Can yarın anaokuluna başlıyor. Bu akşam okul çantasını hazırlarken bir büyük gerçek suratıma şaaak diye çarptı: Son okulumdan mezun olalı yıllar geçmesi birşey değiştirmiyor. Onunla beraber ben de okula gidiyorum işte. Hazırlık deseniz, arkadaş bebek olduğu için elbiselerini, öğle yemeğini, çantasını elbette ben hazırlıyorum. Heyecan deseniz ben ondan daha heyecanlıyım. Hele ki çocukluğumda anaokuluna gitmemişim. Direkt ilkokula başlamışım. O nedenle anaokulu kavramı onun için olduğu kadar benim için de yeni. Keşke beni de sınıfın bir köşeciğine kabul etseler. Valla oturur, gık çıkarmadan resmimi yapar, boncuğumu dizer, öğretmenimin sözünü dinlerim.
Anaokulu çantasını hazırlamak da çılgın birşeymiş. Türkiye’de olsam aileye, eşe-dosta telefon açıp “Kardeş, sizin veledin çantasına ne koymuştunuz” diye sorardım. Burada öyle mi? Yakın geçmişte çocuğunu anaokuluna göndermiş, dolayısıyla çantanın içeriğini hatırlayacak (beyni sulanmamış) ebeveynleri ara da bul. Mesela bana sorsan “Dün kol çantanın içine ne koydun” diye, bırak çantanın içeriğini hatırlamayı “Dün çanta takmış mıydım? ve hatta “Benim kol çantam var mıydı yav?” derim. Ebeveynlik öyle güzide birşey. Bırak düşünmeyi, insanın kafasını kaşıyacak vakti kalmıyor ki çantayı mantayı hatırlayasın.
Ha anaokulu falan diyorduk, buraya nereden geldim. İnan ki hatırlamıyorum. Neyse. Piyasada aklımıza takılan soruları soracak akil ebeveyn bulamayınca da mecburen, yok kek tarifi, yok perde dikimi tarifi, yok yol tarifi derken google’layıp duruyoruz.
Bu sefer de kendimi Google’ın keskin fikrinden mahrum etmeyeyim dedim. “Anaokulu çantasına ne koymalı?” diye yazıp, titreyen parmaklarımla enter’a bastım. Hani Google adam olsa, şu gelen sorulara bakarak bayağı güler. “Bana ne hanım senin çocuğunun çantasından… Burada milyon tane önemli soruya ahkam kesiyoruz. Bir de senin ibibik sorunu mu yanıtlayacağız. Ha söylüyorum, iyi dinle: Bir büyük rakı koy çocuğun çantasına. Az gelirse yanına da kavun ve beyaz peynir koy” der mi acaba? Neyse, demedi… Kibar kibar listeyi verdi.
Ben de evi kurcalayıp, pek sık kullanmadığım bir bebek çantasını ortaya çıkardım. İçine de şunları koydum:
- Hazır bez: 5 adet
- Islak mendil: 1 paket
- Yedek kıyafet: Kısa kollu body, uzun kollu tişört, pantalon ve çoraptan oluşan 2 takım
- Kirli torbası: Kirlenen kıyafetlerini koyabilecekleri plastik bir torba
- Yiyecek: Sabah kahvaltısını yaparak götüreceğiz ve öğle yemeğinden önce Can’ı alacağız. Bu nedenle yanına yiyecek vermeye gerek yok. Ancak her ihtimale karşı atıştırmalık olarak biraz meyve koymayı düşünüyorum.
- Can’ın sözlüğü: Öğretmenine bilgi vermek için, konuşurken kulandığı kelimeleri ve anlamlarını gösteren bir kağıt. Şimdi gariban öğretmen bizim oğlanın yarı Türkçe-yarın İngilizce tarzancasını duyup bunalıma girmesin.
Bizim çantamız bu kadardı… Bunların dışında çocuğun yaşına, anaokulunun yönlendirmelerine ve okulda kaldığı süreye göre aşağıdakiler de konulabilir:
- Emzik: Gün içinde düzenli olarak kullanıyorsa çantaya konulabilir. Can sadece uyurken kullandığı için ve anaokulu öğlene kadar olacağı için koymadım.
- Pişik kremi: Can nadir olarak pişik oluyor. Böyle bir rahatsızlığı olduğunu fark edersem koyabilirim.
- Çarşaf ve battaniye: Yaz boyunca yarım gün gideceği için şimdilik ihtiyacımız olmayacak.
- Önlük: Evde yemek sırasında önlük kullanmamıza rağmen, okul için gerekli görmüyorum. Ancak diş çıkaran ve salyaları akan minik bebekler için faydalı olabilir.
- Biberon ve içeriği: Anne sütü ve/veya hazır mamalar. Can normal yiyecekleri yiyebildiği ve biberonu sadece uyku zamanı süt içerken kullandığı için bunlara gerek olmayacak.
- Ağız bezi: Küçük bebekler için gerekli olabilir.
- Oyuncak: Çocuğunuzun kendini yalnız hissetmemesi için favori bir oyuncağı çantaya konulabilir. Bizim anaokulumuz oyuncak konulmasını istemediği için koymuyoruz.
- İlaçlar: Çocuğunuzun düzenli olarak içmesi gereken ilaçlar varsa anaokulunun da teyidi alınarak konulabilir.
Çantayı bu şekilde hazırladıktan sonra, adı/soyadını içeren bir etiket hazırlayıp sapına bağladım. Sanırım yemek kapları ve elbiselerinin de etiketlenmesini istiyorlar. Bunların nasıl yapılacağını ilerleyen günlerde araştıracağım.
Bu arada çantayı hazırlarken acaba bebek çantası kullanmak yerine, oğlanın sırtına takacağı şöyle süper kahraman resimli bir çanta mı alaydık? diye düşünmedim de değil. Şimdi bu anaokulundaki veletler bizim oğlana “Şuna bak, anasının çantasını koluna takıp getirmiş.” diye laf atarlar mı, Ben10’li çanta takmayanı dışlarlar mı? Yoksa o ileriki yaşların hikayesi mi? onu bilemedim. En sonunda yolumdan dönmeyip, oğlana “Çantanla alay eden olursa pısıp kalma. Çak burnuna yumruğu” diye tembihledim. Anladı galiba, “Ih-hıııı!” dedi. Sonra da “Nobişşşş!” (emzik) diye bağırdı gerçi ama ben sallamadım.
İşte böyle… Çantamız hazır. Yeni kıyafetlerimiz, kırmızı potinlerimiz başucumuzda. Yarını bekliyoruz. Bize iyi uykular!
Kuzum büyümüş de okula gidecek. Ama benim bildiğim Tanla Can’ımı okulda bırakınca kesin ağlar. nasıl ağlamasın ki benim bile gözler doldu….(hamile olduğum için duygusala bağlamadım, heyecanlandım sadece)
Ah canımmm. Sen ağlama sakın… Şimdi ne yalan söyleyeyim ağlamadım ama sabah gözlerimi açar açmaz, ben oğlumu yuvaya muvaya vermiyorum. Dizimin dibinde otursun dedim mi, dedim… Ama paşa paşa da götürdüm. İşte hayat böyle. Ama bir görsen Mervin. Bırakırken insanın içi parçalanıyor.