in

Bitmeyen Senfoni: Sezaryen mi? Normal Doğum mu?

Doğumun şekli konusundaki tartışmalar bitmedi, bitmiyor. Doğum denince en çok tartışılan konu: Sezaryen mi? Normal doğum mu? Aslında “kendi çocuğunu nasıl dünyaya getirdiği” mantıken sadece annenin tercihi olmalı, öyle değil mi? Öyle ya… Beden benim, çocuk benim. Kendi sağlığım ve bebeğimin sağlığı için en iyisini (elbette uzman görüşüne de başvurarak) ben düşünürüm. Hem nasıl doğurduğumdan kime ne? Oysa doğum yöntemi buna en çok hakkı olan annenin yanısıra pek çok kişi ya da grup tarafından da şekillendiriliyor. Bazı anne adayları da belli trendlere takılıp kalarak, farklı yöntemlerin avantaj ve dezavantajlarını derinlemesine değerlendirmeden doğum yöntemine karar veriyor. Bunun sonucunda da anne ve bebeğin sağlığı gereksiz yere riske giriyor, doğum sonrası vücudun toparlanma süreci uzuyor.

Türkiye’de doğum tercihlerine bakıldığında sezaryen oranları çok yüksek. OECD istatistiklerine* göre ülkemizde sezaryen oranı 2012 senesinde %48. Raporun hazırlandığı 25 ülkenin arasında en yüksek sezaryen oranı bizde. Neredeyse her 2 kadından 1’i bebeğini sezaryenle dünyaya getiriyor. Bu oran aynı sene Finlandiya ve İsviçre’de %16, Fransa’da %21, İngiltere ve İspanya’da %25. Bir konuda birinci olacaksak konu sizce bu mu olmalı?

Anne adaylarına şu veya bu doğum yöntemini empoze edenler arasında oldukça bilinçsiz insanlar olduğu kadar, şaşırtıcı ama, son derece bilgili ve eğitimli insanlar da var. Doğumun belli bir şekilde gerçekleşmesinden maddi ya da manevi fayda sağlayacak doktor/hastane yönetimi; kendi doğum tercihini herkese empoze etmeye çalışan arkadaş/aile çevresi/sosyal gruplar ve hatta son dönemde siyasetçiler bile etki gruplarından bazıları…  Anne adaylarının görüşü özellikle grup baskısı tarafından şekilleniyor. Ait olduğu sosyal gruplarda doğumun belli bir şekilde yapıldığını gözlemleyen anne, sebebini/sonucunu çok da fazla düşünmeden belli bir yönteme takılıp kalabiliyor. Bu grup baskısı bazen öyle ileri boyutlara ulaşıyor ki, anne doğum konusundaki farklı bir görüşünü ya da duygularını dile getirmeye çekiniyor. Anne adayının doğum yöntemine karar verirken bu baskı çemberinden uzaklaşması şart.
dogum

Sezaryen de Sezaryen!

Yukarıda belirttiğim gibi Türkiye’de sezaryen sıklıkla tercih edilen doğum biçimi. Sezaryen kültürü öyle yaygınlaşmış ki, normal koşullarda ciddi bir ameliyat olan sezaryen adeta bir kolaylık olarak sunuluyor. Sezaryen oranlarının bu kadar yüksek olmasında sezaryeni özendiren ya da normal doğumdan uzaklaştıran doktor, hastane ve arkadaş/aile çevresi gibi unsurların rolü büyük. Kimi zaman da anne, korkularına yenik düşerek, medikal bir zorunluluk olmadığı halde sezaryen kararı verebiliyor. Pekiyi annelerin doğum tercihleri neden ve nasıl etkileniyor?

Doktor

  • Maddi Getiri: Bugün sezaryen, normal doğuma göre çok daha pahalıya yapılıyor. Bu nedenle özellikle operatör olan doktorlar anne adaylarını sezaryene yönlendirebiliyor. Kimi zaman normal doğum kararı almış bir anneye, bu yönlendirme son dakikada bile “bir komplikasyon doğdu” diyerek yapılabiliyor. Böylece anneye seçim şansı kalmıyor.
  • Rahatlık: Normal doğum zamanlama açısından belirsiz. Sancılar gecenin bir vakti, haftasonu ya da tatil dinlemiyor. Doktor hastanın ihtiyaçlarından çok kendi çalışma ve izin düzenine uyacak, günü ve saati belli sezaryeni önerebiliyor. Ha bu arada çocuğunun belli bir burçtan olması için doğumu sezaryenle yaptıran anneler de var. O da bambaşka bir konu.
  • Riskler: Normal doğumda ya da sezaryen sonrası vajinal doğumda (SSVD) oluşabilecek risklerden çekinen doktorlar anne adayının ya da bebeğin normal doğumu engelleyen bir kısıtı olmadığı halde sezaryene yönlendirebiliyor.
  • Doktorla Kurulan İletişim: Hamilelik boyunca doktoruyla iyi bir iletişim kuran, doktoruna bağlanan anne, doğum esnasında doktorundan ayrılmamak için, doktorunun çalışma programına bağlı olarak sezaryeni tercih edebiliyor.

Hastane

  • Hastane Baskısı: Kimi özel hastanelerde doktorlar performans sistemine tabi oluyor. Hastane yönetimi daha çok sezaryen yapan doktoru ödüllendiriyor ya da az sezaryen yapan doktoru performansı düşük diye işten çıkarabiliyor. Bu durum doktorda sezaryene yönlendirmek için gereksiz bir baskı yaratıyor.
  • Doğumhane Ortamı: Günümüzde belli bir kesim özel hastanelerde, tek başına kaldığı otel gibi odalarda doğum yapma şansına sahip. Doğum sürecinde yanında eşi ya da doulası olabiliyor. Bununla beraber birden fazla kadının destekçilerinden uzakta, yan yana sancı çektiği doğumhanelerde, doktor ve hemşireden azar işiterek doğum yapanlar da var. Annelerin bir kısmı “Bu sıkıntıyı çekmektense alırım narkozu, uyurum, uyandığımda çocuğum kucağımda olur.” gibi bir yaklaşımı benimseyebiliyor.

Çevre

  • Toplumumuzda kimi çevrelerde doğum konusunda yüzeysel ya da abartılı fikirler var. İnsanlar kulaktan kulağa korku hikayeleri yaymaya çok meraklı. 24 saat süren sancılar, doğum sırasında anüse kadar yırtılan vajina, doğum ağrısının ölümden beter olduğu (kim bunu tecrübe etmişse…) gibi pek çok hikaye özellikle ilk defa doğum yapacak olan kadınları korkutuyor. Duygusal yapıda olan bazı kadınlar normal doğumdan öylesine çekiniyorlar ki, ismini bile duymak istemiyorlar.

Sonuç olarak ülkemizde kadınları sezaryene özendirmek için her türlü koşul fazlasıyla mevcut. Peki bunun tersi de yok mu? O da var elbette…

Sizi Gidi Normal Doğum Militanları!

Vajinal doğumu öcü gibi göstermeye son derece karşıyım. Mümkün olduğunca müdahalesiz, normal doğum taraftarıyım. Sezaryen bana göre sadece mecbur kalındığında başvurulacak bir yöntem. Çünkü gereksiz yere ameliyat riski almak, doğumdan sonra bir taraftan bebeğe alışmaya çalışırken, diğer taraftan ameliyat yarası ya da komplikasyonlarıyla mücadele etmek bana göre değil. Ayrıca doğum anımda bilincimi korumayı, bebeğimi gördüğüm o ilk ana şahitlik etmeyi tercih ederim. Bu nedenle bir kere daha doğum yapsam yine vajinal doğumu tercih ederim.

Öte yandan normal doğumun sancısını çekmek istemeyenler olduğunu anlayabiliyorum. Belki sancı çekmek süper sevimli birşey değil. Ancak doğum sancılarıyla çeşitli yöntemlerle başa çıkmak mümkün. Ayrıca müdahalesiz normal doğum yapan milyonlarca kadın olduğuna göre normal doğum imkansız birşey de değil.

Vajinal doğum konusundaki düşüncemi bu şekilde ifade ettikten sonra, son dönemde yükselişe geçen bir trendden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Biliyorsunuz dünyada her konuda doğala dönüş trendi başladı. Müdahalesiz, vajinal doğum, doula eşliğinde doğum, evde doğum, sezaryen sonrası vajinal doğum gibi konular ön plana çıkarılıyor, bu konularda kadınlar bilinçlendiriliyor.

Son 5 senedir bu değişim Türkiye’ye de ulaştı. Bu konularda bloglayan kadınlar, çalışan gruplar ve imza kampanyaları gibi gelişmeler yaşanmaya başladı. Normal doğumun faydalarına inanan bir kadın olarak bu gelişmelerden son derece memnunum. Ancak diğer yandan da benim “normal doğum militanları” diye tanımladığım oldukça ilginç bir grup türedi. Bunlar görünüşte okuyan, araştıran, bilinçli kadınlar. Sosyal medya ve internetin yardımıyla seslerini geniş gruplara duyuruyor ve tercihlerin belirlenmesinde etkili oluyorlar. Bunlardan bazıları doğum konusunda kendileri için doğru olan tercihin herkes için doğru olduğu konusunda ısrarcı. Kimi zaman sezaryen yaptıran kadınları küçümsemek, onların gerçek bir doğum yapmadıklarını iddia etmeye kadar varıyor durum. Sezaryen yaptıran kadın neredeyse doğumundan utanç duyuyor, eksik bir anne olduğunu düşünüyor, tercihinden dolayı özür diler konuma geliyor. Sosyal medyada hakarete varan diyaloglar yaşanıyor. Normal doğumu savunmak elbette güzel. Normal doğum militanlarının gözardı ettikleri nokta her doğum tipinin herkese uygun olmadığı. Herkese uyan bir doğum şekli yoktur. Anne ve bebeğin kendilerine özgü durumlarına göre şekillenmelidir doğum.

Sonuç Olarak: Sezaryen mi? Normal Doğum mu?

Doğum nihayetinde çocuğunuzu kucağınıza almanız için yaptığınız bir eylem. Burada amaç sizin ve çocuğunuzun sağlıkla bu süreci tamamlaması. Yani önemli olan yöntem değil, sonuç. Sapla saman birbirine karışmasın. Sonuca ulaşmak için de pek çok değişik yöntem ve her yöntemin de kendine göre avantajları ve dezavantajları var. Dolayısıyla doğum şekline gerektiğinden fazla anlam yüklemek, hele ki bebeğinizi kucağınıza almanızdan daha önemliymiş, sezaryenle doğum yapanlar gerçekten doğum yapmıyormuş gibi yansıtmak bana doğru gelmiyor.

Doğum yöntemine karar verme sürecinde en büyük rol anne adayına düşüyor. Bebek sahibi olacağınızı öğrendikten sonra vereceğiniz pek çok karardan biri de doğumunuzun şekli olacak. Bu kararı mümkün olduğunca erken vermekte fayda var. Doktorun doğum konusunda yaklaşımı doktor seçiminde çok önemli bir faktör. Doğum yöntemi üzerinde düşünürken doktorunuza sormanız gereken iki kritik soru “Benim ya da bebeğimin normal doğum yapmama engel olacak bir sağlık durumu var mı?“, “Doğum yöntemi konusundaki yaklaşımınız nedir?” Doktorun bunlara vereceği cevaplar sizin için belirleyici olmalı.

Bunun ötesinde hamileliğiniz süresince gelişen bazı durumlar sezaryen yapılmasını zorunlu hale getirebilir. Böyle bir durumun oluşup oluşmayacağını, kimi zaman doktorunuz baştan söyleyemez. Zaman içinde bebeğin ana rahmindeki durumu ve konumuna bağlı olarak doğum şekli değişebilir. Doktorunuz size sezaryen öneriyorsa bu tercihin sizin ya da çocuğunuzun sağlığını korumak için olduğuna emin olmalısınız.

Doktorunuzun doğum tarihinde izinli olması sezaryen yapılması için asla yeterli bir sebep değildir. Böyle bir durumda her zaman ikinci bir planınızın olması istemediğiniz tercihlerin son anda size empoze edilmesini engelleyecektir. Ülkemizde sıklıkla rastlanan diğer örnek de, ilk doğumunda sezaryen yapılan annenin ikinci çocuğunda da sezaryene yönlendirilmesidir. Gerekli koşullar oluştuğunda sezaryen sonrası vajinal doğum da yapılabilir. Doktorunuzla bunları detaylı olarak konuşup, size verdiği yanıtlardan tatmin olmazsanız doktor değişimi yapmanız en doğrusudur. Doktorunuzla aranızda bir güven ilişkisi olmalıdır.

Annelerin doğum tercihi konusunda en sık yaptıkları hata da bence duygularının, korkularının ve yönlendirmelerin esiri olmak. İnsan bilmediğinde, bir konuda fikri olmadığında korkar, kendini güvensiz hisseder. Kulaktan dolma söylentilere ya da trendlere kapılarak doğumunuzun belli bir şekilde olmasına izin vermeyin. Kimi zaman da başkalarının fikirlerine kapılmak, içinde bulunduğunuz sosyal çevrelerde benimsenen yöntemleri kabul etmek kolay gelir. İnsan doğası dışlanmayı sevmez. Oysa doğum tamamen size özgü bir karardır. Farklı fikirleri duymak çok faydalı olmakla beraber, bunları akıl süzgecinden geçirerek kendiniz için en doğu kararı verecek olan kişi sizsiniz. Başkalarının sizin yerinize karar vermesine izin vermeyin. Doğum konusunda bol bol okuyun, videolar izleyin, uzmanlara danışın. En önemlisi bedeninizi tanıyın ve doğumu doğal bir süreç olarak görün. .

Son olarak doğum yönteminizi tercih ederken esnek olun. Doğumunuzu taşa kazılmış, kesin bir tercih olarak düşünmeyin. Emin olun ki hangi tercihi yaparsanız yapın kimse bu tercihinizden dolayı size madalya  takmayacak. Bunu baştan kabullenerek ruhunuzu rahatlatın. Kişisel önerim, normal doğuma bir şans vermeniz. Bunu önermemin nedeni normal doğumun avantajlarının sezaryene kıyasla daha fazla olduğuna inanmam. Sonuçta doğum tercihinizi her an değiştirmek sizin hakkınız. Örneğin, doktorunuzun desteğiyle doğuma doğal yöntemlerle başlayıp, ağrı eşiğinizi deneyebilirsiniz. Ağrıyla başa çıkmak için meditasyon, akapunktur, epidural, spinal anestezi gibi pek çok seçenek var. Doktorunuz zaten doğum esnasında sizin ya da bebeğin sağlığını tehlikeye atacak bir durum oluşursa, doğum şeklini sezaryene çevirebilir. Doğum sırasındaki beklenmedik gelişmeler doğumunuzun seyrini değiştirebilir. O nedenle doğum yönteminiz o mu olacak, bu mu olacak şeklinde kendinize stres yapmayın. Bitmeyen senfoniye kulaklarızı tıkayın. Asıl hedefiniz olan bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almaya odaklanın. Hepinize sağlıklı doğumlar ve bebişler dilerim.

Kaynak

* Caesarean sections: Surgical procedures per 1000 live births

Önemli Not: Bu blogdaki yazılar bir anne olarak şahsi tecrübelerimden oluşmaktadır. Doktor veya tıbbi ehliyete sahip bir kişinin tavsiyesi niteliğinde değildir. Lütfen sağlık konularında karar vermeden önce sağduyunuzu dinleyin ve doktorunuza danışın.

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. öncelikle yazınızı çok beğendim ve önerilerinize katılıyorum. 3 yıl önce ben de normal doğum yaptım ve yine olsa yine yaparım. arkadaşlarımın %90’ı sezaryenle doğum yaptılar hem de tıbbi gereklilik olmadan sadece kendi istekleriyle. şimdi çoğu pişman. hepsi üniversite mezunu olmasına rağmen malesef gerekli araştırmaları yapmadan ya korkularının ya çevrelerinin esiri olmuşlar. ben bu konuda doktorlara çok görev düştüğünü düşünüyorum. karşı tarafa her iki durumun avantaj ve dezavantajlarını anlatıp normal doğum konusunda azami destek olmalılar. mesela bir arkadaşım karnı burnundayken doktoruna bu konuyu danıştığında aldığı cevap “eşini mutlu etmek istiyorsan sezaryen olmalısın”. duyunca inanamadım bu yorum nasıl bir tıp bilgisiyle ve nasıl bir vicdanla söylenebilir. tabiki arkadaşım 1.çocuğunu ve mecburen ikinci çocuğunu da sezaryenle doğurdu. ben bu konuda şanslıydım doktorum beni normal doğum kararım konusunda çok desteklemişti. sizin de dediğiniz gibi hamileler araştırsınlar, en önemli şey çocuklarını en sağlıklı şekilde kucaklarına almaları bunu unutmasınlar, çekilen bütün acılar unutulur..

    • Yorumun, paylaştıkların ve güzel sözlerin için çok teşekkürler Burcu,
      “Eşini mutlu etmek istiyorsan sezaryen olmalısın.” gibi hiçbir bilimsel temele dayanmayan bir öneriyi bir doktor nasıl yapabiliyor inanmak istemiyorum, çok üzücü… Anlaşılan o ki bu konuda hepimizin daha çok araştırmaya, konuşmaya, tartışmaya ve bilgilenmeye çok ihtiyacı var.
      Yine de senin gibi bilinçli arkadaşlarımın düşüncelerini duymak benim için oldukça rahatlatıcı…
      Kendine çok iyi bak
      Sevgiler,

  2. Ben normal doğum diye uğraşıp normal doğuran annelerdenim, sezeryanı bilemediğim için yorum yapamam keşke de sezeryan yapmış annelerden normal doğur önerisi almasaydım, baya uzun süreler suni sanci çektim, berbat bir doğumdu sadece çocuğuma kavuştuğum an güzeldi tabiki. Doğumun sonrası da kötüydü öncesi de tamamı berbattı, ne artıları var bana bilmiyorum. En iyi doktorda ve en iyi hastanede doğum yaptım verdiğimiz paranın sonu yoktu. Ama şans işte, göbeğimde kesi olmasın diye de yapmadım çocuğuma daha faydalı olacağını empoze etmişlerdi ve bana da daha yararlı olacaktı, kesi göbeğimde değil bebeğin çıktığı yerde oldu kimbilir kaç dikiş atıldı ve bunun artık bizim için çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Bir daha doğurursam sezeryan olabilir ama doğum düşünmek istemiyorum baya bir süre. Paylaşmak istedim… Hiç bir deneyim sizin deneyiminiz değil o yüzden hiçbir doğumu kendinize baz almayın.

    • Sevgili Emine,
      Görüşlerini paylaştığın için teşekkür ederim.

      Vajinal doğum sürecinin senin için zor gerçekleşmesine gerçekten üzüldüm. Sonuç olarak hemen tüm yazılarımda belirttiğim gibi her seçimimizin kendine göre avantajları ve dezavantajları var. Özellikle doğum gibi önemli konularda bunları detaylı olarak değerlendirip, başkalarının yönlendirmelerine kapılmak yerine, kendi tercihimizi bilinçli olarak yapmamızda fayda var.

      Vajinal doğumun anne için artıları:
      – Senin de belirttiğin gibi annenin karnında bir kesik oluşmaması
      – Doğum sırasında ve doğumdan sonra ameliyat komplikasyonlarıyla uğraşmamak, ki sezaryen ciddiye alınması gereken, önemli bir ameliyattır. Sezaryen sırasında annenin iç organlarının zarar görmesi, artan kan kaybı ve anestezi komplikasyonları oluşabilir.
      – Anne ve bebek ölüm oranlarının daha düşük olması
      – İyileşme sürecinin daha hızlı olması
      – Annenin doğum eylemine aktif olarak katılması, doğum anına tanık olması ve doğum sonrasında hemen bebeğini kucağına alarak emzirebilmesi
      – Sezaryene göre daha ekonomik olması (Özel hastanede normal doğuma yüksek bir ücret verdiğini tahmin edebiliyorum. Ancak aynı hastanede sezaryenin daha pahalıdır, bunu araştırabilirsin.)

      Vajinal doğumun bebek için artıları:
      – Bebek doğal yollarla geldiğinden doğduğu anda gelişiminin tamamlanmış olma şansı daha yüksektir.
      – Bebeğin akciğerlerinde biriken amnio sıvısının atılımı kolay olur.
      – Bebek vajinal kanaldan geçerken faydalı bakterileri anneden alır, böylece bağışıklık sistemi güçlenir.

      Sezaryenin artıları:
      – Bebeğin ne zaman doğacağına karar verilebilir.
      – Ağrısız bir doğum olması beklenir.
      – Annede doğum sonrası idrarını tutamama ya da ilk aylarda vajinal doğumda gözlendiği şekilde seksüel sorunlar yaşamayabilir.
      – Bebek vajinal doğumda başvurulan forsep ya da vakum gibi yöntemlere maruz kalmaz.

      Bunları objektif olarak değerlendirdiğimizde benim mantığım vajinal doğum diyor. Bu nedenle kendi doğumum için terchimi o yönde yaptım. Bilmem sen her iki yöntemin avantajlarını nasıl değerlendiriyorsun?

      Senin şanssızlığın anladığım kadarıyla doğum sırasında ağrı yönetiminin düzgün olarak yapılmamış olmasından dolayı yıpranmış olman. Bunu duyduğuma gerçekten üzüldüm.

      Yine de önemli olan bebeğini sağlıkla kucağına almış olmandır. Umarım ileride yeni bir doğum yaparsan bu sefer tercihin ne olursa olsun herşeyiyle güzel bir doğum olur.

      Sevgiler,

    • Bende size aynen katiliyorum.ilk dogumimda kendim cok okudum arastirdim kesinlikle normal yapicam diye direttim hatat ozel hastanedeki doktorumu degistirdim bana sezeryani direttogi icin.drvleet hastanesine gittim. Ama hayatimda yasadigim en kotu drneyimdi.dogum esnasinda ve sonrasinda cok uzun suren probleemler oldi.hele bebegimde nerdeyse ölüyordu
      Hala resimlerine bakarken mosmor vucudu ve uzamis kafasi kanlanmis gozler ki 2 ay gecmedi sakatlanmis kolu ki 4 ay gecmedi gorunce icim aciyor. Simdi 8 aylik hamileyim ve kesinlikle sezeryan yapicam.ilk dogumumda cocuk da bende aylarca toparlanamadik ve ben hicbir artisini gormedim. Ama dogum kisisel bir olay herkes icin aynisi olacak diye nir kaide yok.benim tecrubem buydu sadece paylasmak istedim

  3. iyi günler ben bir anne adayıyım bugün yarın doğumumun gerçekleşmesini bekliyorum. 9 ay boyuca herşey normal gitti . geçen haftaki doktor muayenemiz de doktorum bebeğin aşağı inmediğini ve vakti geldiğinde inmezse sezaryen olacağımı söyledi ben anestezi teknikeriyim az buçuk ameliyathanelerde nasıl bir sezaryen gerçekleştiğini biliyorum . doktorumdan memnun olmama rağmen bana söylediği bu söz beni endişelendirdi. ben altta yatan büyük bir sebep olmadığı sürece normal doğum yapılması taraftarıyım . ama kafam çok karışık ne yapıcam bilmiyorum. bu saatten somra başka bir doktora gitmek ve doğum yapmak nasıl olur ?

    • Selamlar Büşra,

      Tam olarak kaç haftalık hamile olduğunu yazmamışsın. Normal hamilelik süresi 40 haftadır. Bu sürenin sonuna doğru, genellikle birkaç hafta önce bebekler baş aşağıda, bebeğin yüzü annenin sırtına bakacak şekilde optimum doğum pozisyonuna gelir. Ancak kimi bebekler çok farklı şekilde de doğabilir. Örneğin bebek başı aşağıda ve yüzü annenin karnına bakacak şekilde durabilir. Ayrıca bebeğin poposu ya da ayakları önce gelen vajinal doğum şekilleri de vardır. Ancak bunlar biraz daha ustalık gerektiren ve her doktorun tercih etmediği vajinal doğum yöntemleridir. Kimi vajinal doğumlar anne ve bebeğin sağlığı sürekli takip edildiği ve herşey yolunda olduğu sürece 41 yada 42. haftada da gerçekleşebilir. 42. haftadan sonra bebekler genellikle sezaryenle alınır.

      Ben doktor değilim, senin ve bebeğinin koşullarını da bilmiyorum, bir yönlendirme yapmam doğru olmaz. Bununla beraber doktorundan memnun olduğunu belirtmişsin. Bu nedenle aranızda 9 ay boyunca bir güven ilişkisi oluştuğunu anlıyorum. Doktorunla son bir defa daha konuşup, gönlünün normal doğumdan yana olduğunu, senin ve bebeğinin sağlığını tehlikeye atan bir durum, yani tıbbi bir mecburiyet olmadığı sürece normal doğumu denemek istediğini belirtebilirsin. Burada önemli olan doktorunun sana verdiği yanıtla tatmin olman, kafanın rahat etmesi…

      Doğumun şöyle ya da böyle olacağı konusunda sakın canını sıkma. Umarım herşey gönlüne göre olur ve bebeğini sağlıkla kucağına alırsın.

      Sevgiler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

pasta

Tembel Tanla’nın Çay Saati Üçlemesi: Orman Meyveli Pasta, Kısır, Patatesli-Kıymalı Börek

Amerika’dan Türkiye’ye Pek İçli Bir Çamaşır Makinesi Hikayesi