in

Teyze, Anne Yarısı…

Çok sevdiğim birer dayım ve halam var. Ama annemin kızkardeşi yok. Teyze anne yarısıymış derler. Bazen bir teyzem olsaydı nasıl olurdu diye düş kurarım. Şöyle çılgın bir teyze. Sanatçı, müzisyen ya da bir sporcu. Yazar, akademisyen veya bir fotoğraf sanatçısı. Belki de çocuklu bir ev hanımı. Ama hep sevecen. Beraber müzelere, sinemalara, sergilere gitsek, kahve içip sohbet etsek, tatile çıksak… Korusa beni teyzem, kayırsa… Çocuk aklımla kabahat işlediğimde ardımda dursa. İlk aşkımı onunla paylaşsam. İlk hayal kırıklığımı da… Arada tartışsak… Ama hemen barışsak. Hayal kurmanın sınırı yok işte…

Belki biyolojik bir teyzem yok, ama, annemin öz teyzem gibi sevdiğim bir grup arkadaşı var. Bugün size onları anlatacağım.

Sene 1982. İstanbul’un Avrupa yakasından Anadolu yakasına, Kozyatağı Oyak Sitesi’ne taşınmışız. İstanbul daha bir nezih o zamanlar. Sokaklar sakin ve insanlar temiz. Sitelerin çevresine yüksek yüksek duvarlar örülmemiş. Şimdi o duvarlar insanları dışarıda mı tutuyor, yoksa içeride mi belli değil.

Bizim siteden biraz yukarıya, Kozyatağı çeşmesine çıkınca, evler seyreliyor. Oralar ıssız muhit olarak kabul ediliyor. Evlerin aralarında yeşil alanlar var. Çocuklar bahçelerde ve parklarda, başlarında yetişkinler olmasına ihtiyaç olmadan, doyasıya oynuyor. Yaramazların üzerine tırmanacağı ağaçlar bile var. Bizim aparmanın arka bahçesinde bolveren bir dut ağacı var. Karnımız ağrıyana kadar dut yiyoruz.

Sitemizde çamlık diye adlandırdığımız ufak bir park da var. Ufak dediysem şimdi öyle olduğunu görüyorum. O zamanlar bize kocaman geliyor. Çamlık, adı üstünde, çam ağaçlarıyla dolu. Çam fıstıklarını toplayıp anneme veriyorum, bize zeytinyağlı dolma yapıyor. Çocuk aklımla önemli bir iş yaptığımı düşünüp, seviniyorum. Mahallemize ara ara macuncu ve dönme dolapçı geliyor. Şimdilerde bunlar kaldı mı acaba?

Annem, zamanla aynı sitede oturan ve hepsi de bir-iki çocuk sahibi olan diğer annelerle tanışıyor. Çocukların da, annelerin de yaşları birbirine yakın. Çocukların bazıları aynı okula gidiyor. Anneler annelerle, çocuklar çocuklarla çok iyi arkadaş oluyor.

Alt kat komşumuz Gülçin teyzenin Gülce ve Işıl isimli iki kızı var. Üst katlarda Koray ve Kutay’ın annesi Melek teyze ve Tuğçe ile Burak’ın annesi Ulviye teyze oturuyor. Arka apartmandaki Güler teyzenin Ceren ve Ergun isimli iki çocuğu var. Emre’nin annesi Meral teyze ve Barış’ın annesi Aylin teyze de yine aynı apartmanda. Öndeki apartmanda bir Güler teyze daha oturuyor. Onun da Erman ve Cem isimli iki oğlu var.

Ortasona kadar aynı mahallede oturuyoruz. Çocukluğumun en güzel dönemleri Oyak Sitesi’nde geçiyor. Annemlerin çaylı toplantılarını asla unutmuyorum. Kardeşim ve benimle beraber 14 çocuk ve 7 anne aynı evde. Düşünebiliyor musunuz? Odalar vıcır vıcır çocuk kaynıyor, çoğu da civa gibi, yerinde durmuyor. Can doğduktan sonra daha iyi anladım. Ben bir çocukla zor başa çıkarken, onlar 14 çocukla çay içmeyi ve sohbet etmeyi başarıyor. Şimdi aklım almıyor. Mucize anneler.

Çocukların yaşı daha çok kardeşime yakın. Ben biraz daha büyük kalıyorum. Arkadaş toplantılarında çoğunlukla bir kenara çekilip, kitap okuyorum. Ama ufakları çok seviyorum. Şimdi hepsi büyüdü. Güzel okullarda okudular. Meslek sahibi oldular. Kimi evlendi, kimi askerliğini yaptı.

En güzel ve kalıcı dostluklar, köklerini geçmişte salanlar. Oyak Sitesi’nde tanıştığımız ailelerin bir kısmıyla hiç kopmadık. Gülçin, Güler, Melek, Meral ve Ulviye teyze hala annemin sıkı dostları arasında yer alıyor. Onların vesilesiyle tanıştığımız Ümran ve Ayten teyze ve Oyak Sitesinden sonra taşındığımız Menekşe apartmanındaki komşumuz Betül teyze de en az onlar kadar candan, sevdiğimiz insanlar.

Biyolojik teyzem yok demiştim. Ama ne şanslıyım ki en az onun kadar yakın bir grup teyzem var benim. Yüzleri hep güler. Hep samimidirler. Türkiye’yi her düşündüğümde aklıma gelen, içimi ısıtan insanlar…  Annem vasıtasıyla haberlerini alırım. Memlekete geldiğimde onlar beni görmek ister, ben de onları…

Geçen sene hamileyken buluşmuştuk. Hepsi hamile Tanla’yı görmekten ötürü çok heyecanlıydı. Şimdi Can ile beraber geldiğimizi duyunca bizi tekrar görmek istemişler. Sevinerek evimize davet ettik bugün. Annemle çay menümüzü iki gün önceden hazırladık. Bu sefer zeytinyağlı yaprak sarma, kısır, sosisli bohça, pırasalı el açması börek, mozaik pasta ve çilekli pasta vardı. (Sizler için fotoğraflamayı ihmal etmedim.)

Güler, Gülçin, Meral, Ümran ve Ayten teyze konuklarımızdı. Nasıl da özlemişim onları. Bir de Melek teyzenin akrabası Nevin teyze ile tanıştım. O da sıcak ve samimi bir insan. Çay eşliğinde sohbetler ettik. Can’ı mıncıkladık beraberce. Çok güzel vakit geçirdik. Akşam salonu toplarken eski anıları bir bir canlandırdım gözümde. Ne şanslıyım ki hayatımdaki bazı güzellikler hiç bozulmadan, aynı şekilde devam ediyor. İyi ki görüştük bugün, iyi ki varsınız…

teyze

cilekli-pasta

sosisli-bohca

 

 

kisir

 

 

borek

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. Tanlacigim guzel yorumlarindan cok hoslandim canim bizi teyze yakinliginda gormen gururumu oksadi, dun benim icin de cok guzeldi, en keyiflisi Cani minciklamak ve seni gormekti. Dun ku mamalar da harikaydi, anneciginin ve senin ellerinize saglik, resimler de istak kabartiyor, hepinizi opuyorum, tekrar gorusmek umuduyla… umran

    • Ben de bu güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim Ümran teyzecim.

      Sizi konuk etmek ve sizinle zaman geçirmekten gerçekten keyif alıyorum. Annem de çok selam söylüyor.

      Sevgiler

  2. Canım dün akşam yazını okudum ve çok ama çok duygulandım:) Anılar gözümde bir kez daha canlandı tüm sıcaklığıyla.. Gerçi çarşamba günü anıları biraz tazeledik ama odak noktamız daha çok şirinler şirini Can’dı:)) Ne güzel sizlerin büyüdüğünüzü görmek, güzelliklerinizi yaşamak.. İnşallah tüm cocuklarımız senin gibi bu mutlulukları yaşarlar vee bize de yaşatırlar..Seni senede birde olsa görmek ve herzaman aynı sıcaklığı yaşamak bizlere müthiş doping oluyor..bu görüşmelerimizin daha uzuunn yıllar devam etmesini diliyor ve Can’ı,seni ve senin nezdinde tüm çocuklarımızı ve tüm arkadaşlarımı kucaklıyor ve öpüyorum:))

    • Çok teşekkürler Güler teyzecim.

      Ne mutlu bize ki bu güzellikleri koruyabilmişiz. Umarım daha senelerce sağlıkla böyle güzel buluşmalarımız olur.

      Sevgiler

  3. Tanlacım, merhaba canım!

    Ne güzel şeyler yazmışsın blogunda, samimi, içten duyguların için çok tesekkürler! Bizi alip 30 sene öncesine götürdün. Gerçekten çok güzel günlerdi ve çok sükür ki o guzellikler hala devam ediyor, ne mutlu bize! 7 Mart çarsamba günü de o güzelliklerden biriydi. Ben o gün karşımda gözleri pırıl pırıl, kocasına ve çocuğuna aşık, çol güzel bir anne gördüm ve çok mutlu oldum canım! Bütün dualarimiz ve kalbimiz her zaman sizinle! Gülce ve Işıll neyse sen de bizim icin aynısın ve canlar canı tatlı oğlun Can da bizim torunumuz sanki. Bize bu güzel duygulari yasattiniz, çok çok teşekkurler! Ayrica o güzel sofra için de anneciğinin ve senin ellerinize sağlık canim! Sana butun kalbimle sevgili eşin Kuzey ve yakisikli oglun Can’la birlikte ve tum sevdiklerinle sevgi ve huzur dolu bir yaşam diliyorum Tanlacım! Herşey gönlünce olsun, tüm hayallerin gerçek olsun! Senin çektigin fotoğrafları da ayrıca bekliyorum, sevinirim canım. Öpüyorum sizi, gitmeden önce tekrar görüşmek dileğiyle! Belki güzel bir havada Özgürlük Parkı organizasyonu yaparız.

  4. Okurken gözlerim sevinçle yaşardı. İçimi bir mutluluk sardı ki anlatamam.

    O günleri ve yaşadıklarımızı hatırladım. Meğer ne güzel günler yaşamış ve hayatı, birlik ve bütünlük içinde ne güzel paylaşmışız.

    İyi ki yazmışsın ve paylaşmışsın. Teşekkür ediyorum ve seni sevgiyle kucaklıyorum.

    Melek teyzen.

    • Melek teyzecim

      Güzel mesajınız için çok teşekkür ederim. Annem bu sıcak dostlukları devam ettirdiği için çok mutluyum. Sayesinde ben de sizleri tanıdım.

      Kutay, Koray ve Ahmet amcaya selamlar,

      Sevgiler

  5. Tanla selam,

    O büyük çete (!) çok uzun zamanlardır bir araya gelmiyor olsa da, yazdıklarınla bizleri o günlere tekrar taşıdın. Keşke eski zamanlardaki gibi hep birlikte bir çay günü yapabilsek ve o günlere geri dönebilsek.

    Bol güneşli günler diliyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Can Moda Canavarı: Kız Bebeklerde Bahar Modası

85’lik Babaannemle Bebek Bakımı Üzerine