca tüm öğrenme şekillerini kullanmakta ancak bir tanesini daha fazla tercih etmektedir.

Görsel Öğrenme ?

Görsel öğrenme şekline sahip olan öğrenciler, flash cardlar gibi görsel materyallerle desteklenen her tür bilgiyi daha rahat öğrenirler. Fakat önceden bilgi sahibi olmadığı veya görmediği yeni bir konu sözlü olarak işleniyorsa (örneğin tarih, felsefe gibi derslerde) konuya odaklanmada zorluk çekerler. Bu tür dersleri, okuyarak, renkli kalemlerle önemli yerlerin altını çizerek çalışmaları önerilir. Öğrenme ortamındaki ışık kullanımı onlar için önemlidir. Çoğunlukla beyaz ışığı rahatsız edici bulurlar. Görsel detayları hatırlamak onlar için daha kolaydır. Örneğin yeni tanıştıkları birinin ismini hatırlayamasalar da yüzünü unutmazlar. Genellikle hızlı okur, ayrıntılara dikkat ederler ve akademik hayata kolay uyum sağlarlar.

Görsel öğrenen çocukların öğrenmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırmak için;

  • Çalışabilecekleri derli toplu bir yere ihtiyaçları vardır.
  • Bilgi ve kavramları sembol ve resimlere dönüştürmeleri, hatırlamalarını kolaylaştıracaktır.
  • Öğrenmeyi kolaylaştırmak için harita, şema, şekil ve diğer görsel araçlar kullanılabilir.
  • Kelimeler yerine sembol, işaret ve grafikler tercih edilmelidir.
  • Ders dinlerken veya konu çalışırken anladığını kısa cümle ya da birkaç anahtar kelimeyle özetlemelidirler.
  • Okurken önemli yerlerin altı renkli kalemlerle çizilebilir.
  • Anahtar sözcük kartları hazırlanabilir. Kartların az bilgi içermesi belleğe kolay yerleşmesini sağlayacaktır.
  • Karmaşık konular çizimlere dönüştürülebilir.
  • Problem çözerken istenen ve verilenler renkli kalemlerle yazılabilir.
  • Öğrenilen konu ile ilgili CD’ler izlenebilir.

İşitsel Öğrenme?

Bu öğrenme stiline sahip öğrencilerin avantajı, dinleyerek öğrendikleri bilgiyi hafızada daha kolay tutabilmeleridir. Başka bir deyişle, “dersi derste öğrenir” diyebiliriz. Ancak dezavantajı, hızlı okumakta zorlanırlar, bu konuda görsel öğrenenlere göre daha yavaştırlar. Belirli bir süreden sonra sessiz okumakta zorlanırlar ve sıkılırlar. Okudukları bölümden önceki açıklamaları okumakta ve takip etmekte zorlanırlar. Okuma ve yazma aktiviteleri içeren sınırlı-süreli sınavlarda zorlanırlar. Çok sessiz sınıf ortamından sıkılırlar ve konuşmak için fırsat ararlar. Dikkatleri odaklamışken yüksek ses veya gürültüyle irkilmekten hoşlanmazlar. Bazı öğrenciler sınav esnasında dışarıdan gelen korna sesi, yüksek sesle konuşma gibi gürültülere aşırı tepki verip konsanstrasyonlarını tamamen yitirirken, kimileri ise bu seslere aldırış etmeden devam edebilir. Bu seslere tepkili grup büyük ihtimal işitsel öğrenme stiline sahiptir.

İşitsel öğrenen çocukların öğrenmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırmak için;

  • Ders çalışmak için sessiz bir ortam oluşturulmalıdır.
  • Konular tekrar edilirken yüksek sesle okunmalıdır.
  • Problem çözerken akıldan geçenler sesli olarak anlatılmalıdır.
  • Panel ve seminerlere katılım sağlanmalıdır.
  • Anlatırken de iyi öğrendiklerinden, çalışırken anlatım yöntemi kullanılabilir.
  • Öğrenmeyi kolaylaştırmak için çalışma grupları oluşturulabilir ya da bir çalışma arkadaşı bulunabilir.
  • Öğrenilmesi gereken materyal şarkılara dönüştürülüp ve yüksek sesle söylenebilir.
  • CD çalar vb cihazlardan faydalanabilirler.

Kinestetik (Dokunsal) Öğrenme ?

Kinestetik öğrenme şekline sahip grup ebeveyn ve öğretmenleri en çok zorlayan gruptur. Kıpır kıpır, hareket halinde olmaktan hoşlanırlar. Masa başı ödev yaparken, hiçbir şey yapamasa ayağını sallar; kitap okurken sık sık pozisyon değiştirir, elinde kalem çevirir. Böyle durumlarda dikkatli izleyin, örneğin elinde kalem çevirirken normale göre daha mı yavaş okuyor? Çok büyük bir farklılık yoksa, kalemini bırak, bacağını sallama, kıpırdanma gibi uyarılarda bulunmayın. Sözel, ezbere dayalı derslere çalışmak onlar için daha zordur. Kondisyon bisikletinde pedal çevirirken, tarih çalışan bir lise öğrencim olmuştu, bu sayede en sonunda geçer not almayı başarmıştı.

Kinestetik öğrenen bir çocuğunuz varsa, masa başında 40 dakika ödev yapmaya zorlamak ona sıkıcı gelecektir. Zaten okulda bütün gün zorlanıyordur. Ders arası ufak molalar verdirin, küçükler için ufak jimnastik hareketleri, zıplama, diğer odaya bir şey almaya göndermek gibi. Siz onu beklerken orada oyalanıp geç gelmesi mümkün, sakin olun 🙂

Kinestetik öğrenen çocukların okul dışında bir spor ya da dans aktivitesine katılımı sağlanmalıdır.

Okulda öğretmeni tahtayı silmek, diğer öğrencilere fotokopi dağıtımı yapmak gibi görevler verebilir. Hareket ihtiyacı kısıtlanmayan çocuk daha uyumlu olacaktır.

Kinestetik (Dokunsal) öğrenen çocukların öğrenmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırmak için;

  • Çalışırken kendi istedikleri yerde ve şekilde çalışmalarına izin verilmelidir.
  • Çalışırken hareket etmeleri kısıtlanmamalıdır.
  • Ellerini kullanabileceği çalışmalar yapılmalıdır.
  • Derse konsantre olabilmeleri için ön sıralarda oturtulmalıdırlar.
  • Evde deneyler yapmaları için izin veilmeli, destek olunmalıdır.
  • Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gibi yaşayarak öğrenebileceği mekânlar ziyaret edilmelidir.
  • Bir şeyler anlatacakları zaman ayağa kalkma ve tüm vücudunu kullanarak anlatabilme özgürlüğüne sahip olmalıdırlar.
  • Sözcükleri ya da sözel bilgileri öğrenirken kuma yazdırma yöntemi uygulanabilir.
  • Çalışırken elinde kitap ya da kartlarla ileri geri yürüyebilir, yüksek sesle okuyabilirler.

 

Gulgun Kurtay
Uzman (Klinik) Psikolog Gülgün Kurtay
1985 İzmir doğumluyum. İzmir Atatürk Lisesi, sonrasında, Ege Üniversitesi Psikoloji (2007) ve Ege Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans (2010) mezunuyum. İzmir ve İstanbul’da çeşitli danışmanlık merkezleri ve hastanelerdeki deneyimlerimin ardından, son olarak Kybele Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde (Şerifali/İstanbul) çocuklar ve aileleriyle çalışmalarımı sürdürüyorum. Evliyim ve iki oğlum var. 2011 yılında büyük oğlumun doğumu sonrası keşfettiğim, ilgiyle takip ettiğim BebekveBen’de konuk yazar olmaktan heyecan ve keyif duyuyorum ve paylaşımlarımın yararlı olmasını umuyorum.

 


Sen de BebekveBen’e konuk yazar olabilirsin. Anne, bebek, çocuk, aile konularında söyleyeceklerin varsa bana İletişim sayfamdan ulaşabilirsin. Daha önceki konuk yazarların yazıları

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sıradışı Aileler: Otizm ve Garen

gebelik

Kaç Haftalık Hamileyim? Bebeğim Ne Zaman Doğacak?