Merhaba sevgili okuyucularım. Maalesef ülkece zor zamanlar yaşıyoruz. Önce tüm dünyayı etkisine alan Korona Salgını, sonrasında 30 Ekim’de İzmir’de meydana gelen deprem felaketi…Bu yıl gerçekten hepimiz için zor bir yıl oldu. Bu nedenle sizlere bu hafta travmadan, özellikle de doğal afetler sonucu çocuklarda görülen travma belirtileri ve çocuklarda ruhsal travmayı azaltma yollarından bahsedeceğim.
Ruhsal Travma Nedir?
Amerikan Psikiyatri Derneği “ruhsal travma” yı normal insan deneyiminin dışında olan ve hayatı tehdit edici boyuttaki olaylar olarak tanımlamıştır. (DSM-4, 1994). Travmaların oluşmasında, olayın kişinin hayatını ne kadar tehdit ettiği çok önemlidir. Olay kişinin hayatını ne ölçüde tehdit ediyorsa travmanın etkisi de bir o kadar büyük olur. Özetleyecek olursak travmalar;
1. İnsanın fiziksel bütünlüğünü tehdit eder.
2. İnsanın yaşamını tehdit eder.
3. İnsanın dünya ve insanlara karşı olan inançlarını tehdit eder.
4. İnsanın sevdiklerini tehdit eder.
Çocuklar ve yetişkinler travma karşısında benzer tepkileri göstermekle beraber, özellikle soyut düşünme yeteneğinin henüz gelişmediği bebeklik ve ilk çocukluk dönemini kapsayan 1-6 yaş aralığında çocuğun travmaya maruz kalması, çocuğun travma sonrası stres belirtilerini çok yoğun yaşamasına neden olabilir.
Bu yaş grubundaki çocukların olaylara verdiği tepkiler ebeveynlerininkiyle çok paraleldir. Örneğin deprem gibi bir doğal felaket çocuğun hayatında belki de ilk kez karşılaştığı bir deneyimdir. Çocuk ilk kez karşılaştığı bu olay neticesinde nasıl tepki vereceğini bilemez ve muhtemelen çok korkmuştur. Bu noktada vereceği tepkiler anne, baba veya yakın çevresindeki kişilerin verdiği tepkilere benzer olacak ve onları model alacaktır. Anne-baba olarak travma yaratıcı olaya verdiğiniz tepki, çocuğun travmadan etkilenme derecesini belirler.
Çocuklarda Ruhsal Travmaya Belirtileri
Bireysel farklılıklar olmakla birlikte, çocuklar travmalara bulundukları yaş dönemlerine uygun tepkiler verirler ve travma sonrası ortaya çıkan bu tepkiler son derece normaldir. Ağlama, anne-babadan ayrılamama, saldırgan davranışlar gösterme, gece kabusları, gece ve gündüz uykularında bölünme, davranış olarak gerileme, yalnız kalmaktan korkma, içe kapanma, altını ıslatma çocuklarda ruhsal travma sonrası görülebilen durumlardır.
Travma sonrası çocuk yakınlarından birini kaybetmişse henüz soyut kavramları anlamakta zorlandığından bunun geri getirilebilir bir süreç olduğunu düşünebilir. Ölen kişinin geri geleceğini düşünür. Tekrar tekrar sorar. Gelmediğinde ise öfke ve sorgulama başlar.
Travma Sonrasında Çocuklarla İletişim Nasıl Olmalıdır?
Çocuklarda ruhsal travma görülmesi durumunda aileler aşağıdaki şekillerde yardımcı olabilirler:
1. Durumu Anlatın: Öncelikle çocuğun yaşadığı olay net bir şekilde ona anlatılmalı, örneğin bu bir depremse; çok bilimsel detay vermeden olayın neden yaşandığı anlatılmalı ve genel bir bilgi verilmelidir. Deprem neden olur, deprem en az zararla nasıl atlatılır bunlar çocuğa anlatılmalıdır.
2. Deneyimi Anlattırın: Çocuğun neler yaşadığı, bu olay sonrası neler hissettiği, korkuları, olayın nasıl başlayıp, nasıl devam ettiği çocuğa sorulmalı ve verdiği cevaplar ile olayın genel özeti çocuğa tekrar tekrar anlatılmalıdır. Travmalarda olayın bir yetişkin tarafından tekrar edilmesi ve her defasında farklı detaylar verilmesi çocuğun travmadan etkilenme derecesini azaltır ve olayı normalleştirmesine yardımcı olur.
3. Okula Devam Ettirin: Travma yaratan olaydan sonra, olabildiğince çabuk bir şekilde, normal rutine dönülmesi gerekmektedir. Bunun en iyi yapıldığı yer okuldur. İmkanlar el veriyorsa ve okul açıksa çocuğun okula devam etmesi sağlanmalıdır.
4. Yapıcı Konuşun: Anne-babanın umutsuzluk ve çaresizlik içeren konuşmalardan kaçınmaları ve olabildiğince çözüme yönelik, yapıcı, umut içeren geleceğe dair planları çocukla konuşması gerekmektedir.
5. Güven Verin: Anne ve baba çocuğa güven veren bir tavır içerisinde olmalı, olaya yönelik çözüm yolları çocukla paylaşılmalı, onun da fikri alınmalıdır.
6. Yakın Durun: Travma sonrasında anne-baba, çocukla fiziksel yakınlık ve temas kurmalı, çocuktan mesafe olarak çok fazla uzaklaşmamalı ve her zaman yanında olduğu mesajı vermelidir.
7. Sanatı Kullanın: Çocuğun resim ve hikayelerle duygu, düşünce ve hislerini ifade etmesine olanak tanınmalıdır. Anne-baba kendi duygu ve düşüncelerini de çocuğun gelişimine uygun bir dille anlatmalıdır.
8. Uzak Tutun: Çocuklar travma sonrası bilgi kirliliğinden uzak tutulmalı; medya, internet veya televizyonda yaşadığı olayın görüntülerine maruz bırakılmamalıdır.
9. Uzmana Başvurun: Travmalar beklenmedik anlarda gerçekleştikleri ve kişilerin “normal” kavramını sarstıkları için üzerine çalışılması gereken konulardır. Travma sonrası görülen ve son derece normal olan belirtiler, travmanın üzerinden altı ay geçmesine rağmen ilk günkü gibi devam ediyorsa mutlaka bir uzman yardımına başvurulmalıdır.
Uzm. Psi. Danışman Neslihan Ayan’ın diğer yazıları için tıklayın!