in ,

ÜzüldümÜzüldüm DestekliyorumDestekliyorum

Can’ın Tuvalet Eğitimi Ne Oldu?

11 Ekim… Yani bugünden yaklaşık 5 hafta kadar önce Facebook sayfamda “Bu haftasonu Can’a tuvalet eğitimi vermek için ikinci denememizi yapacağız. Geçen seferki hastalık, taşınma ve tatil derken yalan olmuştu. Bize şans dileyin!” demiştim. Geçtiğimiz günlerde bazı arkadaşlarım sordular “Ne oldu?” diye… İyimserliğimi korumaya çalıştım. “Devam ediyoruz, emin değiliz” dedim. Nihayet bu yazıyı kaleme almanın zamanı geldi. Can’ın tuvalet eğitimini soran arkadaşlarıma güncel yanıtım: “Bu sefer de maalesef yalan oldu…”

tuvalet kağıdıCan ilk defa 25 aylıkken oturağına ilgi göstermeye başladı. Hem de benim hiç aklımda yokken, kendi kendine… Uzunca bir müddettir evde oyuncak niyetine oradan oraya sürüklenen oturak, ilk defa gerçek fonksiyonunu yerine getirmişti. O gün neredeyse gözlerimden sevinç gözyaşları süzülecekti. Bir dönemi kapatıyor olabilir miydik? Artık bez bağlamalar sona mı erecekti? Oturağını süratle ait olduğu yere, banyoya yerleştirdik. Ancak takip eden günler bu ilginin daha çok bir tesadüf olduğunu kanıtladı. Can oturağını arada-sırada kullandı ve çoğunlukla bezin rahatlığını tercih etti.

Aradan 2 ay geçti. Yaz geldi. Can 27 aylık olmuştu. Artık oturağın fonksiyonunu çok daha iyi bir şekilde biliyordu. Gün içinde oturağı kullandığı anlar çoğalmıştı. Yine de tam olarak kullandığı söylenemezdi. Evde kalacağımız bir haftasonunda yeni bir deneme yapmaya karar verdik. İç çamaşırlarını stokladık. Gün içinde belli aralıklarla tuvalete gitmek isteyip istemediğini sorduk. Durum iyiye gidiyor, oturağı kullanmaya alışıyordu.

Birgün ben ve babası meşgul iken bizimkisi bacaklarını yengeç gibi aça aça yanıma geldi 🙂 Belli ki tuvaletini yapmıştı. Çişini yaptığı düşüncesiyle tuvalete götürdüm. Ancak pijamasını indirdiğimde kakasını yaptığını gördüm. Birden nedenini bilmediğim bir şekilde panikledim. Belki biraz yüksek sesle “Ne yaptın Can? Oldu mu böyle!” dedim. Can’ı havada tutuyordum. Bir yandan babasına sesleniyordum. Ama Kuzey de beni bir şekilde duymadı. Yardıma ihtiyacım olduğu için seslenmeye devam ettim. Kakanın yere dökülmesinden endişe ediyordum. Şimdi düşünüyorum da ne kadar anlamsızmış. Can elbette sesimin tonundaki huzursuzluğu anladı. Sanırım büyük bir kabahat yaptığını düşündü. Hala havadayken, bacaklarını sallayarak tepinmeye başladı. Ben de ellerimden kayıp düşmesin ve yerleri de kirletmesin diye daha sıkı tuttum. Kuzey tam o aşamada yardımımıza geldi. Ancak çok geçti. Hijyen düşüncesiyle strese girmiş, stresimi çocuğuma yansıtmış ve tuvalet eğitimine bilmeden zarar vermiştim.Can ondan sonra daha çok altına kaçırır oldu.

Takip eden günlerde ailecek hastalandık. Değil tuvalet eğitimiyle ilgilenmek, kendimizle bile zor ilgilenir hale geldik. Bu koşullarda eğitimi ertelemenin en doğrusu olacağını düşündük. Bez bağlamaya geri döndük. Ardından Ağustos ayı sonunda taşınma ve Eylül ayı başında uzun süredir beklediğimiz tatilimizi yaptık. Böyle büyük değişimlerin olduğu dönemlerde tuvalet eğitimi gibi büyük bir adımı atmanın beyhude olduğunu biliyorduk. Bu işi tatil sonrasına ertelemeye karar verdik.

Can bu arada tam zamanlı anaokuluna başladı. Anaokulundaki öğretmeni tuvalet eğitimini beraberce verebileceğimizi söyledi. Bu öneri çok hoşumuza gitti. Ayrıca günün belli bir bölümünü yuvada geçirdiği için, öğretmenle koordineli olarak gitmek son derece mantıklıydı.

Umutluydum bu sefer. Can zaten hazır olduğunun belirtilerini veriyordu: 1-2 saat civarında kuru kalabiliyor, bazı sabahlar ve bazı öğle uykularından kuru bezle kalkıyor,  özellikle kaka yapacağının sinyallerini veriyordu. Kirli bezden hoşlanmıyor ve süratle değiştirilmesini istiyordu. Pantalonunu kendi başına indirip, giyebilir hale gelmişti. Tuvalet kağıdı kullanmak, tuvaletin sifonunu çekmek gibi konulara ilgi gösteriyordu.

Öğretmenin stratejisi şuydu: “Çamaşırları stoklayacaktık. Bir haftasonu tamamen evde kalacaktık. Market alışverişi dahil hiçbir yere çıkmayacaktık. Sürekli çamaşır giydirecek ve sık sık tuvalete götürecektik. Haftabaşı geldiğinde anaokulunda öğretmeni de bu sisteme devam edecekti.”

Pazartesi gününün tatil olduğu uzun bir haftasonu uygulamaya geçtik. O haftasonu çok da fena geçmedi. Bir kere çiş, bir kere de kaka kazası oldu. Akşamları yatarken dahi çamaşır giydiriyorduk. Yatak takımlarının altına bir arkadaşımın önerisi üzerine büyük çöp poşetlerinden serdim. Üzerine de yatak kılıfı, çarşaf gelecek şekilde tedbirlerimizi aldık. İki-üç sefer yatak takımlarını komple değiştirdik. (En azından yatağın kendisi kirlenmedi) Geçen seferki denememizden dersimizi aldığımız için oluşan kazalarda hiç sızlanmadık, şikayet etmedik, aşırı tepkiler göstermedik. Bir iki sefer de geceleri yatağını hiç ıslatmadan kalkarak bizi sevinçlere boğdu. Öğretmeninin önerisi kaçaklar olduğunda kızmamak, ancak, ıslak çamaşırlara işaret ederek normal bir ses tonuyla “Çişin/kakanın yeri orası değil, çiş/kaka oturağa gider” demekti. Bunu uyguladık.

Günler birbirini kovaladı. Gelgelelim son 5 haftadır hala bir istikrar sağlayamadık. Aksine, Can ilginç bir davranış geliştirdi: Sanki tuvaleti yerine göre yapıyor. Örneğin anaokulundan gelen günlük raporlara göre okulda çok az kaçağı oluyor. Bu 5 haftalık süreçte yanlış hatırlamıyorsam sadece 2 defa ıslanmış çamaşırları eve geldi. Onun dışında hep tuvaleti kullanmış.

Ancak evdeyken tamamen farklı bir hikaye… Çiş ya da kaka kaçaklarımız hep evde. 10 dakika  önce “Tuvalete gidecek misin?” diye soruyorum. “Hayır” diyor. 10 dakika sonra iş işten geçince bacaklarını aça aça temizlemem için yanıma geliyor. Kızmıyorum, sadece üzülüyorum ve derin bir başarısızlık duygusu sarıyor beni… En çok kazalar da bir oyuna daldığı zaman gerçekleşiyor. Oyununu kesinlikle bölmek istemiyor ve sanki tuvaletini yapınca bir uykudan uyanmış gibi farkına varıyor.

Haftasonları ya da akşamları ailecek dışarı çıkarken hala korkudan bez bağlıyoruz. Ancak eve geldiğimizde genelde tuvaletini tutmuş oluyor. Yani isterse tutabileceğini gösteriyor.

Keza akşam yatarken yine bez bağlıyoruz. Çünkü öğretmeni de öğle uykusuna yatarken bağlıyormuş ve bize de bağlayabileceğimizi söyledi. Bilemiyorum. Belki de bu durum kafasını karıştırıyor, öğrenmesini engelliyor.

Bu arada oturağın yanısıra belki değişiklik hoşuna gider diye ufak çocuklar için yapılan tuvalet aparatından da aldık. Onu da kullanmayı seviyor. Ancak önüne çocuk merdiveni de koysak henüz tuvalete tırmanamadığı için  yardımımıza ihtiyaç duyuyor. Yine de kaka için en güzel çözüm bu. Çünkü direkt tuvalete gittiği için oturaktaki gibi temizlenme durumu yok. Sifon herşeyi hallediyor.

Arada tuvaleti geldiğinde banyoya koşup,  oturağa oturup, işini hallediyor. Hatta peşinden gittiğimde oturağı tuvalete dökerken buluyorum ve bu çok hoşuma gidiyor. Ancak henüz çok bebek olduğu için yarısını tuvaletin içine, yarısını da dışına dökebiliyor 😛 Bu nedenle tuvalete dökme kısmını ben yapmak istiyorum. Sifonu da bayıla bayıla kendisi çekiyor. Hatta arkasından el bile sallıyor. Bilemiyorum, belki tuvaletten sonra temizlik kısmının bir bölümünü kendisinin yapması bir yetersizlik duygusu veriyor olabilir.

Her kaçakta tuvalette temizlenirken “Bir dahaki sefere tuvaletin geldiğinde bana haber vereceksin değil mi?” diye soruyorum. “Evet” diyor. İlkinde sözünü tutuyor, sonrakilerde aynı hikaye… Çamaşır makinamız tahmin edebileceğiniz gibi dolup-dolup boşalıyor.

çamaşır makinasıDüşünüyorum ki okulla evdeki en büyük fark, okulda tuvalete gidişlerin belli bir düzene oturtulması. Mesela yemeklerden sonra ve yatmadan önce yani belli saatlerde mutlaka tüm çocukları tuvalete götürüyorlar. Evde de bunu yapmaya çalışıyorum. Ancak ne yalan söyleyeyim. Saatleri okuldaki kadar dakik olarak tuttuğum söylenemez.

Yakında okulda birebir veli toplantısı olacak. Öğretmenine durumu anlatıp ne yapabileceğimizi soracağız. Belki bizim bilmediğimiz başka ipuçları verir ya da hatalı yaptığımız bir uygulamayı belirtir. O zamana kadar yukarda anlattığım şekilde denemeye devam edeceğiz. Gerekirse okuldaki gibi saatleri tutarak tuvalete götüreceğim.

Tuvalet eğitimi maceramızın son durumu işte böyle… Tüm koşulları değerlendirdiğimde belli bir ölçüde ilerleme olduğunu görnekle beraber, kazalar devam ettiği için, üzülerek, bu sefer de başarılı olamadığımızı düşünüyorum. Biliyorum, bu iş birgün mutlaka hallolacak. Ama ne zaman? İşte o bir bilmece… Başarılı olduğumuz tek konu tuvalet kağıdı rulosunu sonuna kadar çekerek boşaltmak desem??? 🙂 Acaba tuvalet eğitimini bizim kadar sık deneyen ve mutlu sona ulaşamayanlar var mı? Merak ediyorum. Bana yazın olur mu?

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. Selam,

    03/11 doğumlu Can ile yaşıt bir oğlum var. Tuvalet eğitimini geçtiğimiz yaz hallettik.
    Öncesinde 1-2 ay boyunca her bezini değiştirdiğimizde “yakında bez bağlamayacağız, sen de aynı benim, gibi ve baban gibi tuvalete yapacaksın..” demeye başladık. Çünkü özellikle babası ile aynı şeyleri yapmaya bayılıyor.. derken Haziran ayında bakıcısı ile anneannesinin yazlığına gitti. ben de biraz kolaya kaçtım ve onlardan ben yokken bu işi halletmelerini rica ettim 🙂 Onların uyguladığı yöntem altını tamamen soymak olmuş.. Dolayısıyla da ilk çişini yapınca bacaklarından yere süzüldüğünü gördüğünde çok şaşırmış.. Lazımlığa oturmak istemediğinden bir süre ayakta iken bir kova veya plastik şişe tutarak yaptırmışlar. Bir süre böyle gitti.. Bu süreçte ne olursa oldun dışarı çıkarken bile bez bağlamadık… Ama çarşı, pazar, park demeden pet şişe hep başroldeydi 🙂 Başta kendi söylemiyor ama biz yarım saatte bir çiş var mı diye sorup kovasını veya şişeyi tutuyorduk altına 🙂 Bir süre sonra da kendi şşşş şşşş diye söylemeye başladı. Çiş olayı böylelikle halledilmişti. Ama kaka daha zordu. Günde 4 kere kakasını yapan çocuk 3 günde bir yapmaya başladı, kakası gelince ağladı, kendini yerlere attı. Sonra ona Fisher price ın, tuvaletini yapınca müzik çalan çocuk, tuvalet kağıtlı, oyuncak sifonlu tuvaletlerinden aldık. Onu almamızla beraber hem kaka hem çiş olayı tamamen halledildi çünkü onu çok sevdi.. Şimdi ise çok su içtiği ve gece de uykusunu bölemediğimiz için gece bezi bağlıyoruz. Ama öğlen uykusunda çamaşırla yatıyor ve ıslatmıyor. Hala arada tabi ki küçük kazalar oluyor ama sadece birkaç damla o kadar..
    Bence Can da yolu tamamlamak üzere, merak etmeyin..
    Sevgiler 🙂

    • Ayyy, inşallah Ayşe… Ben de sanki tam hallediyorum diye düşünüyorum. Sonra yukarıda anlattığım hikayeler… Sizin yazlıkta altını soyma taktiğiniz güzelmiş. Keşke bizim de öyle bir şansımız olsa. Ancak evin tamamı halı… Yanarız valla 🙂 Ayrıca sizde kritik noktalardan biri de yarım saatte bir çişi olup olmadığını sormanız olmuş. İşte ben de sanırım onu deneyeceğim son olarak. Umarım ve umarım bu sefer başarırız… Çok teşekkürler böyle detaylı yazdığın için…
      Sevgiler

  2. merhabalar,
    Tanlacım bu konuda yalnız değilsin, öncelikle rahat ol. benimkide daha önceleri konuşmuştuk 20/04 doğumlu. yani Can la aynı yaşta. izimkide geçtiğimiz yaz pek bi ilgilenmişti tuvalete gitmekle. bizde Ayşe hanımlar gibi müzikli sifonlu tuvalet ve tuvalet aparatı aldık. aynen babasıyla tuvalete gitmeye başladı. her seferinde çişimiz tuvalete yapılır diye aylar geçirdik. çok hoşuna gidiyordu. hatta ona sadece tuvalette oynayabilsin diye baloncuklu oyuncak aldım. (evin içinde yasak ! ) anne çişşş diye koşarak tuvalete gidiyor, oyuncağıyla oynuyor sonrada yapmadan bitti diyerek çok çıktı. birgün küçük kardeşini rutin kontrolüne götürdüğümde, doktorumuza danıştım. ben neyi yanlış yapıyorum diye. çünkü çok merak sardığı halde bir anda bu ilgisi kesilmişti. doktorumuz da güldü. küçük kardeşini her nekadar kıskanmıyor desekte içten içten kıskançlığını bu yolla gösterdiğini söyledi bize. yani kardeşe bez bağlanıyor, onada bağlanmalıymış 🙂 yani belki okulunda bez bağlanan bazı çocukları görüp etkilenmişte olabilir. ama ilgi başladıysa güzel bir başlangıç demişti doktorumuz.
    inşallah hepimiz bu günleri aşıcaz. gerçi benim arkadan gelen bir oğlan daha var ama bakalım 🙂 bu arada ufklıkta bugün 1 yaşına girdi. buradan seninlede paylaşmak istedim.
    sevgiler…

    • Ayyy ufaklığın 1. yaşını tebrikler ederim. Zaman ne kadar çabuk geçiyor değil mi?
      Hepimizinki büyüyecek ve bu tuvalet eğitimleri, uğraşılar tatlı bir anı olarak kalacak.
      Tecrübelerini paylaştığın için çok teşekkürler Tuğba,
      Sevgiler…

  3. Merhabalar tam pes etmişken bu paylaşımınızı görmek hemen hemen aynı şeyleri yaşamış olmak beni biraz daha güçlendirdi diyebilirim. 7 yıl önceki bir paylaşımınız belki şuan bana ilaç olacak inşallah olur ve tamamen biter bu tuvalet ögrenme serüveni. Tam 27 aylıkken başladım öğretmeye başlarda zorlandım ama ortalarda daha da iyi sonuçlar aldım tam her şey yolunda derken bi şeyleri yanlış yapıyor olacağım ki tekrar başa döndük. Şu an 31 aylık kakasını söylüyor kaçırmıyor ama çiş konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim cişle ilgili bi şey söylediğmde duymamazlıktan gelıyor dışarda iken söylüyor yada tutuyor ama evde hiç söylemediği bile oluyor sıraladıgınız bi kaç madde ve uyguladıgnz yöntemleri uygulamayı deneyeceğim ama öyle bir aşamadayım ki bez alıp takayım diyorum hem kendimi hem cocugu yıpratmış gibi hissediyorum bir yanımda 4 aydır emekl veriyorsun diyor gerçekten kararsızım. Herhangi bir okul anneanne babaanne yanında uzun vakit geçirmediği için hep benle beraber belki de bu biraz yıpranmama sebep oldu sabah yeni güne uyanıp asla çişini kaçırdığında öfkelenmeyeceğim diyorum günün sonunda giydirecek kıyafet bulamadığımda aynı sakinlikte kalmam zorlaşıyor belki buda süreci biraz uzatıyor varsa yeni fikirleriniz keyifle okurum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

esranin hamilelik gunlugu 20.hafta lokum

Esra’nın Hamilelik Günlüğü – 20. Hafta

berrak hamilelik 29.hafta

Berrak’ın Hamilelik Günlüğü – 29. Hafta