Herkese Merhaba,
38. haftayı da çok şükür arkamızda sağlıkla bıraktık. Bu hafta gündemin ağırlığını daha fazla kaldıramadım ve kendimi açık havaya verdim. Uzun ve tempolu yürüdüm hatta eşim bıraksaydı koşacaktım da, o kadar birikmiş yani içimdeki enerji… Evde televizyon olmaması gündemden uzak kalmak için yetmiyor ne yazık ki. Radyoda, sosyal medyada ve annem için aldığımız gazetede şahane haberler var. İşte tam da bu sebepten açık havada uzun yürüyüş bana çok iyi geldi ve hatta benim fotoğraflarımı bile çekti eşim hatıra olarak.
Sanki hep hamile olacakmışım gibi hissetmeye başlamam normal mi? Bu haftaki kontrolümüzde, maaşallah diyeyim, her şey yolundaydı. Elif potaya henüz girmediğinden ve bizim beklediğimiz kilo artışından azıcık daha fazla kilo aldığından “normal doğum olmayabilir” konusu gündeme geldi. Doktor bunu söylemek için erken olduğunu söylese de “Çok merak ettim. Bu hafta ne yedin?” dedi. Aslında her hafta aynı şeyleri yiyorum ama… Haftada 2 somon, bol sebze ve günlük 4-5 çeşit meyve. Ara ögünlerde de süt, ayran, ceviz, badem, fındık. Bence sağlıklı bir beslenme şekli ama Elif de benimle aynı fikirdeymiş demek ki silip süpürmüş yavrum hepsini. İlk başta biraz korktum ama sonra düşününce “yarasın evladıma” demekten başka bir şey gelmiyor insanın aklına. Yani neticede vaktini kendi belirleyecek, kilosuna da o karar versin değil mi? Yemeyi kesecek halim yok. Her gün yarım saat yürüyorum zaten. Bir de kafama çok takarsam boş yere ikimizi de strese sokarım gibi geldi. Ben de saldım açıkçası. İnmemiş, kilo almış, sezaryen olabilirmiş. Hepsini bir tarafa Elif’in sağlıklı olmasını diğer tarafa koyunca hiçbir şeyin önemi kalmadı gözümde. Benim tahminim Elif Nisan doğumlu olacak ama tabii belli de olmaz bu işler. Siz ne dersiniz?
Doğum süreci ile ilgili aldığım notları geçen gün eşim ve annemle paylaştım. Olabilecek ihtimalleri sıraladım ve onları yaşarsak neler yapmamız gerekiyor onu söyledim. İkisi de büyük bir ilgiyle beni dinledi, sorularını sordular.
Sırada “EASY” rutini var. Hala tam bitirmedim okumayı. Bazı yerler aklıma yatmamış olsa da Tracy ablanın genel tarzını sevdim, tavsiye ederim.
Yaklaşık 1 ay önce sezaryen konusuyla ilgili yaşadığım aydınlanma iyi olmuş; beni bugünlere hazırlamış. Yoksa düş kırıklığı yaşayabilirdim. Şimdiyse çok daha gönlüm rahat bir şekilde “Bizim için hayırlısı neyse o olsun.” diyebiliyorum. Bazen olayları akışına bırakmak insanı daha rahat hissettiriyor sanırım. Çünkü her şey bizim kontrolümüzde zannediyoruz zaman zaman; işler öyle gitmeyince de üzülebiliyoruz. Yalan yok tabii, gönlümden geçen doğum şekli “normal doğum”. Ama büyük resme bakınca orada bana gülümseyen Elifi görüyorum ve o an doğum şekli değil de onun mis kokusu geliyor burnuma. İnşallah her şey istediğimiz gibi olur ve kızımızı sağlıkla kucağımıza alırız.
Bu haftaki günlük biraz duygusal mı oldu nedir 🙂 Son haftalardayız artık, o kadar da olsun değil mi?
Fotoğrafımız da Elif”in ilk resimli kitabıyla, çimlerin üzerinde bu sefer.
Herkese umut dolu, kuş cıvıltılı, sağlıklı, neşeli günler dileriz; hamiş dostları öperiz…
*Hala yatağını (park yatak) yapmadık, ondan mı gelmiyor bizim minik 🙂 ?
Merhaba Esra’cım,
Ben de son haftalarda aynı senin gibi hissetmistim. Sanki bebişle bütünleşmiş, hamilelik hali hep devam edecekmiş gibi… Ama bir yandan da düşündüğünde son haftalar bunlar. En önemlisi Elif’in sağlıkla aramıza katılması. Bunlar tatlı heyecanlar…
Bebeğin kilosu konusunda şöyle bir yorumum olacak. Bu ölçümlerde biraz hata payı olabiliyor. Beklenenden daha büyük ya da küçük doğabiliyor bebek. Aklında olsun canım… Can da biraz geç doğum pozisyonunu almıştı. Bekleyip görmekten başka çare yok sanırım.
Kendini yormamak kaydıyla yürüyüşün doğumu başlatmak açısından faydalı olduğu söyleniyor. Zamanı geldiğinde doğumu başlatmak için uygulanabilecek doğal yöntemler konusunda daha önce şöyle bir yazı yazmıştım. Belki işine yarar.
http://bebekveben.com/2012/07/27/dogumu-baslatmak-icin-dogal-yontemler/
Seni kucaklıyorum.
Tanla Merhaba,
Detaylı yorumun için yeniden teşekkürler.. Kilo konusuna birkaç gündür takılmamaya çalışıyorum bende dediğin gibi ölçümlerde de hata payı olabiliyormuş,bekleyip göreceğiz artık..
Yürüyüşü her gün yarım saat-yorgun değilsem tempolu- yapmaya çalışıyorum, keyifli oluyor. Bir de önerilerindeki hurmayı seviyorum..
Çok teşekkür ederim..
Sevgili Esra,
uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. Seni öyle güzel havada dışarda görünce azıcık kıskandım doğrusu. Zira ben artık pek fırsat bulamıyorum:) Elif kızın ve senin iyi olmanıza çok sevindim. Doğum şekli ne olursa olsun Elif’i kucağına aldığın anda bunların hiç birinin önemli olmadığını anlıyorsun.
Ben de kendimi hep hamile kalacağımı zannediyordum, hatta doğumdan sonra da uzun bir süre karnımda Mira varmış gibi onunla konuşuyordum. Zamanla geçiyor merak etme.
Biz de herşey yolunda Mira’nın huysuzluklarıyla uğraşıyoruz, şu aralar “uykusuz her gece” şarkısını söylüyoruz.
Bizden size kocaman sevgiler…..
Mervin Merhaba,
Bu ara hep aklımdasın(ız), yaklaşık 2 ay oldu sanırım sizin de. Uykusuz olsa da Mira’ya kavuşmana ve keyifli olmana inan çok sevindim. Adanadakiler her tarafın portakal çiçeği koktuğunu söylüyor, Nisan ortasında da festival varmış, belki azıcık da olsa siz de katılırsınız..
Bizden de size kooocaman sevgiler, öpücükler 🙂