Blogumda yepyeni, sıcacık bir sohbetler serisine başlıyorum. Benim gibi gurbette yaşayan, kimileri yabancı bir eşle evli, dünyanın bambaşka köşelerine yerleşmiş annelerle ilgili bir yazı dizisi olacak. Her yazıda değişik bir ülkeye pencere açacağız, farklı yaşamlara dokunacağız. Yaşam, kültürler, gelenekler, yemekler, çocuk yetiştirme biçimleri, birbirinden renkli fotoğraflar ve hayatlar… Hepsi bu dizide olacak… Sosyal medya fenomeni falan değil, ta içimizden kadınların dünyayı kucaklamasını izleyeceğiz beraber…
İlk sohbetim Hintli eşiyle, Katar’da 2 çocuğuyla birlikte yaşayan Esra ile… Onu Instagram’da @hintgelini olarak görmüş olabilirsiniz. Esra’yı ben de ilk olarak Instagram’da takip ettiğim bir hesapta yaptığı bir yorumla fark ettim. Profilini inceleyince içtenliği, tüm kültürlere saygılı/insancıl bakış açısı, Hint filmlerine olan sevgisi ve bu konudaki bilgisi çok hoşuma gitti ve sizlerle tanıştırmaya karar verdim. Esra’da sağolsun ricamı kırmadı ve sorularımı yanıtladı…
Kendini biraz tanıtır mısın? Kimdir Esra Mohammad?
Merhaba! Ben Esra Mohammad, 28 yaşındayım. Biri 34, diğeri 18 aylık iki çocuk annesiyim. Hint’li eşim Shadab ile beraber Katar’da yaşıyorum.
Instagram profilinin adı “@hintgelini” Bu ismin eşinden dolayı geldiğini tahmin etmek kolay. Hemen altında da “Doğanın kızı” yazıyor. “Doğanın kızı” nereden geliyor?
Doğanın kızı, bana lise yıllarımdan beri yakın arkadaşlarımın taktıkları bir lakap. Çünkü doğayı, hayvanları, hayatı çok seviyorum.
Profilinde kendini “bir dünya insanı” olarak tanımlıyorsun. Belki de seni bu nedenle kendime yakın hissettim. Ne ifade ediyor senin için bir dünya insanı olmak?
Açıkçası küçükken kendimi evrenin bir yerlerinde hayal ederdim, sadece bir ırka, bir kültüre ait olup oradan çıkmamak benim doğama aykırı olurdu. Hepsine kucak açmak, hepsini yaşayabilmek, tarafsızca sevebilmek için bir dünya insanı olmanız gerekir. Dünya insanı olmak başta önyargısız olup, hayata özgürce bakabilmektir.
İzmir’de, İstanbul’da, Doha’da, Bombay’da ve Sydney’de yaşamışsın. Yazarken bile başım döndü 🙂 Tedbili mekanda ferahlık mı var? Neden kaynaklanıyor bu haraket?
İzmir’de doğdum, İstanbul’da çalıştım. Sonra Doha’ya (Katar) geldim. Eşim Bombay’lı. Hindistan maceramız oradan kaynaklı. Ayrıca Avustralya’da da iş yapıyoruz. Bu yüzden yılın belirli dönemi de oradayız.
Bu kadar gezmeden sonra “şimdilik” favori mekanın neresi ve neden?
En çok Katar’ı sevdim. Hindistan büyüleyici bir ülke ama devamlı yaşamak için gereken şartlar ağır. Benim hayallerimde hep Ortadoğu var. Dünyanın kalbi bence burada bir yerde…
Eşin Hintli… Nasıl tanıştınız? Sizinkisi nasıl bir aşk hikayesi?
İstanbul’da yaşadığım sürece hep Hintli arkadaşlarım oldu. Hint kültürüne ayrı bir ilgim vardı. Eşim de Türk kültürünü seven biri. Ortak bir arkadaşımız buluşturdu bizi ama o olmasaydı da buluşacaktık. Çünkü “Rab ne bana di jodi” – Rabbin birleştirdiği çift. Buna inanıyorum ben.
Ailene Hintli bir erkekle evlenmek istediğini anlattığında nasıl yaklaştılar?
Ailem hiç şaşırmadı. Çünkü biz zaten melez bir aileyiz ve önyargıları yoktu ailemin. Nereli ya da dini nedir diye sorular sormadılar bana. Hiçbir şey de araştırmadılar. Tercihlerime güvenirler.
Düğününüzü anlatır mısın?
Düğünümüz İzmir’de oldu. Kalabalık olmayan, sade ama çok eğlendiğimiz bir düğündü. Bir sürü Hint dansları eşliğinde…Düğünümüzdeki müzik ekibi de tesadüfen Bollywood sever çıktı. Düğünde Hint gelinliği giymek istiyordum. Hintli biriyle evlenmesem de beyaz gelinlik giymiyecektim zaten. Gelinliğimi düğünden 2 gün önce gördüm. Hayal ettim, çizdim, eşim de yurtdışında diktirdi. Getirdiğinde ölçüleri tam üzerime olmuştu. Çok severek giydim.
Yabancı bir eşle evli olmak hep merak edilen bir konu. Seni tanımayan insanların bu konuda pek çok sorusu olabilir. Seni en çok gülümsetenler hangisi?
Hindistan deyince hemen ineğe-öküze tapan bir insan profili geliyor insanların akıllarına… Bu tarz ilginç sorular soruyorlar.
Hint kültürüyle Türk kültürü arasında ilgini çeken bir benzerlik ve bir farklılığı paylaşır mısın?
Hint kültüründe de anne-baba saygısı Türk kültüründeki gibi… Hangi yaşta olursanız olun, onların görüşleri önemli. Benzerlik bu bence… En büyük fark da bence yemek kültürü. Ben Ege’de doğdum. Herşey az pişmiş, zeytinyağlı, limonlu… Hindistan’da tam tersi. Herşey çok pişmiş ve bol baharatlı.
Tipik bir günün nasıl geçiyor?
Güne erken başlamak en sevdiğim şey. 6’da uyanıyoruz. Kahvalti ise 7’de. Eşim işe gittikten sonra ben ve çocuklar bahçede vakit geçiriyoruz, günün ilk güneş ışıklarından faydalanmak adına… 9 gibi her güne bir aktivite seçiyoruz, o sırada ev okulu da yapmış oluyoruz. Sonra miniklerin banyo saati, öğle yemeği ve öğle uykusu. 12 -3 arası uyuyorlar. Ben de o sırada banyo, yemek, çamaşır yıkamak gibi günlük işlerimi hallediyorum. Zaman kalırsa ben de öğle uykusuna yatıyorum. En sevdiğim şeylerden biri saat 3’te eşim gelmiş oluyor. Beraber vakit geçiriyoruz. 5’te akşam yemeğimizi yiyip dışarı çıkıyoruz. Dolaşmayı çok seven bir aileyiz. Genelde akşam 10.30 gibi dönüyoruz. Çocuklar dışarda uyumus oluyorlar. ?
Hangi mutfakları seviyorsun? Türk mutfağından olmayan favori bir tarifi bizimle paylaşır mısın?
Ben başta Hint mutfağını seviyorum. Ardından Lübnan ve ortadoğuda her ülkenin kendine pay biçtigi şeyler var. Abuganush, falafel gibi… En çok onları seviyorum. Size bir Kuzey Hindistan yemeği olan keema aloo (patatesli kıyma yemeği) tarifini vereceğim.
Keema Aloo
*600 gr kıyma
* 5 orta boy patates
* tuz
*1 tk karabiber
*1 tk zerdecal
*1 küçük taze zencefil
* 6-7 tane kişniş
* 5 diş sarımsak
Kıymayı orta ateşte pişinceye kadar kavuruyoruz. Ayrı bir yerde küp halinde patates kızartıyoruz. Kıymanın içine tuz, karabiber, zerdeçal koyup biraz daha pişiriyoruz. Ardından mikserde zencefil, kişniş, sarımsak üçlüsünden bir karışım elde edip, bunu da kıymanın üzerine ekleyip, 3-4 dakika kavurduktan sonra patatesleri ekliyoruz. Kıyma istediğiniz pişme kıvamına gelince taze kişnişi ekleyip servis yapabilirsiniz. Tabii baharat kısmında şunları da kullanabilirsiniz: Sarımsak tozu, tarçın, kakule, kişniş tozu, garam masala, chili biberi…
Hint filmlerini sevdiğini görüyorum. Pek çok Hint filmi son derece ritmik şarkılar ve danslarla bezeli. Film izlerken kendini bir anda oynuyorken buluyor musun? Türkiye’ye gittiğinde aile meclisinde Hint dansı yapmanı istiyorlar mı?
Bazen eşimle film izlerken bir anda sahnede buluyoruz kendimizi… Hint müzikleri öyle etkili ki çocuklar da nasipleniyorlar. Evde, arabada sürekli bir dans halindeyiz. Farkında olmadan bunu yapıyoruz ?
Yusuf Arash isimli bir oğlun ve Mariam Asiya isimli bir kızın var. Çok kültürlü ortamda yaşayan ailelerin çocuklarına isim koyarken göz önüne aldıkları kriterler hep ilgimi çeker. Sizin bu isimleri seçmenizin sebebi neydi?
Eşimle ben Müslümanız. Ortak bir dinin ana karakterleri Yusuf ile Mariam ve diğer inanışlarda da var olan isimler. Asiya, Mariam’a egzotik bir hava katmak icin Mısır kökenli bir isim. Arash’ta İran kökenli bir okçu kral. Yani isimlerde kozmik olmaya çalıştık.
Evinizde hangi dil konuşuluyor? Biz de yurtdışında yaşadığımız için çok dilli ortamda büyüyen çocukların dil gelişimleri ilgi alanımda. Çocukların dil gelişimi ne şekilde gerçekleşiyor? Özel bir yöntem izliyor musunuz?
Eşimin ana dili Hintçe, benim Türkçe. Ortak olarak İngilizce konuşuyoruz. Çocuklar da İngilizce’ye hakim oluyorlar bu nedenle. Sık seyahat ettiğimden Türkçe’ye de alıştılar. Hintçe ise 3.planda. Onu da babaanne ve dedeyle beraberken kulak dolgunluğu olarak alıyorlar. Ben İngilizce ev okulu yapıyorum. Aslında tamamen akışına bırakıyorum. Belki biraz geç toparlayacaklar cümleleri ama 3 dile de hakim olabileceklerini düşünüyorum.
Çocuklar okula gidiyor mu? Gitmiyorsa göndermeyi düşünüyor musun?
Oğlum 2.5 yaşında. Geçen yıldan beri haftanın bazı günleri oyun gruplarına gidiyor. Bu Ocak’ta artık okullu olcak. Kızım 18 aylık, henüz ufak. Burada bulduğum okul daha rahat, zoraki bir eğitim yok. Ama Türkiye’de olsam çok düşünürdüm göndermek konusunda.
Çocukları aileden uzakta yetiştirmenin sence en önemli avantajı ve dezavantajı nedir?
Babaanne ve dedeyle sık sık görüşüyoruz. Aynı şekilde anneanne ve dedeyle de. Biraz daha kalabalık ailede olmak benim en büyük hayalim. O yüzden mümkün mertebe her iki tarafla da beraber olmaya çalışıyoruz. Bence çocuklar saygıyı, hürmeti, sabırı yaşlılardan öğreniyorlar. Benim bakış açımla böyle olması evin bereketi. Uzakta olmanın bir avantajı yok bence.
Bol bol seyahat ediyorsunuz. Küçük çocuklarla uzun yola çıkacaklara vereceğin 3 öneri nedir?
Bir kere seyahat etmek kesinlikle kolay değil, bazen yaşayacağının zor olduğunu bilmek seni daha güçlü kılabiliyor. Bence seyehata özel mısır patlakları, krakerler, kekler, şekerlemeler kurtarıcı… Sürekli oyalanmayı seviyorlar çocuklar. Sevdikleri oyuncaklar, dergiler ve son olarak da acil durum videolari ? çocuk şarkıları yardımcı oluyor.
Eşinle çocukları yetiştirme konusunda farklı olduğunuz noktalar var mı? Varsa birkaç örnek verir misin?
Eşim ne kadar yeni jenarasyon olsa da Hint bakış açısıyla büyümüş biri. Orada çocukları küçük yaştan itibaren zoraki ve adeta yarış atı misali yetiştiriyorlar. Hatta “3 Idiots-3 Aptal” filmi kesinlikle doğru. Oğlum doğduğunda dedesi mühendis olacak demişti. Şimdi gülüyorum ama o zaman çok tuhaf gelmişti. Başarılı olmak için sürekli çalışıyorlar. Eşim tam bir işkolik. Ben ise özgürlükçü, rahat, duygularına gore hareket eden biriyim. Çocukların eğitimi en çok benim tercihlerim doğrultusunda ilerliyor. Ben daha çok sanatsal alanlarda ve yetenekleri doğrultusunda yönlenmelerini istiyorum.
Bir anne olarak çocuklarına vermeye çalıştığın 3 önemli değer?
İlk önce saygı, sonra sevgi ve sadakat.
Yazmayı seviyor musun? Blogun var mı?
Yazmayı çok seviyorum. Genelde konuşur gibi, içimden geldiği gibi yazıyorum. Blogum yok. Instagram’da paylaştığım fotoğrafların altına hikayecikler yazıyorum. Ya da gün içinde hissetiklerimi.
Sohbetimizi tamamlarken eklemek istediğin başka birşey var mı?
Çok teşekkür ederim. Bu benim de ilk sohbet tecrübem oldu. Sorular çok güzeldi, cevaplamakta benim için ayrıca bir zevkti.
Bu sohbet serisinin diğer yazıları:
Bu sohbet serisinin diğer yazıları:
Dünyayı Kucaklayan Anneler: Japonya’dan Duygu
Dünyayı Kucaklayan Anneler: Senegalden Özlem
Dünyayı Kucaklayan Anneler: Amerika’dan Tuçe
Dünyayı Kucaklayan Anneler: Almanya’dan Zeynep
Siz de şahsen/blog dünyasında/sosyal medyada tanıdığınız, yabancı eşi olan ya da olmayan ama mutlaka yurtdışında yaşayan bir anneyi bu yazı dizisinde görmek istiyorsanız bana blogumun iletişim sayfasından mesaj gönderin.
Cok tatli bir sohbet olmus. Tanl’nin sicakligi tum evreni kapliyor.resmen. Sevgili hint gelini Esra’nin sevecen sicak sohbetide cok guzel. Deneyimleri ve yasami cok pozitif. Ozellikle Keema Aloo tarifine bayildim . Mutlaka deneyecegim . Damak tadima vok uygun bir tarif denedigimde hem esraya hemde Tanla’ya resim gonderecegim?Hint yemeklerine merakim cok ve severimde. Bu tatli sohbet icin cok tesekkurler Esra ve Tanla??