Can Havuzda Cıbı Cıbı Yapıyor

Mayıs ayı ile birlikte insanı bunaltan sıcaklar da başladı. Evin ısısını klimayla sabit bir derecede tuttuğumuz için evde pek bunalmıyoruz. Ancak dışarıya çıkınca buram buram terlemek işten bile değil. Bu nedenle dışarı işlerimizi saat 16.00’dan sonraya bırakmaya gayret ediyoruz.

Bugün hava yine çok sıcak olunca, Can’ı havuza sokmaya karar verdik. Saat 17.00 civarında evden çıktık. Ben spor salonunda şişkoluklarımı azıcık erittikten sonra baba-oğula katıldım ve bu harika fotoğrafları çektim.

Can suyu çok seviyor. Bıraksanız saatlerce içinde oynar. Henüz kendi başına havuza girecek kadar büyük olmadığu için ona kolluk almadık. Ancak dikkat ederseniz yeni bir şişme simidi var. Üstelik bu seferkinin rengi, ilk simidi gibi pembe değil, mavi 🙂 Oğluma artık kimse kız diyemez!!!Bebekleri havuza götürmenin en güzel yönlerinden biri de temiz havada eğlenip, enerjilerini harcadıktan sonra akşama güzel bir uyku çekmeleri… Bu akşam onu yatırdıktan sonra Kuzey ile bir film izleme şansımız olur belki. Kim bilir?

Babası simidini havuzun ucundaki ufak şelaleye doğru itince, bizimki pek bir heyecanlandı.

Bu arada önemli bir konuyu belirtmeden geçmeyeyim. Belki hatırlarsınız, Can ilk defa 7 aylıkken havuza girdi. O zaman Güneşten korunması için “Coppertone Water Babies Pure & Simple Sunscreen Lotion” güneş yağından sümüştük. Bu sefer de aynı markanın köpük şeklindeki versiyonu olan “CoppertoneWater Babies Foaming Lotion SPF 75+ Sunscreen”i kullandık. Köpük şeklinde olan bu versiyonu kolay dağılması için tercih ettik. Ancak bu güneş yağı Can’da alerji yaptı. Sürmemizden bir müddet sonra kollarında nokta şeklinde kırmızı lekeler belirdi. 7 aylıkken kullandığımızda alerji yaptığını hatırlamıyorum. O nedenle köpük versiyonunu kullanmayı düşünüyorsanız dikkatli olun derim.

Bu yaz havuzun yanısıra deniz kenarına da gitmeyi planlıyoruz. Kova, kürek, tırmık gibi techizatımız tam. Oğlumla kumdan kale yapacağımız günleri iple çekiyorum. Belki o zamana kadar yürür de… Hmm? Yürüyecek misin oğlum? I-ıh mı? Bak ama okuyucular “Artık yürüsün Can, kocaman abi oldu!” diyor. Neyse, ben artık kaçayım. Daha duş alacağız, akşam yemeğimizi yiyeceğiz. Çok işimiz var, çoook… Sağlıcakla kalın!