in ,

Tembel Tanla’nın Çay Saati Üçlemesi: Orman Meyveli Pasta, Kısır, Patatesli-Kıymalı Börek

Çay saatini çok severim. Hele bol misafirlisine bayılırım. Bunda sanırım aileden gelen çay saati geleneğinin ve çocukluğumda annemin arkadaş grubu toplantılarına bol bol katılmamın etkisi var.

Ailemizde de çay saati ağırlamaları pek meşhurdur. Hem anneannem, hem de rahmetli babaannem (ışıklar içinde uyusun) çok güzel sofralara konuk ettiler bizi. Hal böyle olunca çay saati, yeri geldiğinde ana öğünden bile çok tercih edilen bir toplanma biçimidir. O toplantılarda binbir emek verilerek hazırlanmış tarifler mideleri şenlendirir.  İnce belli çay bardaklarının biri dolar, biri boşalır. Ev sahibi sürekli servis yapmaktan oturduğu yeri bilmez. Geçmişe dair komik hatıralar paylaşılır. Çocuklar ortalarda koşuşturur ve şen kahkahalar evi çınlatır. Size de bu ortamlar tanıdık geliyor mu?

Gelelim annemin arkadaş grubuna… Daha önce “Teyze, Anne Yarısı” yazımda biraz anlatmıştım. İlkokul-ortaokul dönemlerimde İstanbul Anadolu yakasında sessiz, sakin bir sitede oturmuştuk. Bu sitede hem annem, hem de kardeşimle-ben çok güzel arkadaşlıklar kurmuştuk. Şöyle bir ortam hayal edin: Birbirine çok yakın yaşlarda 7 kadın, hemen hemen aynı zamanlarda çocuk sahibi olmuşlar. Apartmanlarına girip çıkarken ve çocuklarının peşinde koşarken arkadaş olup, görüşmeye başlamışlar. Böyle güzel bir grup kurulunca birkaç haftada toplanılan günler oluşmuş. Kardeşim ve benimle beraber 14 çocuk ve 7 anne aynı evde… Böyle şen bir ortamı kim sevmez? Hele bir de o lezzetli çay saati ikramları… Çay saati geldiğinde sofranın kurulmasını merakla beklerdim. Arkadaş grubundaki her kadın bu keyifli saatler için tüm hünerlerini döktürür, tarifler ufak kağıtlara yazılarak el değiştirirdi. Annemim arkadaşlarından aldığı tarifleri evde tarif defterine yazma görevi bana aitti. Gruptaki her annenin meşhur tarifleri olsa da, annem benim için en güzel ikramlıkları hazırlayan kadındı. Herkes için kendi annesi öyle değil midir?

İşin ilginci annem babamla evlendiğinde ev işleri ve mutfak konusunda oldukça acemiymiş. Hani “Bir yumurta dahi kırmayı bilmez.” derler ya, o şekilde… Sadece kendi sevdiği birkaç yemeğin yapımını bilirmiş. Bunlardan biri anneannemin yönlendirmesiyle yaptığı kıymalı dolma, diğeri de mayonezmiş. Zaman içinde kah komşulara sorarak, kah o dönemde çok meşhur olan lacivert ciltli (adını ve yazarını maalesef hatırlamıyor) yemek kitabından tariflere bakarak yemek pişirmeyi öğrenmiş. O lacivert yemek kitabını ben de dün gibi hatırlıyorum. İçinde sadece yemek tariflerinden değil, benim çok ilginç bulduğum ve günümüz sofralarında eksikliğini hissettiğim sofra adabından da bahsedilirdi.

Amerika’ya taşındıktan sonra, ne yalan söyleyeyim, çay saatleri benim için o eski havasını yitirdi. Çay içmekten daha az keyif aldığımdan değil, yanlış anlaşılmasın, ancak çay saatleri bence kalabalık bir grupla paylaşılınca güzel… Burada uzunca bir müddet Kuzey ve ben çay saatlerimizin tek konuğuyduk. Arada çarşıdan hazır pasta ya da kurabiye gibi ufak ikramlıklar alsak da, kalabalık bir misafir grubu olmadıkça öyle eskisi gibi görkemli çay sofraları hazırlamaz olduk. Çay hevesimizi Türkiye ziyareti yaptığımız zamanlara sakladık. Bu durum Can’ın dünyaya gelmesiyle biraz değişti. Can okuldan geldikten sonra ona sağlıklı atıştırmalıklar sunabilmek adına çay saati tariflerimi yeniden hazırlamaya başladım.

Geçen Cumartesi günü de işte öyle bir gündü. Haftasonu biraz eğlenceli birşeyler yiyelim, akşam yemeğini çayla yapalım dedik. Canım da bir meyveli pasta istiyor… Yani tatlı kısmı  hazır, yanına tuzlular gerek. Birden aklımda bir şimşek çaktı. Perşembe günü pişirdiğim kıymalı patates yemeğini daha cazip bir şekilde değerlendirebileceğimi düşündüm. Evdeki yufkayla beraber onu kıymalı-patatesli böreğe çevirmeye karar verdim. Bir tatlı ve bir tuzlu olunca yanına bence bir de ekşi yakışıyor. Bu nedenle her dönem favori yemeklerimden kısırı da bu menüye eklemeye karar verdim.

Can efendi benim asistanım oldu. Bizim minik oğlancıkla beraber kolları sıvadık. Zaten onun en sevdiği aktivitelerden biri ben birşeyler pişirirken yardım etmek. Can ile beraber orman meyveli pasta, kısır ve patatesli-kıymalı börek pişirdik. İşte tariflerimiz ve her tarifin içinde de başarılı ikramlıklar çıkarmak için gerekli ipuçları…

Orman Meyveli Pasta

Malzemeler

  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 fiske tuz
  • 1 su bardağı tepeleme + 1 çorba kaşığı tepeleme un
  • Yarım çay bardağı su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 tatlı kaşığı limon ya da vanilya esansı

İç Malzemesi

  • Karışık orman meyveleri (Ben dondurulmuş olanları tercih ettim. İçinde böğürlen ve yaban mersini vardı. Burada blackberry, blueberry ve rasberry olarak geçiyor.)
  • 1 bardak vişne suyu (Eğer dondurulmuş meyve kullandıysanız, meyveleri buzdolabından çıkardıktan sonra bir süzgece koyun. Süzgeci derince bir kaba oturtun. Meyvelerin buzları erirken altlarına pastayı ıslatacak kadar meyve suyu akıyor.)
  • 1 paket vanilinli hazır pasta kreması

pasta

Yapılışı

Ben kekleri borcamda pişiriyorum. Çırpma işlemini de pişirdiğim kapta yapıyorum. Bu nedenle kabın dibine yağ sürmüyorum. Yumurta, toz şeker ve 1 fiske tuzu derince bir borcamda mikserle kabartarak çırpın. Karışıma limon esansı, vanilya, kabartma tuzu, un ve suyu ekleyerek yüksek devirde 3-4 dakika çırpın. Başarılı bir kek yapmanın 2 sırrı var: Birincisi, yumurta ve toz şekerin diğer malzemelerden ayrı olarak ilk sırada çırpılması. İkincisi, kek malzemelerinin iyice çırpıldıktan sonra son kıvamının katı değil, akışkan olması. Eğer malzemeleriniz katı kıvamlı kaldıysa (miksere yapışıyorsa) biraz süt ilave edebilirsiniz. Kekin karıştırması tamamlandıktan sonra orta ısılı fırında (Amerika için 350C ve Türkiye için 180C) yaklaşık 45-50 dakika pişirin. Kekin üzeri kahverengi olunca kürdan batırarak ortasının pişip pişmediğini kontrol edin. Kekler pişirilirken rahatsız edilmeyi sevmez. 😛 O nedenle bu işi yaparken fırının kapağını mümkün olduğunca kısa süreli açık tutun.

Kekiniz piştikten sonra soğumaya bırakın. Bu arada iç kremasını paketteki tarife göre hazırlayın. Kek soğuduktan sonra kenarlarından tahta spatulayla borcamdan ayırın. Düz bir tabağı borcamın üzerine kapayarak ters çevirip, sallayın. Kekiniz düşecektir. Büyük bir bıçak yardımıyla enlemesine kesin. Tabanlardan birini servis tabağına yerleştirin. Vişne suyunun yarısıyla keki ıslatın ve üzerine ince bir kat krema sürün. Orman meyvelerini dizin. Üzerine bir kat daha krema sürün ve ikinci kek tabanını üzerine kapatın. Bu tabanı da vişne suyuyla ıslattıktan sonra pastanızın üzerini bolca kremayla kapatın. (Kimse bu tarifin diyet yapanlar için olduğunu iddia etmiyor 🙂 ) Son olarak pastanızın üzerini orman meyveleriyle süsleyin. Bu tarifte orman meyveleri yerine çilek ya da muz da kullanabilirsiniz. Bir de çikolata parçalı olanı var ki, ona vanilinli değil, kakaolu krema daha çok yakışıyor.

pasta

Kısır

Malzemeler

  • 2 su bardağı ince bulgur
  • 2 yemek kaşığı domates salçası (biber salçanız da varsa 1’e 1 yapabilirsiniz.)
  • 1 su bardağı sıcak su
  • Bir demet taze soğan (7-8 sap)
  • Yarım demet maydanoz
  • 2 domates
  • 1 adet salatalık
  • 3-4 diş sarımsak
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 adet limon suyu (isteğe göre artırılabilir.)
  • 1 kahve fincanı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı kuru nane
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • Tuz – karabiber – sumak

Yapılışı

2 su bardağı ince bulguru ayıkladıktan sonra derince bir kaba dökün. Üzerine salçayı ekleyin. 1 su bardağı suyu kaynatın ve kaba boşaltın. Karıştırarak tüm bulgurun ıslanmasını sağlayın. Üzerine bir kapak kapatarak bulgurun şişmesini ve yumuşamasını bekleyin. Diğer tarafta taze soğan ve maydanozu yıkayın. İnce ince doğrayın. Domatesleri ve salatalığı küp küp doğrayın. Kuru soğanı mümkün olduğunca ince doğrayın. Sarmısağı ayıklayarak havanda dövün. Sarmısak kısır için çok kritik. Lezzetin büyük kısmı sarmısaktan geliyor. 1 adet limonun suyunu sıkın. Tüm bu malzemeleri yumuşamış olan bulgura ekleyin. Üzerine zeytinyağını dökün. Son olarak kuru nane, pul biber, tuz, karabiber ve sumağı da ilave edin. Güzelce karıştırın. Baharat, limon ve zeytinyağının oranını damak tadınıza göre artırıp-azaltabilirsiniz.

kısır

Patates (Yemek)li – Kıymalı Börek

Malzemeler

  • 5 adet hazır yufka
  • 1 yumurta sarısı (Üzerine sürmek için)
  • Çörek otu (Üzerine serpmek için)

Sıvı Harç

  • 2 adet yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1/2 su bardağı sıvı yağ

İç Malzemesi

  • Patates yemeği
  • Birkaç sap maydanoz
  • Karabiber, tuz, kırmızı pul biber

Yapılışı

Benim yaptığım pek çok börek su böreği kıvamında nemli ve kabarık oluyor. Kuru börekleri el açması olmadığı sürece pek tercih etmiyorum. Patatesli-kıymalı böreğim de böyleydi. Bu böreğin iç malzemesini evde daha önce pişirdiğim kıymalı patates yemeğinden oluşturdum. Sizin de evinizde değerlendirmek istediğiniz patates yemeğiniz varsa, kıyma, domates, soğan ve patates içeren bu karışımı rondodan çekerek püre haline getirin. Bir kaseye koyarak kenara alın. Öte yandan sıvı harcı iyice çırparak pürüzsüz hale getirin. Börek döşerken bolca kullanacağınız bu harç, böreğin yarısında biterse, aynı malzemelerle ilave yapabilirsiniz.

Börek yaparken ilk olarak borcamınızı yağlayın. Bir bütün yufkayı borcamın en altına döşeyerek yeterli alt kalınlığını sağlayın. Üzerine birkaç yemek kaşığı sıvı harç ekleyin ve iç malzemesini serpiştirerek döşeyin. Üzerine bir kat yufka, bir kat iç malzemesi ekleyerek 4. yufkayı bitirene kadar döşeyin. Ben aradaki yufkaları parçalayarak döşüyorum. Ancak bütün olarak, büzüştürerek de döşenebilir. Her katta sıvı harcı eklemeyi unutmayın. En üst kata 5. yufkayı döşeyerek böreğinizi kapatın. Sadece en alttaki yufkanın tek parça olmasında fayda var. Elinizde kalan sıvı harç varsa böreğin üzerine yedirerek dökün. Yufkayı kenarlardan parmaklarınızla içeriye doğru bastırın. Böreğinin üzerinin kızarması için 1 yumurta sarısını en üste sürün. Böreğinizi çörek otuyla süsleyin. Orta ısılı fırında (Amerika için 350C ve Türkiye için 180C) üzeri kızarıncaya kadar, yaklaşık 45-50 dakika pişirin.

börek

Tembel Tanla’nın çay saati üçlemesi işte böyle… Siz de çay saati için pratik menü önerilerinizi ya da tariflerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Özellikle miniklerin hoşlanacağı türden menüler harika olur.
Sağlıcakla kalın,

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. Bu nasil tembellik 🙂 haksizlik etme kendine, anne-oğul ne guzel seyler yapmissiniz:) afiyet olsun, sevgiler…

    • Çok teşekkürler canım,
      Her zaman böyle yapmıyorum. Ama bazen fena halde çayım geliyor 🙂 Kendimce coşarak karınca kararınca birşeyler yapmaya çalışıyorum işte…
      Sevgiler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şeref Meselesi: Kerem Bürsin’in İddialı Çıkışı

Bitmeyen Senfoni: Sezaryen mi? Normal Doğum mu?