Can doğduğunda saçlı bir bebekti. Kuzguni siyah, uzun ve düz saçlar. Hah! dedim. Aynı babası. Ten rengini benden almış, saç rengini ise ondan.
Aylar geçtikçe saçının rengi açılmaya ve uçları da kıvrılmaya başladı. İlginç değil mi? Genelde bebekler büyüdükçe saçlarının rengi koyulaşır diye biliyorum. Bizimkinin rengi tam tersi. Kıvırcıklığa gelince… Onda biraz benim payım var, kabul ediyorum. Çünkü oğlumu ne zaman kucağıma alsam, ellerim ister istemez o yumuşacık ve kuş tüyü hafifliğindeki saçlara gidiyor. Onlarla oynamaya, parmaklarımın ucuyla evirip, çevirip minicik bukleler yaratmaya bayılıyorum.
Babamın Adı Ali Cengiz…
Geçen Şubat ayında Türkiye’ye gittiğimizde Can 10 aylıktı. O zamana kadar saçlarını hiç kestirmemiştik. Babam torununu ilk gördüğünde, “Bunun saçları çok uzamış, ne zaman kestireceksiniz?” diye sordu. Şimdilik böyle hoşumuza gittiğini, ileride kestireceğimizi söyledik. Orada kaldığımız süre boyunca saç mevzusu babam dahil farklı kişiler tarafından birkaç kere daha gündeme geldi. Soruları her seferinde aynı şekilde savuşturduk.
Meğer benim hınzır babam kafasında bazı planlar yapıyormuş. Harika geçen bir tatilden 45 gün sonra Amerika’ya döndük. Sağ sağlim vardığımızı haber vermek için Türkiye’ye telefon açtık. O gün hatlar biraz bozuktu. Babamla konuşurken bana birşey dedi, anlayamadım.
Babam – “… sı eksik, farkında mısın?”.
Ben – “Anlayamadım baba, bir daha söyler misin?”
Babam yeniden – “Can’ın …sı… farkında değil misin?” gibi bir soru sordu.
Can ile ilgili birşey olduğunu anladım, ama, hatlar öyle kötü ki cümlenin tamamını bir türlü duyamıyorum. Bu da merakımı daha çok arttırıyor. “Acaba Can’ın önemli bir eşyasını Türkiye’de mi unuttuk?” diye kendi kendime düşünürken, evde telefonun daha iyi çektiği bir yer bulabilmek için dolanıp duruyorum. Sonunda pencerenin önüne geldim.
Ben – “Baba lütfen bir daha söyler misin? Valla hatlar yüzünden ne dediğini anlamadım.”
Babam – “Can’da eksik birşey görmüyor musun? Sen nasıl annesin? Çocuğuna dikkat etmedin mi hiç?” diye, o çok iyi tanıdığım muzur ses tonunda soruyor. Taze anneyiz ya, dalga geçmeye bayılıyor.
O dakikada bana jeton düştü. Babam Can ile ilgili bir muzurluk yapmıştı ve ben de dönüş telaşesi içinde ne olduğunu anlamamıştım. “Oğlumda eksik olan ne olabilir?” diye hızla her yerini incelerken olayı kavradım. 10 aydır dokunmaya kıyamadığım saçın ense kısmındaki o minik kuyruğun yerinde yeller esiyor.
Ben – “Ah! saçını kesmişsin. Ben zaten anlamıştım.” (Sözde olayı çaktırmıyoruz. Çocuğumuzla ilgili gözümüzden hiçbirşey kaçmaz ya… )
Babam – “O-hooo! Sen daha uyu. Ben onu dün kestim. Hem de seninki kuzu kuzu oturdu. Hiç itiraz etmedi.”
Babam kazandığı mini zaferin sarhoşluğuyla telefonda katıla katıla gülerken, ben de oğlumun saçını ilk kesenin kendim olmayışına yanıyorum. Derde bak. Babam bir yandan da “Torunumdan bana hatıra aldım. Annen de saçın ucunu kurdeleyle bağladı. Saklıyoruz.” diye sevimli sevimli açıklama yapıyor.
Açıkçası Can’ın ilk kesilen saçını, özel bir zarfta hatıra olarak saklamayı planlıyorduk. Bu zarf, Can doğmadan önce aldığım ve doğum kilosu, boyu, el / ayak izleri, ilk dişlerinin çıkış tarihleri gibi hayatındaki önemli noktaları not aldığım hatıra defterinin bir parçası.
Babamın son dakika golüyle saçını ilk kesen ve saklayan biz olmamış olduk. Yine de canı sağolsun. Canım babam benim. İşte böylece, bize, seneler sonra anlatacağımız komik bir hikaye vermiş oldu.
İlk Saç Traşı
Ne Kuzey ne de ben, “bir erkek çocuğunun saçları kısacık olmalı!” şeklinde geleneksel bir fikir sahibi değiliz. Aksine Can’a hafifçe çılgın profesör havası veren uzun saçları hoşumuza gidiyor. Ama bir noktada illa kesecektik.
Birkaç haftadır Can’ın saçlarının önlerinin çok uzadığı dikkatimizi çekmişti. Yemek yerken ve oyun oynarken gözlerinin içine giriyordu. Bu haftasonu işlerimiz erkenden bitince, fırsattan istifade o yumuşacık saçları bir hale yola koyalım dedik.
Banyoda yere bir örtü serip, Can’ı mama sandalyesine oturttuk. Amerika’ya geldiğimizden beri saç kesim işlerinde tecrübeli olduğum için makası ben elime aldım. Kuzey ise fotoğraf işlerine memur edildi. Niyetim sadece önlerden ve biraz da yanlardan almak. Öyle de yaptım. Böylece, elimle karıştırmaya bayıldığım arkalar yine bana kaldı.
Kesimden sonra oğlumuza güzelce bir bıcı-bıcı yaptırıp, saçlarını da çok sevdiği vuuu-vuuu ile kuruttuk.
Traştan sonra bizim minik adamın siması birden değişti. Sanki en bebeklik hali gitti. Büyüdü ve biraz daha çocuk tipli oldu. Nedense içimi bir hüzün kapladı. Kestiğimiz saçtan bir parçayı özenle mavi kurdeye bağlayıp, hatıra defterimize koyduk.
İlk saç kesme maceramız böylece sona erdi. Ne dersiniz? Can’ın saçı güzel olmuş mu?
Çok tatlı olmuş canım benim.Yüzü biraz daha büyük çocuk gibi olmuş.Çok yakışıklı torunum benim.Çocuk rahatlarda yazın sıcakta.Benim için onu çok çok öp.Sevgiler
O da sana kucak dolusu öpücükler gönderiyor anneannesi.
Daha uslu gorunmus mucahit. 🙂
Görünüşe aldanma dayısı! Saçımız da kesilse yine ortalığı birbirine katarız biz.
Aslan torunum eğer burda biraz daha kalsaydın seni tam erkek traşı yaptıracaktım . Gene de fena olmamışsın. Eh nede olsa acemi birliğindesin. idare et. Bir daha gelişinde durumu uydurursak gene bir şeyi daha önce ben hatıra olarak yaptırma planlarına geçmiş bulunuyorum!!!!!!!!!!! Seni çok çok seven deden . Sevgilerimle, hepinizi öpüyorum.
Hiii! Babaaa! Yine ne planlar yapıyorsun. Kuzeeey! Türkiye’ye gittiğimizde çocuğu dededen kaçırma görevi sende 🙂 Bir dakika yalnız bırakmayacaksın. Ne? Ben yapamam o görevi. Baksana geçen yaptığımda neler oldu 🙂
yazıyı okurken oğlumun ilk saçları geldi aklıma,lüle lüle saçlarını toparlatırken içim gitmişti hala daha ödüm kopuyor egenin saçlarını kestirirken berberin başında bekliyorum şöle kes böle kes kısa olmasın ve egenin saçlarıda hep uzundur çevredeki tüm baskılara rağmen erkek çocuğunu saç geliştirmez yazın sıcakda rahatsız demelerine rağmen kestirmiyorum sadece toparlatıyoruz .canın saçlarıda çabucak çıkar inş.
Teşekkür ederiz İlknur teyzesi. Ege abisine selam gönderiyor Can.
Son saç kesiminde Berk’e padawan (Jedi -starwars evrenininde barışı korumakla görevli olan şövalyeler- olmamış eğitim alan çocuklar) kuyruğu bıraktık ama saçı o kadar kıvırcık ki saçların hepsi toplanıyor hiç belli olmuyor 🙁
🙂 tatlımmm. Kıvırcık saçlarını yesinler…