in

Vaziyetler Rezalet! Çamaşır ve Ütü Sorunsalı

Ütü yapmayı seven var mı acaba? Muhtemelen vardır. Ancak ütülü giysilere bayılmama rağmen, ütü yapmaktan oldum olası hazzetmedim.  Hatta ev işleri içinde en sevmediğim iş olduğunu da söyleyebilirim. Evimizde bir ütü var ama Kuzey’in gömlekleri ve bazı pantaloları dışında hemen hiç kullanılmaz. İnanamadınızsa bir de şöyle ifade edeyim: Ütümüz 2011 senesindeki en büyük çalışmasını, bebek oğlumun elbise dolabını hazırladığımız Mart ayında yaptı. Tüm bebek giysileri ilk kullanımdan önce güzelce yıkandı, ardın da, sağolsun, bizde misafir olan annem tarafından  ütüledi. “Anneciğim, ben Can’ın giysilerini muhtemelen ütülemeyeceğim. O nedenle hem boşuna yorulma, hem de devamını getiremeyeceğim standartlara bu bünyeyi alıştırma” dedim. Ama, canım annem, “Ben şimdi torunumun elbiselerini ilk defa ütüleyeyim de, sen sonra nasıl istiyorsan öyle yap” dedi. Hala Can’ giydirirken annemin ütülediği birkaç parça giysi, elbise dolabından çıkıyor. Onları okşuyor, kokluyor ve anneme de buradan selam gönderiyorum.

Evimizde ütü sorunsalını çözmek için geliştirdiğimiz birkaç strateji var. Öncelikle giysilerimizi mümkün olduğunca ütü gerektirmeyen kumaşlardan seçiyoruz. Ardından, çamaşırlar yıkandıktan ve kurutma makinasından çıktıktan sonra, mümkün olduğunca kısa bir sürede katlıyoruz. Böylece fazla buruşmalarını engellemiş oluyoruz.

Ütüyü sevmemekle birlikte çamaşır katlamakla aram iyidir. Çamaşırları muntazam şekilde katlamayı ve el ütüsü denilen şeyi yapmayı severim. Üniversite çağlarında harçlığımı çıkarmak için, birkaç ay Benetton mağazasında satış elemanı olarak çalışmıştım. Çalışma dönemimin bana pek çok katkısından biri de “mağaza tipi katlama”yı öğretmesidir. Hani şu tüm tişörtlerin jilet gibi, birbileri ile aynı boyda katlandığı tür. Seneler boyunca herkesin ayrı bir çamaşır katlama biçimi olduğunu farkettim. Garip bir biçimde, en çok kendi katlama tarzımı beğenirim. (Pis kendini beğenmiş.)

Kadına Bak, Dağınıklığının Fotoğrafını Çekmiş, Bir de Utanmadan Buraya Koyuyor

Gelelim, “vaziyetler rezalet!” durumuna. Geçen hafta tatile çıkmadan önce, birkaç makina dolusu çamaşır yıkamış, ancak bavul hazırlama telaşı içinde katlama fırsatı bulamamıştık. Tatilden dönünce de haliyle bavulun içinden çıkan herşey yıkandı. Ayrıca evdeki yatak çarşaflarını, nevresimleri, havluları falan da sayarsanız, bayağı katlanacak çamaşır birikti. Evde temizlik, yemek yapma gibi diğer işler de olduğundan, yıkadığım çamaşırları, misafir odamıza yığdım da yığdım. Gönül isterdi ki size ev dekorasyonu ya da makyaj gibi yaratıcı bir alandaki “öncesi ve sonrası” fotoğraflarını göstereyim. Ancak bebekli evin durumu budur arkadaşlar. Önceden uyarayım da, sonra bebek sahibi olduğunuzda hafif bir şok etkisi yaratmasın.

Öncesi

Şu kompozisyonun güzelliğine bakar mısınız? Bir umarsızlık, bir fütursuzluk, bir naiflik, neredeyse Modern Sanatlar Müzesi’ne girmek üzere keşfedilmeyi bekleyen bir Andy Warhol parçası. Sol tarafta Can’ın elbiseleri, yastık üzerine konulmak suretiyle yaratılan hijyenik! ortamda, ahenk içinde dans ediyor. Ortada, nasıl olmuşsa katlanmış bir adet kırmızı çarşaf, “Başka bir yaşam biçimi mümkün, diğer çamaşırlar beni örnek alsın” diye sesleniyor. Geri planda elektrik süpürgesinin sapı “Kurtarın beni buradaaan!” diye bağırıyor. Laf aramızda, çamaşırlar bu halde o kadar çok bekledi ki, Kuzey’e, “Müjde kocacım, artık yeni bir gelir kaynağımız var. Çamaşırların altını, çok iyi bir aileye kiraya verdim” dedim.

Öncesi

Sonrası

Tek kelimeyle sıkıcı! Bakar mısınız lütfen! Şimdi bu fotoğrafta, önceki fotoğrafın ilginçliği var mı? “Amaaan! Ayşe Hanım’ın katlanmış çamaşırlarından bana ne!” diyesi geliyor insanın.

Sonrası - Bizimkiler

Ne kadar çok bebek çamaşırı yıkarsanız yıkayın, katlandıklarında hepsi işte böyle bir avuç… Ayyy! Giysilerini bile görmek, oğlumu özlememe yetiyor. Bu kadar tertip yeter, müsadenizle ben oğlumu mıncıklamaya gidiyorum.

Sonrası - Bebek oğlumunkiler

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. Öncesi ve sonrası hallere çok güldüm:)) Ben de itiraf edeyim ütü yapmayı sevmiyorum ama çamaşırları katlamakta iyiyimdir:)Herşeyi abartmadan gerektiği gibi yapmalı bence.
    Sevgiler..

  2. Amerika’da yasayan ve Turkiye’deyken utusunu eve gelen temizlikciye yaptirmak suretiyle utuye eli degmemis bir insan olarak (gerci annemin evinde butun utuyu ben yapardim ondan sitkim siyrildi sanirim), halinizi cok iyi anliyorum. Amerika’da 1 bucukuncu senemizi tamamlamak uzereyiz, utuye elim degmedi. Ama ne yalan soyleyeyim utulu camasiri da cok ozluyorum. Turkiye’deki camasir makinami daha da cok ozluyorum. Sanirim Turkiye ile ilgili herseyi ozluyorum 🙂

    • Ah Berrak sorma! Ben de Türkiye’deki çamaşır makinamı özlüyorum. Kesinlikle daha temiz yıkıyor. Türkiye’ye tatile gidince götürdüğümüz çamaşırları annem kendi makinasında yıkıyor. Rengi ağarıyor valla zavallıların.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İyi İnsanların Olduğunu Bilmek Ne Kadar Güzel

BebekveBen.com Turkcell Blog Ödüllerinde İlk 10`a Kaldı!