Can’a hamile kaldığımda, henüz cinsiyeti belli olmamışken, aile içinde “kız olacak, erkek olacak” şeklinde çeşitli spekülasyonlar dolaşmıştı. Ben ise mutlu mesut ortalarda dolaşıyordum. Neden mi? “Kız halaya, oğlan dayıya çekermiş” sözünden dolayı… Bilmece gibi konuştum öyle değil mi? Ne demek istediğimi açayım:
Benim bir erkek kardeşim, Kuzey’inse kız kardeşi var. Biz, belki de büyük çocuk olmamızdan ötürü, kişilik olarak daha sakin, hani tam da ağır abla/ abi dedikleri türden tipleriz. Kardeşlerimiz ise, bizim tam tersimize, çocuk gibi neşeli, canlı ve heyecanlıdır. Hayatı daha spontan yaşarlar. Arkadaş çevresinde aranan birer sosyal böcektirler. Her görüşmemizde anlatacak bir hikayeleri mutlaka olur. Onların kendilerine özgü bu hallerini çok severiz. O nedenle doğacak çocuğumuz kız da olsa, erkek de olsa karakterinin onlara benzemesini istedim.
Can’ın halası Defne, yaklaşık 2 haftadır bizde kalıyor. Ona o kadar alıştık ki, Pazar sabahı gidecek olmasından dolayı şimdiden yas tutuyoruz. Defne gelir gelmez evimizin havasını değişti. Sabahları uyanır uyanmaz “Dün gece bir rüya gördüm. Sabahın hayrına, gündüzün niyetine.” diye heyecanla anlatmaya başlaması, öğlenleri kahve içme ve ardından fal bakma seanslarımız, sohbet ederken anlattığı hikayeler, akşamüstleri tembel bünyemizi şöyle bir silkeleyerek bizi yürüyüşe çıkarması, havuza götürmesi, geceleri Can yattıktan sonra yaptığımız sinema keyifleri… Çok eğlendik.
Eli de beceriklidir halamızın. İki haftalık süre içinde, ev yapımı lahmacun, baklava, ekmek, pide, irmik helvası derken bizi besledi de besledi. Özellikle pide ve irmik helvası bir harikaydı. Tabii benim diyet de sizlere ömür. Öyle fazla yedim ki, diyetimin başından beri irademin en zayıf olduğu 2 haftaydı diyebilirim.
Defne’nin benim için en anlamlı katkılarından biri de Can’ın bakımı konusunda bize içtenlikle yardımcı olmasıydı. Yeğeninin yemeklerini binbir çeşit oyun icad ederek büyük bir sabırla yedirdi. Onu geceleri uykuya yatırdı. Ben altını değiştirirken minik beyimizi oyaladı. Onunla uzun uzun oyunlar oynadı. Biz de biraz nefes almış olduk. Bazen düşünüyorum. “Can kendi çocuğu olsa bu kadar sabırlı olabilir miydi?” diye… “Valla olurdum, hiç sıkılmazdım” diyor. Ben söyleyenin yalancısıyım anacım.
Defne ile Can oyun oynarken ayrı bir alemdiler. Bazen evin içinde bir çocuk mu var, yoksa iki çocuk mu anlayamadım. Çığlık çığlığa oradan oraya koşuşturup durdular. Ben de Can ile oynarken çocuklaşıyorum. Ama Defne ile Can’ın ayrı bir muhabbeti vardı.
Defne bazen soruyor. “Acaba bir daha görüştüğümüzde Can beni hatırlayacak mı?” diye… Onu bilmiyorum, ama, tekrar görüştüğümüzde iki-üç dakika oyun oynamaları, o güzel duyguların canlanması için yeterli. Belki o zamana kadar Can’ın konuşması da ilerlemiş olur. Böylece Defne, hergün sabırla öğretmeye çalıştığı “Hala!” kelimesini yeğeninin ağzından duyar.
Ah! Bu arada Defne’nin doktorasını bitirdiğini söylemiş miydim? Sayesinde ailemize bir doktor daha katılmış oldu. Onunla gurur duyuyoruz.
Bizi ziyaret ederek evimize neşe ve mutluluk getirdiğin, havamızı değiştirdiğin için çok teşekkür ederiz Defne’cim. En kısa zamanda yeniden bekleriz. Yolun açık olsun!
harika:))
Teşekkürler Ayşegülcüm.
I love these pictures :)))
Canim Tanlam,
Oyle guzel bir birliktelik ki bu, tadi damagimda donecegim. Can’imin kokusunu yanimda goturecegim. Bana hala diyecegi gunu sabirla bekleyecegim.
Bana sorsalar bu hayatta en cok ne olmak hosuna gidiyor diye, Can’a hala olmak derim…
Seni, abimi ve Can’imi cok seviyorum,
Defne
Biz de seni çok özlüyoruz, umarım en kısa zamanda buluşuruz tatlım.
Can da baş-baş yapıyor.
Öpücükler
merhaba Tanla’cım,
Defne bahsetmişti bebeklerle ilgili bir siten olduğundan bir türlü zaman bulup bakamamıştım. Bayıldım bu samimi, sıcak ve sevimli sitene. fırsat buldukça takip edip paylaşımlarda bulunmaya çalışacağım.
İki çocuk annesi ve çalışan bir anne olarak zamansızlık en büyük şikayetim. Her şeye rağmen yine de annelik güzel.
Can ne kadar sevimli ve tatlı olmuş. Sana, Kuzey’e ve Can’ a sevgilirimizle.
Aaaa Filiz!
Hoşgeldin! Seni gördüğüme çok sevindim. Blogumla ilgili güzel sözlerin beni çok mutlu etti.
Bıcırık kızlarını kucaklar, her zaman beklerim.
Sevgiler