Mehmet Ali Birand Hürriyet’teki köşe yazısında bugün şöyle diyor:
———————————————
NEDEN BİZİM ÇOCUKLAR DAHA FAZLA AĞLIYOR ?
Bir türlü cevaplayamadığım bir soru var: Bizim çocuklarımız neden daha fazla bağırıp, ağlarlar?
Özellikle Avrupa’nın herhangi bir kentinden İstanbul’a gelen veya giden uçaklardaki feci durumdan söz etmek istiyorum. Türk Hava Yolları’nı tercih ettiğiniz taktirde durumunuz biraz daha ağırlaşıyor.
Bu trajediye çok tanık oldum. Etrafımdaki 7-8 koltuğa dağılmış, 3-13 yaşları arasındaki çocukların ağlama-bağırarak konuşma-hatta anne ve babalarıyla kavga ederek geçirdikleri 3-4 saatlik seyahatlerimin sonunda üstüme gaz döküp kendimi yakma noktasına kadar geldiğimi bilirim.
İşte sorum da buradan kaynaklanıyor. Batılı aileler de çocuklarıyla seyahat ediyorlar. Her ne kadar bizimkiler kadar çok sayıda olmasa dahi, eninde sonunda, onlarınkiler de çocuk. Ancak nedense bizimkiler gibi çığlık atmıyor, bağırmıyor, etrafı dağıtmıyorlar.
Neden acaba? Sorun nereden kaynaklanıyor dersiniz?
———————————————
Bu soruyu iki aşamada yanıtlamak istiyorum. Bugünkü yazımda bebeklerde ve çocuklarda ağlamanın nedenleri üzerinde duracak ve ağlama ile başa çıkmada doğru ve yanlış yaklaşımlar konusuna değineceğim. Yarın ise, “Türk çocukları neden çok ağlıyor?” sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.
Bebeklerde Ağlamanın Nedenleri
Babycenter.com bebeklerde ağlamanın nedenlerini güzel bir şekilde sıralamış. Ben de bu nedenleri fizyolojik ve psikolojik/duygusal olarak ikiye ayırdım:
Fizyolojik Nedenler
- Aç olduklarında
- Bezleri kirlendiğinde
- Uykuları geldiğinde (bebekler çoğunlukla ebeveynleri tarafından uykuya yatırılma ihtiyacı duyar)
- Karın ile ilgili problemleri olduğunda (gaz, kolik, ve diğerleri)
- Beslenme sırasında hava yutup, geğirme ihtiyaçları olduğunda
- Çok sıcak ya da soğuk olduğunda
- Vücutlarını rahatsız edecek bir durum olduğunda (giysilerinin batması, oturduğu yerde vücuduna birşey batması, parmağına saç dolanması, böcek ısırması)
- Diş çıkardıklarında
- İyi hissetmediklerinde(ateşi olması, kulak enfeksiyonu)
Psikolojik/Duygusal Nedenler
- Kucağa alınmak istediklerinde
- Çevrede çok fazla uyarıcı etken olduğunda (çok fazla ses, renk, gürültü)
- Çevrede çok az uyarıcı etken olduğunda (sıkılması)
Bu nedenleri incelediğimizde, konuşma döneminden küçük bebeklerde ağlamanın, genellikle fizyolojik ihtiyaçlardan kaynaklandığını, psikolojik ve duygusal nedenlerin daha az olduğunu görürüz. Özetle bebekler, ağlamayı ebeveynleri ile bir iletişim yolu olarak kullanırlar. İhtiyaçları hızla giderildiği sürece, çoğunlukla, ağlamaya devam etmezler.
Ağlayan Bebeğe Doğru Yaklaşım
Henüz konuşmaya başlamamış bebeklerin ağlamaları, genellikle kolayca görülebilecek ve çözülebilecek fizyolojik ihtiyaçlardan kaynaklanır. Bebeklerin ihtiyaçlarına süratle yanıt vermek önemlidir. Bu sayede bebek, ebeveynlerine güvenebileceğini anlar. Bu da daha az ağlamalarına yol açar. Ağlayan bebekler için izlenebilecek yöntemleri ivillage.com şöyle sıralıyor:
BUNLARI YAPIN!
- Fizyolojik ihtiyaçları giderin: Bebeğiniz ağladığında ilk olarak fizyolojik ihtiyaçlarını kontrol edin. Aç olup olmadığına, bezinin kirli olup olmadığına bakın.
- Tıbbi rahatsızlıkları eleyin: Bebeğin ağlamasına yol açacak bir hastalığı olmadığından emin olun. Kulak enfeksiyonu, reflü, süt proteini alerjisi gibi durumlar söz konusu olabilir.
- Ana rahmindeki koşulları yaratın: Harvey Karp gibi uzmanlar bebeklerin olması gerekenden birkaç ay önce dünyaya geldiklerini söyler. Bebeğin rahatlamasını sağlamak ve ağlamasını önlemek için, ana rahmindeki koşulları yaratan 5S formülünü önerir: Kundaklama (Swaddling), Bebeği yan ya da karın üstü yatırma (Side or stomach), Şşş yaparak rahatlatma (Shhh-soothing sound), Sallama (Swinging), Emme (Sucking)
- Mola verin: Tüm çabalarınıza rağmen bebeğinizi susturamıyorsanız, bebeğinizi yatağı gibi güvenli bir yere koyup, birkaç dakikalığına odadan uzaklaşın. Mümkünse aile bireylerinden yardım isteyip kendinize birkaç saatlik bir mola verin.
BUNLARI YAPMAYIN!
- Hatalı olduğunuzu düşünmeyin: Ağlamak bebeklerin iletişim kurma yöntemidir. Sizin kötü bir anne ya da bebeğinizin zor bir bebek olduğu anlamına gelmez. Ağlamayı bebekliğin bir parçası olarak görüp, bu günlerin geçeceğini düşünün.
- Alternatif yöntemleri gözü kapalı uygulamayın: Bitki çayı içirmek, masaj yapmak ve şekerli yiyecekler vermek gibi çevreden duyduğunuz alternatif yöntemleri doktorunuza danışmadan uygulamayın.
- Hemen pes etmeyin: Denediğiniz herşeye rağmen bebeğiniz ağlamaya devam ediyorsa, belki de yanlış şekilde deniyorsunuz. Örneğin ağlayan bebekleri sakinleştiren Şşş! sesi, bebeğin ağlamasından daha yüksek bir tonla yapılırsa etkili olur. Doğru uygulamayı yaptığınızı düşündüğünüz halde sonuç alamıyorsanız, pes etmek yerine yöntemi uygulama şeklinizi gözden geçirin.
- Başkalarıyla karşılaştırmayın: Yetişkinler gibi bebeklerin de huyları farklı farklıdır. Ağlamayı kesmek için komşunuzun bebeğinde işe yarayan bir yöntemin sizin bebeğinizde de işe yarayacağını varsaymayın. Bebeklerin farklı olabileceğini göz önüne alıp, deneme-yanılma yöntemiyle sizin bebeğinizde işe yarayacak yöntemleri bulmaya çalışın.
- Bebeği kontrolsüzce sallamayın: Bebekler bazen saatlerce aralıksız ağlayabilirler. Ne kadar yorgun ya da sinirli olursanız olun, susması için bebeği asla kontrolsüzce, hızla sarsmayın. Bu hareket bebeklerin beyinlerine zarar verebilir. Öfkelendiğinizi hissettiğinizde bebeği yatağı gibi güvenli bir yere bırakıp biraz uzaklaşın.
Çocuklarda Ağlamanın Nedenleri
Konuşmaya başlayan çocuklar, fizyolojik ihtiyaçlarını daha rahat dile getirebildikleri için, ağlamalarının nedenleri çoğunlukla psikolojik ve duygusal ihtiyaçlardır.
Fizyolojik Nedenler
- Aç ya da uykusuz olduklarında
- Canları acıdığında (yaralanmalar, düşmeler…)
Psikolojik/Duygusal Nedenler
- Yoğun duygular hissettiklerinde (üzüldüklerinde, korktuklarında, kızdıklarında)
- Hatalı birşey yaptıklarını anladıklarında
- İstedikleri birşey olmadığında
- Yalnız hissettiklerinde
- Bir konuda başarısız olduklarında (sporda, okulda vs.)
Çocuklar genellikle olumsuz durumlarla ile nasıl başa çıkacaklarını bilemedikleri için ağlar. Ebeveynlerinin ağlamaya yaklaşımları ile de davranışlarını şekillendirirler. Çocuk ağladığı zaman ebeveyn uygun şekilde davranmazsa, çocuk da ağlamanın isteklerini gerçekleştirmek için bir araç olduğu izlenimini edinecektir.
Ağlayan Çocuğa Doğru Yaklaşım
Konuşmaya başlamış çocuklar için de şöyle taktikler izlenebilir:
BUNLARI YAPIN!
- Sakin olun: Öfkelenip kontrolden çıkarak sorunu daha da zor hale getirmeyin. Çocuklar ebeveynlerinin sinirlerinin bozulduğunu, kontrollerini kaybettiğini anlayabilirler. Bu da onların daha da yoldan çıkmasına neden olur. Yetişkin olduğunuzu hatırlayıp, sakin olmaya çalışın.
- Kaynağa gidin: Çocuğun susmasını sağlamak için “Ağlama!”, “Erkekler ağlamaz.”, “Büyükler ağlamaz.” gibi yanlış şartlanmalar yapacak cümleler kurmayın. Ağlamanın nedenlerini öğrenip, sorunu çözmeye çalışın. “Haydi sorununu ağlamadan beraberce çözmeye çalışalım.” daha doğru bir yaklaşımdır.
- Fizyolojik ihtiyaçları giderin: Çocuk ağladığında ilk olarak fizyolojik bir ihtiyacı olup olmadığını anlayın. Açlıktan ve yorgunluktan ağlıyorsa bunları giderin.
- Bekletmeyin: Çocuğunuz birşey istediğinde, yanıtınız hayır bile olsa, mümkün olduğunca çabuk yanıt verin. Çocuğun sürekli isteğini söyleyip, sizden yanıt alamayarak, giderek mızmızlanmasına izin vermeyin. Yanıtınız evet olacaksa da bekletmeyin. Bekletmek, mızmızlanmanın isteklerine ulaşmak için güzel bir yol olduğunu öğretir.
- Ağlamamayı ödüllendirin: Çocuk ağlamayı kesip, isteklerini düzgün bir şekilde dile getirdiğinde, onunla ilgilenin. “Ağlamayı bırakıp, ne istediğini uygun bir şekilde söylersen sana yardımcı olacağım.” gibi bir cümle kurulabilir.
- Doğru davranışları öğretin: Beklenmedik ya da istenmeyen durumlar ortaya çıktığında, ağlamak yerine doğru davranışın ne olduğunu öğretin. Örneğin bir spor müsabakasını kaybettiğinde, ağlamak yerine, “Sporda her zaman kazanılmayabileceğini, katılımın da kazanmak kadar önemli olduğu” vurgulanabilir.
- İlgilenin: Çocuklar kimi zaman kendilerini yanlız hissedip, ilgi istediklerinde de ağlarlar. Çocuk için negatif ilgi (mesela kızarak sus! demeniz), hiç ilgi gösterilmemesinden daha iyidir. Bu nedenle gün içinde çocuğunuzla vakit geçirin. Onunla ilgilendiğinizi, onunla vakit geçirmekten hoşlandığınızı hissettirin.
- Küçükleri anlayışla karşılayın: Çok küçük çocukların mantık kavramları tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle, istedikleri olmadığında, ağlamasının yanlış olduğunu söylediğinizde ya da doğru davranışı öğretmeye çalıştığınızda sizi dikkate almayıp ağlama krizine girebilirler. Çocuğunuz ve çevresi için tehlike yaratan bir durum yoksa, sakinleşmesi için biraz beklemenizde sakınca yoktur. Çocuğu göz önünden ayırmamak şartı ile normal aktivitelerinize devam edin, ona özel ilgi göstermeyin. Ancak çocuğu yalnız bırakmayın. Kendini terk edilmiş hissedebilir. Biraz sakinleşince tekrar iletişim kurun.
- Kontrol verin: Çocuğunuza küçük şeyler üzerinde kontrol vererek bağımsızlıklarını geliştirin ve memnuniyetsizlikten kaynaklanan ağlamaları engelleyin. Örneğin “kola içemezsin” diyerek ağlamasını tetiklemektense, “elma suyu mu içersin? yoksa portakal suyu mu?” diyerek seçim hakkı olduğu izlenimini verin.
- Gözden uzak tutun: Çocuğunuzun dokunmasını istemediğiniz sakıncalı eşyaları gözden uzak tutarak, bunlara erişmek için ağlamasını engelleyin.
- Çevreyi düzenleyin: Çocuğunuz yeni bir yetenek öğreniyor ya da oyun oynuyorsa çevresel koşulları uygun şekilde düzenleyin. Oyuncakları ve aktiviteleri yaşına uygun olanlardan seçin. Basit aktivitelerle başlayıp, onları başardıktan sonra daha karmaşık aktivitelere geçin.
- Uzaklaştırın: Çocuğunuz durmadan ağlıyor, kendini paralıyor ya da çevreye aşırı rahatsızlık veriyorsa, onu içinde bulunduğu çevreden bir müddet uzaklaştırın. Örneğin restaurantta ağlama krizlerine giriyor ve çıkamıyorsa, bir müddet restaurantın bahçesine ya da arabaya götürün. Sakinleşince geri getirin.
BUNLARI YAPMAYIN!
- Fiziksel ceza uygulamayın: Ağlayan bir çocuk gerçekten ebeveynlerin sınırlarını zorlayabilir. Çareler tükendiğinde, çocuğu susturmak için şaplak atmak gibi fiziksel cezalar uygulamak kabul edilebilir bir yöntem değildir. Kendinden güçsüz bir canlıya fiziksel güç uygulamanın yanlışlığı bir yana, çocuklar ebeveynlerini örnek alır. Ağlamayı fiziksel ceza ile susturmaya çalıştığınızda, çocuğunuza “istenmeyen durumları fiziksel güç kullanarak çözmenin doğru olduğu” mesajını verirsiniz. Bunun yerine, hem kendinizin hem de çocuğunuzun beden ve ruh sağlığı için, fiziksel cezalardan uzak durun.
- Ağlama noktasına getirmeyin: Ağlamanın nedeni sıkılma ise, çocuğu ilginç oyuncak ve aktivitelerle meşgul edin. Dışarıda iseniz, birkaç fazla iş daha halletmek uğruna, çocuğun yorulmasına ya da aç kalmasına izin vermeyin.
- Ağlamayı ödüllendirmeyin: Çocuğa susması için istediğini vererek onu ödüllendirmeyin. Ödüllendirme, istediklerini almak için ağlamayı bir yöntem olarak benimsemesine yol açar.
- İlgisiz kalmayın: Ağlayan çocuğa sürekli ilgisiz kalarak, fiziksel ve ruhsal sağlığını ya da güvenliğini tehlikeye atmayın.
- Çevrenin eleştirisini gereğinden fazla dikkate almayın: Çocuğunuz ağladığında, çevrenizdeki insanların sizi bakışları ya da sözleriyle eleştirmesine dikkat etmeyin. Ağlayan çocuk hiç kimsenin tercihi değildir. Anlayışsız insanların sosyal baskısı yüzünden çocuğunuzun terbiye standartlarını değiştirmeyin.
Kaynaklar
– Bebeklerin Ağlamasının 12 Nedeni ve Onları Sakinleştirme Yolları / 12 Reasons Babies Cry and How to Soothe Them
– Kolik 101: Ağlayan Bir Bebeği Sakinleştirmek İçin Bilmeniz Gereken Herşey/ Colic 101: Everything You Need to Know to Help Soothe Your Crying Baby
– Küçük Çocuklar ve Ağlama / Toddlers and Crying
– Ağlamak ve Gözyaşları / Crying and Tears
– Öfke Krizleri / Temper Tantrums