Bizim kültürümüzde “küçük bebekle dışarıya çıkılmaz” şeklinde yaygın bir inanış var. Lohusalık dönemi olan ilk 40 günde, bebeğini kapının önüne, nefes almak için dahi çıkarmayan anneler biliyorum. “Aman üşütür”, “aman mikrop kapar”, “aman öbür çocuklar dokunur” diye kendimizce steril ortamlarda bebek büyütmeye çalışıyoruz. Ancak “sakınılan göze çöp batıyor” ve gözümüz gibi baktığımız bebeğimiz, girdiği ilk sosyal ortamda, mesela çocuklu bir arkadaş toplantısında ya da anaokuluna başlayınca, hemen hasta oluyor.
Özetle, konu çocuklar olduğunda, ev dışında zamanı değerlendirecek pek çok aktivite bulunurken, 1 yaşın altında bebek sahibi anneler, bebekleriyle birlikte dışarıda yapacak aktivite bulamadıklarından, genellikle eve hapsoluyorlar.
Babasıyla ben Can’ı bu şekilde yetiştirmemeye karar verdik. Can gezmek amacıyla ilk dışarı çıkışını, 7 günlük iken yaptı. Elbette çok küçük iken gezilerimizi kısa tuttuk ve fazla kalabalık ortamlara girmedik. Ancak gerekli önlemleri almak kaydıyla, bir bebek, dışarı gezmesine, her yaşta rahatlıkla gidebilir. Can şimdi 6 aylık ve dışarıda zaman geçirmeyi her şeyden çok seviyor. Öncelikle, her gün saat 17.00-18.00 arasında bebek arabası ile yürüyüşe çıkarıp, temiz hava aldırıyoruz. Hafta sonlarında ise parklar, alışveriş merkezleri, restaurantlar, kısacası aklımıza neresi gelirse, beraberce gidiyoruz. Can dışarıda evdekinden daha sakin duruyor. Bebek arabasında otururken, çevresindeki insanlarla, renklerle, objelerle ilgileniyor. Arabasında sıkılınca da kucağımıza ya da kangurusuna alıyoruz. Velhasıl benim oğlum tam bir dışarı kuşu…
Bu yazımda 1 yaşın altında bebeklerle ev dışında yapılacak aktivitelerden örnekler veriyorum. Bunlardan sahil yürüyüşü, semt parkına gitmek gibi aktiviteler para harcanmadan yapılabilirken; yoga kursu ya da profesyonel fotoğrafçılık hizmeti için belli bir bütçeyi gözden çıkarmak gerekiyor. Türkiye’de iken İstanbul’da yaşadığım için bu yazıdaki mekan önerileri İstanbul’a yönelik olacak. Ancak diğer şehirlerde yaşayan okurlarım, yorum kısmında, kendi şehirlerinde gittikleri yerlerden örnekler verirlerse güzel bir kaynak olabilir. Haydi bakalım, başlıyoruz.
1- Alışveriş merkezine gidin
Şehir yaşamında bebekle dışarıda gezmek deyince, akla gelen ilk aktivite alışveriş merkezleri… Hava koşullarından bağımsız olarak vakit geçirme, bebeğin altı kirlendiğinde rahatça değişme, bir yandan bebeği eğlendirirken, diğer yandan vitrinlere bakma ve bebeklere özel mağazalardan, ufaklığın hiç bitmeyen eksiklerini tamamlama olanağı alışveriş merkezlerini bebekli anneler açısından popüler mekanlardan biri yapıyor. Ayrıca, bebek arabaları, alt değiştirme üniteleri ve beslenme odalarının büyük alışveriş merkezlerinde standart hale gelmeye başlaması sevindirici.
İstanbul Anadolu Yakası
Tepe Nautilus: Bebekli ziyaretçilerin kullanımına tahsis edilmiş bebek arabaları, yemek bölümünde mama sandalyeleri, tuvaletlerde alt değiştirme üniteleri ve tam teşekküllü bebek bakım odası bulunuyor.
İstanbul Avrupa Yakası
Forum İstanbul: 0 – 30 aylık bebekler için ücretsiz bebek arabaları; bebeklerin emzirilebileceği, bakımlarının yapılabileceği, içinde bebek bezi otomatı, mikrodalga fırın ve biberon ısıtıcılarının da bulunduğu yedi adet bebek odası; anne, baba ve çocukların tuvalet ve bakım ihtiyaçları için 8 adet aile odası ve yemek katında ise mama sandalyeleri, mikrodalga fırın ve biberon ısıtıcılarının yer aldığı üniteler bulunuyor.
İstinye Park: Alışveriş merkezinde 3 emzirme odası ve 3 çocuk tuvaleti bulunmakta. Ayrıca ana giriş kapılarından, alışveriş merkezinde gezerken kullanacak bebek arabaları ücretsiz olarak temin edilebiliyor.
2- Bebekli arkadaşlarınızla toplanın

Bebekli arkadaşlarınızla buluşmak ve bebekleri beraberce oynatmak hem size, hem de miniğinize eğlenceli bir gün yaşatabilir. Bu buluşma parklarda, sahil kenarında ya da uygun bir restaurantta yapılabilir. Benim favorim, havanın güzel olduğu bir gün, yanınıza büyük bir örtü ve piknik sepetinizi alarak en yakın parka gitmek. Böylece hem minikler gönüllerince yerde yuvarlanır, hem de anneler piknik yaparak sohbet etme imkanı bulur.
3- Bebeğinizin profesyonel fotoğraflarını çektirin

Günümüzde hemen herkesin bir fotoğraf makinesi var. Herkes bebeğinin özel dakikalarını iyi-kötü fotoğraflıyor. Ancak profesyonel bir fotoğrafçıdan bu hizmeti almanın birkaç avantajı var. Birincisi, fotoğrafçılar bu işi meslek edindikleri için sizin aklınıza bile gelmeyecek pek çok kompozisyonda fotoğraf seçenekleri sunabilir. İkincisi, fotoğrafçıların makinaları sizin cep telefonu kameranızdan çok daha iyi bir makina olduğundan mükemmel detayda, çözünürlükte ve renklerde fotoğraflar çeker. Üçüncüsü, fotoğrafı başka biri çektiği için bebeğinizin özel anlarını yansıtan karelere sizin de girme şansınız olur. Dördüncüsü, fotoğrafçıyı doğum günü partisi gibi özel bir gün için ayarlarsanız, sizin fotoğraf peşinde koşarken özel anları kaçırmanız ihtimali ortadan kalkar.
Nur Ölçer Photography | Ayça Oğuş Photography | Çiseren’in Bebekleri
4- Bebek yogasına katılın
Anne ve bebeğin beraberce yapabileceği en güzel aktivitelerden biri de bebek yogası. Bebek yogası, bebeğin motor ve fiziksel gelişimine yardımcı olduğu gibi, annenin de özellikle doğumdan sonra forma girmesini kolaylaştırır. Bebek ve anne arasındaki bağı kuvvetlendiren bebek yogası, vücudu ve ruhu dinlendirir. Bebek yogasına stüdyo ortamında katılan anne ve bebek, diğer anne ve bebeklerle tanışarak sosyalleşme imkanını da bulur. Yoga teknikleri öğrenildikten sonra evde de çalışılmaya devam edilebilir.
5- Doğa ile buluşun
Bebekler hareket etmekten çok hoşlanırlar. Emeklemek, yuvarlanmak, yerlerde sürünmek ya da oturarak çevresindeki objelere ilişmek tam onlara göredir. Bebeğinizin güvenlik ve rahatlığını her zaman ön planda tutmak koşuluyla, mevsimine göre, doğada yapılacak pek çok aktivite bulunabilir. Kışın bahçenizde karla oynamak, yazın denize gitmek ya da bahçeye/balkona koyacağınız şişme havuzda su ile oynamak, çocuk parkında kumla oynamak ya da bir ağacın altında dökülen yapraklarla oynamak doğa aktivitelerine örnek verilebilir. Gittiğiniz yerlerin temizliğinden endişe ederseniz, yanınıza üzerine oturabileceğiniz geniş bir battaniye ve bol bol ıslak mendil almayı unutmayın. Ayrıca bebeğin güvenli ve steril olmayan objeleri ağzına alma ihtimaline karşılık, gözünüzü onun üzerinden ayırmayın.
5a- Parka gidin
İstanbul’da hem Anadolu yakasında, hem de Avrupa yakasında bebeğinizi pusete ya da kanguruya koyarak yürüyebileceğiniz, piknik yapabileceğiniz çok güzel parklar ve ormanlık alanlar mevcut. Kısa bir deniz yolculuğunu tercih ederseniz, Adalar’da da güzel vakit geçirebilirsiniz.
İstanbul Anadolu Yakası
Adalar | Beykoz Korusu | Küçük Çamlıca Korusu | Emirgan Parkı | Fethi Paşa Korusu | Göztepe Özgürlük Parkı
İstanbul Avrupa Yakası
Belgrad Ormanı | Maçka Parkı | Yıldız Parkı
5b- Sahile yürüyüşe çıkın
İstanbul’da oturan bebekli anneler için sahilde yapılacak yürüyüşler çok güzel bir fırsat. Hem bebeğe temiz deniz havası aldırmış olursunuz, hem de sıkı bir yürüyüşle fazla kilolarınızdan kurtulursunuz.
İstanbul Anadolu Yakası
Anadolu Hisarı | Kadıköy-Pendik Sahil Yolu | Kanlıca
İstanbul Avrupa Yakası
Bebek | Ortaköy
Bu fotoğraftaki uyuyan güzel sadece 8 günlük 🙂
Gerçekten mi? Maaşallah! Çok tatlıymış. Sen de çok güzel bir fotoğraf çekmissin Nur’cum. Eline sağlık.