Akrepten sonra bu sefer de kırkayak! Şaka gibi birşey. Bizim ev haşerelere bir şekilde cazip geliyor gibi. Kırkayak dediysem bizim ülkemizde görülen tüylü, küçük ve sevimli versiyonu sanmayın. Bu resmen canavar gibi birşey.
Akşam saat 22.00 civarında Can yatağında mışıl mışıl uyurken ben de bilgisayarda işlerimi halletmeye çalışıyordum. Kuzey ise içeride televizyon izliyordu. Bir ara ayağımın yakınından gölge gibi birşey geçtiğini gördüm.Aşağı bakmamla görmem bir oldu. Nasıl görülmesin! El büyüklüğünde, parmak kalınlığında birşey. Kırmızı kıskaçlı, kocaman kafası ve gövdesinin yanında sıra sıra ayakları. Bir çığlık ile koltuğun tepesine çıktım. Kuzey de “Can’a birşey mi oldu” diye koşarak geldi. Yerdekini görünce imha etmek için bir ayakkabı almak istedi, ama, geri gelene kadar kırkayak şimşek gibi bilgisayarın yanındaki sallanan koltuğun altına kaçtı bile. Bu sefer böcek ilacını hazır ettik. Koltuğu devirdik. Altına baktık. Koltuğun bacağındaki çıkıntıya girmiş namussuz. Rahatsız edince dışarı çıktı. Böcek ilacı spreyini üzerine boşalttık. Biraz yavaşlayınca kırkayak cennetine yolladık.
Aslında hayvanları bu şekilde öldürmek insanı rahatsız ediyor. Normal koşullarda kendi habitatında sessiz sakin yaşayan, insanlarla ilgisi olmayan bir hayvancık. Ancak yaşam alanı tahrip edilince kendini olmadık yerlere atıyor. Sonra da başına bunlar geliyor.
Yaptığım araştırmaya göre bu da zehirli bir kırkayak türü. Hatta zehirinin eşekarısından daha kuvvetli olduğu ve küçük çocuklar için tehlikeli olduğu özellikle belirtiliyor. Üzgünüm kırkayak. Keşke yolunu kaybedip bizim eve gelmeseydin…
Şimdi bana yine korkulu günler. Can’ı oturttuğum sandalyesine, yatırdığım yerlere iki kere bakmak. Gece yatmadan önce pikeleri silkeleyip, yastıkları kaldırıp, altında birşey var mı diye kontrol etmek…Neden kırkayak, neden evime geldin?
İğrenççç. Ben de hatırlarsan seneler evvel İçmeler’de kırkayak saldırısına uğramıştım. Boynumdan iki yerden ısırmıştı beni… Iyyyyy! Aklıma geldikçe içim gidiyor.
Hatırlayamadım şimdi. Geçmiş zaman… Nasıl olmuştu anlatsana…
Gece uyurken 3 veya 4 gibi acı ile yataktan fırladım. Boynumda iğrenc birşey olduğunu farkettim karanlıkta. Sonra yere attım. O da bir delikten kaçtı zaten. Banyoda aynaya baktıgımda boynumda 2 adet ısırık izi vardı. O olaydan sonra uzunca bir yıkandığımı da hatırlıyorum.
Ah bebeğim benim. Hatırladım şimdi. Böyle şeyler de hep seni bulurdu zaten. Bir kere de burnunun içine böcek kaçmıştı hatırladın mı canım?