Sevgili anneciğim, babacığım ve halacığım,
Bu sabah uykumu almış olarak uyandım. Anneme “günaydın!” dedim. Beni emziren ve mama vererek karnımı doyuran anneme içten bir gülücükle teşekkür ettim. Sıra iki ayaklı oturağımdan evdeki büyüklerin kahvaltı hazırlığını gözlemeye geldi…
Sabah en erken üst katta uyuyan babaannem uyanıyor. Eger uyanmışsam gülümseyerek ve tatlı sözlerle yaklaşıyor yanıma. Ben de ona gülücük atarak karşılık veriyorum. Sonra çay demlemek ve sofrayı hazırlamak için mutfağa geçiyor babaanneciğim. Çayın kokusu ne hoş. Ama ben ancak kokusuyla idare ediyorum şimdilik… Bazı günler annem üstleniyor sofra düzenleme işini. Bu arada dedem uyanmış oluyor. Üst kattan, benim sevdiğim bir şarkıyı ya da ninni sözünü mırıldanarak iniyor. Kaç basamağı olduğunu sayabiliyorum merdivenin. Ben uyuyorsam, babaannem parmağını dudağına götürerek, ‘Susssssssssssssss!..’ işareti yapıyor. Uyanıksam, o da katılıyor dedemin şarkısının sözlerine. Çok komik ikili dedemle babaannem. Beni mutlu etmek için çocuklaşıyorlar. Onların bu hali çok hoşuma gidiyor ve çok gülüyorum…
Sıra halamı uyandırmaya geldiğinde görevi dedem üstleniyor. Bazen iki üç kez inip çıktığı oluyor üst kata. “Kahvaltı hazır!” diyerek sesleniyor halama. O başarısız olduğunda, babaannem alıyor halamı uyandırma görevini. Halam uyandığımda tatlı bir sesle, “Ev halkııııı!” diye sesleniyor… Sonra serçe cıvıltısıyla iniyor aşağı. Doğru bana yöneliyor. Uyanıksam, ona da tatlı bir gülücük atıyorum. Çünkü onun morala gereksinimi var. Çünkü o önümüzdeki aylarda doktorasını verecek. Gece gündüz çalışıyor. Onun yorgunluğunu gülümselerimle azaltabileceğimi düşünüyorum. Bu yüzden hem kahvaltı sırasında, hem halamı evden uğurlarken hiç somurtmuyor, hiç kapris yapmıyorum.
Kahvaltı sırasında onların sohbetini dinliyorum. Adım geçtiğinde kulak kabartıyorum, yine bir gülücükle onların sohbetine katılmış oluyorum. Ne hoş günler geçiriyoruz birlikte. Düşünüyorum da, keşke babam da olsaydı yanımızda. Bu duygumu bazen anneme de hissettiriyorum. Ama, babamın şimdi bulunduğu, Texas denilen yer çok uzak. Neyse ki annemle ona kavuşmama az kaldı. Onun, “oğluşum” diyen sesini, beni kuş gibi havalara kaldırışını çok özledim… Başka özlediklerim de var… İstanbul’da yaşıyor onlar. Dedem, anneannem, dayım, yengem… Saymakla bitmez.
Hepinizi çok seviyorum ve ben çok mutlu bir çocuğum…
***********
Canın ağzından dedesinin yazdığı mektup