Can Nisan ayının başında doğdu. Geçen sene, henüz birkaç haftalıkken, ilk 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ını yaşadı. Tabii henüz çok küçük olduğundan bu özel günden pek de birşey anlamadı. Bu sene de kırmızı-beyaz balonlarını oynamakla yetindi. Ancak önümüzdeki senelerde bayramını en güzel şekilde kutlayarak, kültürümüzün bu güzel yönünü onunla paylaşmayı planlıyoruz.
Oğlumuza Atatürk’ü, 23 Nisan’ın aynı zamanda demokratik bir yaşama adım atmamızın göstergesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de açılış tarihi olduğunu, ulusal egemenliğin anlamını ve 23 Nisan’ın neden çocuklara armağan edildiğini anlatacağız.
23 Nisan’ın Düşündürdükleri
Amerika’da yaşamanın zorluklarından biri memleketle ilgili herşeyi uzaktan takip ediyor olmak. Bu sene de 23 Nisan’da gazete haberlerini okuduğumda beni hem üzen hem de düşündüren bazı haberlerle karşılaştım:
Dünya Ülkelerinden Katılımın Azalması
23 Nisan bayramları çocukluğumun en güzel anılarındandır. Her sene bayramı büyük bir hevesle bekler, özellikle dünya ülkelerinden gelen çocukların geleneksel kıyafetleriyle yaptığı gösterileri izlemekten büyük keyif alırdım. Bildiğim kadarıyla gelen yabancı çocuklar Türk çocuklarının evlerinde kalır, kültürümüz tanıtılır ve belki de senelerce sürülecek dostluklara adım atılırdı. Bu sene, gazetelerden takip edebildiğim kadarıyla, dünya ülkelerinden katılım az olmuş. Bu geleneğin bu şekilde önemsizleşmesi çok üzücü.
Çocuktan Gelin Olmaz!
Bu sene 23 Nisan’ın bence en anlamlı etkinliklerinden biri çeşitli sivil toplum kuruluşlarının organize ettiği “Çocuktan Gelin Olmaz” yürüyüşüydü. Yürüyüşte, grup sözcüsü olan dublaj sanatçısı Ferizat Demirez “Türkiye’de 12-14 yaş arası 10.484 çocuk gelin olduğunu ve her üç evlilikten birinin çocuk yaşta yapıldığını” belirterek konunun boyutunu vurgulamış.
Bence sadece çocuk gelinler değil, çocuk damatlar da ülkemizin bir yarası. Elbette geleneksel kültürümüzde kız çocukları daha çok eziliyor, eğitimden mahrum bırakılıyor, küçük yaşta evlilik gibi büyük sorumluluklar alıyor. Bu nedenle “çocuktan gelin olmaz” ilk bakışta daha çarpıcı bir slogan. Ancak erken evlilik sorununu erkek çocukları da yaşıyor. Daha sokakta oynama çağında iken evlenip, bir de erkek olduğu için ev geçindirme sorumluluğu üzerine yükleniyor. Bu nedenle uzun vadede bu kampanyayı “çocuktan eş olmaz”a çevirmek daha doğru değil mi?
Günler öncesinden duyurusu yapılan, sosyal ağlarda katılım için çağrı yapılan, bloglarda destek yazılarının çıktığı yürüyüşe, Milliyet gazetesinin haberine göre sadece 50 kişilik bir grup katılmış. Resmi tatil olan bugünde, katılım neden bu kadar az oldu anlayamadım. Daha önce destek verdiğini söyleyenler acaba neredeydi?
Ayrıca, ünlü bazı isimlerin de katıldığı bu yürüyüşün farklı amaçlara alet edildiğini söyleyenler var. Kendim katılmadığım için iddiaların doğru mu yanlış mı olduğunu bilmiyorum. Doğruysa çok üzücü…
23 Nisan Kutlu Olsun!
Modern Türkiye’nin modern ebeveynleri olarak bizim görevimiz, değerlerimize sahip çıkarak, çocuklarımıza aktarmak olduğunu düşünüyorum. Tüm kavramların çarpırtıldığı ve unutturulmaya çalıştığı günümüzde kültürümüze ve milli bayramlarımıza sahip çıkalım.
Hepimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!