Bugün 31 Aralık 2011. Senenin son günü. Can ile beraber geçireceğimiz bu ilk yılbaşımızda, fakirhanemizde ailece bir kutlama yapmaya karar verdik.
Tembelce öğlen saatlerine sarkan güzel bir kahvaltıdan sonra, evimizi derledik, topladık. Ne de olsa seneye nasıl girersek, herşey öyle gidermiş. Dağınık olmayalım dedik. Daha sonra akşam yemeği hazırlıklarına başladık. Bu seneki menümüz oldukça basit. Izgara et, çeşitli baharatlarla sote ettiğimiz mor patates ve salata. Yılbaşı tatlımız da tiramisu. İlk denememiz olduğu halde feci şekilde başarılı olduğunu söyleyebilirim. Dileyene tarifini verebilirim.
Yemek yapma işi hızla tamamlanıp, saat de hala erken olunca, eğlenceli bir aktivite yapalım dedik. Havanın da güzel olmasından yararlanarak dışarı çıkmaya karar verdik. Kuzey yakınlarda bir çocuk parkı olduğunu söyleyince çok sevindim. Can daha önce hiç çocuk parkına gitmemişti.
Parka vardığımızda bizim gibi birkaç aile daha vardı. Anlaşılan çocukluların kaderi, böyle yılbaşında parklarda buluşmak. Can ilk olarak salıncağı gözüne kestirdi. Sallanırken çok eğlendi. Sonra kaydırağa gittik. Ama tek başına kayması için henüz vakit var. Kuzey, kollarının altından tutarak, kayıyormuş gibi yaptırdı.
Biraz da oğlumuzun ellerinden tutup yürüyüş denemeleri yaptırdık. Böylece cici sokak ayakkabılarını da ilk kez test etmiş olduk. Yalnız Can henüz bu ayakkabı olayına çok alışmış değil. Her zaman yürümek için fırsat kollayan bebek, ayakkabıları giyince hop diye yere oturup, onları ellemek istiyor. Muhtemelen çıplak ayakla yere basmaya alıştığı için, ayakkabıların ağırlıkları ve dokuları garip geliyor. Ayrıca ayakkabıyı biraz büyük aldığımızdan, 2-3 adımda bir, ayağından fırt fırt çıkıyor. Öyle komediyiz yani…
Hava kararmaya başlayınca eve geri döndük. Yemeğimizi yedik. Gün boyu oynayan ve yorulan minik adam, sütünü içip derin bir uykuya daldı. Biz de kocamla, PS3’de biraz Uncharted oynadık. Aksiyon oyunlarını sevenlere tavsiye ederim. Saatler 24.00’e yaklaşırken, CNN’i açıp Times Square’deki yılbaşı kutlamalarını izledik. CNN’e tweet atınca, yılbaşı mesajınız yayınlanıyormuş. Denedik ama olmadı 🙂
10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1… Mutlu yıllar herkese! Ailemiz ve arkadaşlarımız. Sizleri çok seviyoruz. 2012 herkese sağlık, mutluluk ve şans getirsin. Türkiye ve Türkiye’deki herkes gözümüzde tütüyor. Bizi bekleyin anacım. 2012’de görüşmek üzere… İşte evli ve çocuklu ilk yeni yılımız.
daha nice mutlu yıllara. bi de tiramusu benimkilerden daha güzel görünüyordu, tarifini mesaj atarsan sevinirim 🙂
İyi seneler tatlım!
TİRAMİSU
– 500 gr. kedi dili bisküvisi (Ben 36 adet kullandım, Bulamazsanız marketlerde satılan hazır kekler de olabilir.)
Kedi dilini ıslatmak için
– 1 su bardağı sıcak su
– 2 çorba kaşığı neskafe
– 2 tatlı kaşığı toz şeker
Kreması
– 4 su bardağı süt
– 1 paket (200gr.) labne peyniri (orijinal tarifte 250 gr. mascarpone-maskarpon peyniri diyor. Ben labne peynirine çok benzeyen Philadelphia cream cheese kullandım.)
– 1 yumurta
– 3 kahve fincanı un
– 3 kahve fincanı toz şeker
Üstünü süslemek için
– 2 yemek kaşığı kakao
– 1 tatlı kaşığı türk kahvesi
Hazırlanışı
– Labne peyniri dışında diğer krema malzemelerini1 bardak süt ile bir kaba koyup, mikser ile çırpın.Sonra azar azar kalan 3 bardak sütü de ekleyip, pürüzsüz bir karışım elde edene kadar çırpmaya devam edin.
– Krema malzemeleri bir tencereye aktarıp sürekli karıştırarak muhallebi kıvamını alana kadar pişirin. 10 dakika soğutun.
– Nescafe ve toz şekeri sıcak suyun içinde eritin. Kedi dillerinin yarısını hızla önlü arkalı bu karışıma batırarak servis kabına dizin.
– Soğumuş olan kremanın içine labne peynirini atıp, mikserle bir daha çırpın.
– Kremanın yarısını, servis kabına dizdiğiniz kedi dillerinin üzerine sürün.
– Bir kat daha ıslatılmış kedi dilini dizip, en üstünü de kalan krema ile kapatın.
Süsleme
– Birkaç dakika soğuduktan sonra süzgeç yardımıyla kakao ve Türk kahvesini serpin.
– Buzdolabında 4-5 saat dinlendirip servis yapın.
nice mutlu yıllara…. Can’ı sabırsızlıkla bekliyoruzzzz
Biz de sizleri görmek için sabırsızlanıyoruz. 2012 hepimiz için harika bir yıl olsun!