Ebeveyn olduktan sonra küçük şeylerle mutlu olmak çok kolay hale geldi. Can bugün baldan tatlı bir bebekti. Mucizeler silsilesi sabahtan başladı. Bizim küçük paşamız emzirmek ve alt değiştirmek için verilen küçük aralar dışında saat öğlen 12.00’a kadar uyudu. Annesine de uyumak için fırsat vermiş oldu. Öğlen gerine gerine uyandım. Uykusunu alan her annenin olduğu gibi benim de suratımda aptal ve şaşkın bir mutluluk hali vardı. Öğleden sonra bizimkinin uyku hali devam etti. Ben de bilgisayarda vakit geçirdim. Ancak bir yandan sorular kafamı kurcaladı. Acaba Can neredeyse 2 gündür kaka yapmadığı için mi böyle uyuyor? Cumartesi günü restaurant çıkışı arabanın arkasında altını değiştiğimizden beri bizimkisinde bir hareket yok da…
Akşam saat 17.00 gibi böcek ilaçlama şirketinden gelecekler. İlaçlama yapıldıktan sonra 4 saat dışarıda olmamız gerekiyor. Biz de zaten Kuzey’in şehir dışından toplantı için gelen iş arkadaşları ile akşam yemeğine gidecektik. İsabet oldu. Kuzey saat 16.30’da eve geldi. İlaçlama şirketini beklememize rağmen gelmediler. Biz de dışarıya çıktık.
Yemek için orijinal plan bizim evimize yakın bir Yunan lokantasında yemeğimizi yemekti. Ancak dekorasyonu değiştirmek için kapanmışlar. Bunun üzerine şehir merkezine yakın olan Türk lokantasına gitmeye karar verdik. Arkadaşlarımızla kaldıkları otelin önünde buluştuk. 2 araba arka arkaya yola koyulduk. Restaurantın önüne geldiğimizde ikinci bir süpriz bizi bekliyordu. Meğer Pazartesi günü kapalıymışlar. Şaka gibi… Nihayet Türk lokantasına yakın olan bir diğer Ortadoğu yemekleri yapan yerde karar kaldık. Bu sefer turnayı gözünden vurduk. Önden zeytinyağına batırdığımız nefis lavaş ekmeği, arkadan şiş kebapları ve dönerleri mideye indirdik. Can bu arada bebek arabasında sakin sakin oturup elini yemekle meşguldu. Herkes bu kadar küçük bir bebeğin hiç ağlamadan bu kadar saat oturmasına şaşırdı kaldı. Aynen Murphy kanunları gibi. Siz bir de bebişi evde görün!
Bu arada ilaçlama şirketinden aradılar. Ama artık çok geç olduğu ve söz verdikleri saatte gelmedikleri için daha sonra aramaya karar verdik. Yemekten sonra yakındaki bir Ortadoğu marketinden fıstıklı çikolata, bisküvi gibi bazı Türk ürünleri satın aldık. Vakit saat 21.30’a geldiği ve Can’ın uyku saati yaklaştığı için arkadaşlarımızla vedalaşıp eve yollandık. Eve vardığımızda o da ne! İlaçlama şirketinden gelmişler, apartman yönetiminin nezaretinde eve girip ilaçlama yapmışlar. Böylece evimize giremedik.
Arkadaşlarımız yemekten sonra kahve içmek için Starbucks’a gitmişler. Biz de onlara katıldık. Bu arada Can’ın hala uslu uslu arabasında oturduğuna dikkat çekmek isterim. Starbucks’ın kapanma saati gece 22.00’dı. Bu sefer de arkadaşların otelinin lobisinde biraz vakit geçirdik. Can son 30 dakikada biraz mızmız yaptı. Biz de herkesle vedalaşıp bu sefer gerçekten eve gittik. Evi camları açıp havalandırdık, yatak çarşaflarımızı ve havlularımızı her ihtimale karşı değiştik. Mışıl mışıl uyumaya geçtik. Ne mucizevi bir gündü! Mışıl, mışıl, mışşşş, zzzzzzz!