in , , ,

Kendi Tuvalet Eğitimimi Bitirmedim ki, Çocuğuma Eğitim Vereyim

Az önce Eren’in Tuvalet Eğitimi Yalanı başlıklı yazısını okurken kendi kendime kıs kıs güldüm. Hakikaten blog yazan annelerde bahsettiği gibi bir eğilim var: Yaz geldi mi herkes çocuğunun çişiyle, kakasını nasıl terbiye ettiğini (ya da edemediğini) yazıyor.

Yazıyı okurken bir de, aynı filmlerdeki gibi, geçmiş zamana flashback (geri dönüş) yaptım. Hani şu televizyon ekranının dalgalanıp, görüntünün siyah-beyaz olduğu ve geçmişte olan biteni gösterdikleri şeyden. Tuvalette oturan kendime dışarıdan bakmaya başladım. Bir dakika! İşin garibi flashback’de gördüğüm ben, küçüklük halim falan değil. Bizzat şimdiki halimdi: Tuvalet özürlüsü bir anne.

Aman da bu ne biçim kadın. Çocuğunun çişi-kakası bitti, utanmadan kendininkini yazıyor demeyin. Tuvalet eğitimi çok önemli. Belki 4+4+4’den bile önemli bir eğitim meselesi…

Bu işi kibarca anlatmanın bir yolu var mı bilmiyorum. Elimden geleni yapacağım. Efendim, nacizane bendeniz, bebekliğimden beri kabızlık çekerim. Annem “Senin kakalı bezini yıkadığımı bilmem. Şöyle bir tuvalete silkelerdim. Bezin tertemiz olurdu. ” diye anlatır bu durumu. Lazımlığa da çok erken, yaklaşık 1 yaş civarında oturmuşum. Üstelik pek de temiz bir minik hanımmışım… “Yaptığım kabahati tuvalete ben dökeceğim.” diye tutturur, annemi lazımlığa dokundurmazmışım.

Can’ın ilk bezini açtığım günden itibaren, onun da erkenden kendi işini halletmeye başlaması için dua etmedim desem yalan olur. Temizlemek zor geldiği için falan değil ha! Ara sıra burnumun direği kırılsa da, asla iğrenmem, gocunmam. Benim derdim, oğlanın bağımsızlığına bir an önce kavuşması. Ancak bizim hınzır 14 aylık olmasına rağmen, henüz öyle bağımsızlık sinyalleri falan vermiyor. Sadece kakasını ettiğinde bez bölgesine eliyle pat-pat vurarak haber veriyor. Çişli bezini ise şişirebildiği kadar şişirmekten son derece memnun.

Neyse, benim hikayeme dönersek… Dediğim gibi, bebeklikte erkenden kendi başıma tuvalete gitme olayını halletmişim. O tarihten bu tarihe de, afbuyurun, küçük abdest konusunda da (bakın kibarca yazdım) hiçbir sorunum yoktur. Böbreklerim maaşallah süper çalışır. Bir bardak su içmeye göreyim, yarım saat içinde gerekli vitamin ve mineralleri sentezledikten sonra, 100 numaranın yolunu tutarım. Ancak şu kabızlık sorununu 30 küsür senedir  halledebilmiş değilim. Sadece hamileliğim süresinde ve sonrasında birkaç ay tuvalete bayram yaparak gidebildiğim takdire şayan bir dönem olmuştu. Bu dönemim kalıcı olmasını bütün kalbimle diledim. Lakin bütün çabalarıma rağmen, bir müddet sonra eski beton halime döndüm.

Kabızlık deyip de geçmeyin. (Şimdi sizlere düzenli olarak çıkmanın faydalarını oturup da anlatmayacağım. Google’ı açın öğrenin.) Benim bekleyişim en az 3 günden başlar, nadir durumlarda 1 hafta-10 günlere kadar uzar. Zaman uzadıkça da malum işlem zorlaşır. Bu nedenle her sabah düzenli bir şekilde işini halleden insanlar, benim gözümde mucizevi yaratıklardır.

Bu durumun işime yaradığı tek zaman, ev dışında vakit geçirdiğim zamanlardır. Mesela sokak gezmeleri ya da seyahat gibi tuvaletlerin hijyen standartlarının şüpheli olduğu pozisyonlarda, hiç zorlanmadan bekleyebilirim. Zaten ev dışında, sağda-solda Winston Churchill’i ziyareti etmekten hiç hazzetmem.

Evdeki tuvalet seanslarım da çok kısa olur. Girişimle çıkışım 3-4 dakikayı geçmez. O nedenle tuvalette 30 dakika kamp kuranları hiç anlamam. Hele gazetesini ya da cep telefonunu alarak tuvalete giren insanoğluna uzaylı gibi bakarım. Birkaç kere araştırmacı gazeteciliğim tutarak “Dur bakalım, nasıl  oluyormuş öyle tuvalette otururken gazete okumak?” dedim. Gazetemi alarak içeriye girdim. Ammavelakin, okuduğum tek bir satırı bile anlamadığım gibi, asıl işimdeki konsantrasyonum da bozuldu. Deneyim de “Başlarım böyle zevke!” diyerek, gazeteyi banyo küvetine fırlatmamla sonuçlandı.

Benim bu halim, tüm aile bireyleri (ve şu an itibarıyla sanırım tüm Türkiye) tarafından bilinir. Aile sohbetlerinde konusu geldikçe, mısır yiyip taşa oturmaktan tutun, her sabah bir bardak erik suyu içmeye kadar her nevi tıbbi tavsiyeye,”Tabii, bütün gün o bilgisayarın başında oturuyorsun, hareketsizlikten, biraz kalksan yürürsen” gibi yaşam şeklime ufaktan dokunduran cümlelere maruz kalırım.

Uzun lafın kısası, şu yaşıma geldim, ben tuvalet eğitimimi (ya da en azından BÜYÜK bir kısmını) halledemedim. Oğluma vereceğim en baba tuvalet eğitimi de “Ne yaparsan yap anan gibi olma evladım” olacaktır.

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
    • Ahahahha! Kakasıyla kavgalı… Süper tanım olmuş… Bilmem tuvalet eğitimiyle ilgili midir? Annemim zamanında tuvalet eğitimi diye birşey pek yoktu. Yine de merak ettim. Bir sorup emin olayım. Bence tamamen benim gıcıklığımdan 🙂 ))

    • Yaa sorma Derya. Babaların bu konuda bir özelliği var. Yoksa kız çocukları bale dersi alırken, erkek çocukluklarına gizlice “Süratli Çıkarma Tekniği” dersi mi veriliyor. Anlayabilmiş değilim.

  1. erken ve biraz da zorla verilen tuvalet eğitiminin en buyuk dezavantajı omur boyu takınıtlı insanalr yetiştirmesi. bir de her yere kakasını bırakamayan, sık sık kabızlık çeken yetişkinler yaratması. 4 yaşındaki oğlum 6 ydır gittiği kreşte bir kez bile o kıymetli kakasını bırakmadı. bu zamanla aşılacak birşey. ama yetişkinlerde de boyle sorunlar goruluyorsa temelinde yanlış tuvalet eğitimi vardır diye biliyorum. biraz analr donemle alakalı sorunlar olabilir. psikanaliz gerek 🙂

    • Hmmm! Bir araştırayım. Açıkçası tuvalet eğitimiyle ilgili henüz araştırma yapmadım. Bilmediğim konuda bir yorum yapmak istemem. Ama bilgiler için çok teşekkürler!

  2. :)) YETTTTMİŞŞŞŞŞ MİLYON kabız olduğunu öğrendi yani:)

    Lisedeyken ben de öyleydim. Çoğu kadının derdidir zaten. Ne zaman ki asidik beslenmeyi azaltıp spora başladım, hayatım değişti. Saat gibiyim. Tavsiye etmekten geri duramam:)

    Eren

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Babalar Günü

Her Baba Tipine Ayrı Son Dakika Hediyeleri

BebekEvde.com Dekoratif Harfler Çekiliş Sonucu