in ,

BilgilendimBilgilendim DestekliyorumDestekliyorum BayıldımBayıldım KızdımKızdım

Doğum Sonrası Depresyon ile Başa Çıkmak: Sebepler, Belirtiler, Tedavi

Doğum sonrası depresyon nedense fazla konuşulmuyor. Pek çok anneyi etkileyen bu durum, kapalı kapılar ardında yaşanan, yüksek sesle dile getirilmesi hoş karşılanmayan, bununla beraber annenin mucizevi bir şekilde kendi başına çözmesi beklenen bir tabu olarak görülüyor.

Hepimiz doğum sonrası farklı bir ruh haline bürünürüz. Kolay değil, 40 hafta boyunca karnımızda taşıdığımız bebeğimiz artık kollarımızdadır. Doğumdan sonraki ilk haftalarda bazen mutluluk sarhoşluğu içinde gezerken, bazen korku ve endişe gibi duygular hissedebiliriz. “Bebeğimiz sağlıklı mı? Ona iyi bakabilecek miyiz? Neden uyumuyor? Neden beslenmiyor?” gibi pek çok soru kafamızda döner. Buna fiziksel yorgunluk ve uykusuzluk da eklenince, hele bir de bebeğin bakımını tek başına üstleniyorsak, bize yardım eden bir akraba ya da profesyonel bakıcı yoksa, ilk bebeğimizse ya da gelişimi diğer çocuklarımızdan farklıysa kendimizi yalnız ve çaresiz hissedebiliriz. Çoğu zaman birkaç hafta içinde bebeğe alıştıkça bu olumsuz duyguların etkisi hafiflemeye, kendimize güvenimiz gelmeye başlar. Ancak olumsuz düşünceler ya devam ediyorsa? Psikolojimizi toparlayamıyorsak ne olacak?

Doğum sonrası depresyon! deyince oldukça olumsuz bir imge geliyor akıllara… Ancak bu durum her 10 anneden 1-2’sinde görülebiliyor. Bununla beraber pek çok anne çevreden gelebilecek olumsuz eleştirileri düşünerek bu süreci içinde yaşayıp, kendi kendine atlatmaya çalışıyor. Oysa yardım alarak doğum sonrası depresyonun etkilerinin ve süresinin azaltılması mümkün. Doğum sonrası depresyon kadın doğasının bir parçası. Doğum sonrası depresyondan muzdarip olmamız bizim karakterimizde bir bozukluk olduğunu ya da zayıf bir kişiliğimiz olduğunu göstermiyor. Doğum sonrası depresyon utanılacak ya da saklanılacak bir durum olmamalı. Aksine bizi anlayacak, yargılamayacak, doğru kişilerle paylaşıldığında azalacak bir durum bu…

Bu yazımızda Uzman psikolog Gülgün Kurtay “Doğum sonrası depresyon nedir? Lohusalık hüznü ve doğum sonrası psikozdan farkı nedir?” , “Doğum sonrası depresyonun sebepleri”, “Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri”, “Doğum Sonrası Depresyon (Post Partum Depresyon) Görülme İhtimalini Artıran Faktörler” ve “Doğum Sonrası Depresyon ile Başa Çıkabilmek İçin Öneriler“ üzerinde duruyor.

Doğum Sonrası Depresyon Nedir? Lohusalık Hüznü ve Doğum Sonrası Psikozdan Farkı Nedir?

Doğum sonrası depresyon, doğumdan sonra ilk bir yıl içinde görülebilen kaygılı, takıntılı, endişeli, umutsuz, çaresiz ve yalnız hissetme gibi belirtileri olan bir duygu durum bozukluğudur. Genellikle, “lohusa psikolojisidir”, “kırkı çıkınca düzelir” gibi yaklaşımlarla küçümsenir, lohusa hüznü ile karıştırılır.

Aslında lohusaların yarısından çoğu, lohusalık melankolisi, hüznü ya da üzüntüsü (baby blues) adı verilen, doğumdan sonraki birkaç günde başlayıp, birkaç haftada kendiliğinden kaybolan bir dönemi yaşarlar. Bu dönemde duygusal gelgitler, ağlama, endişe ve uyku bozuklukları görülebilir. Her sağlıklı gebe doğum sonrasında bu endişeli dönemi geçirebilir. Bu süreç doğum sonrası (post partum) depresyon ile karıştırılmamalıdır.

Lohusalık üzüntüsü (hüznü) lohusaların % 50-70’inde görülürken, doğum sonrası depresyonun görülme olasılığı ise % 10-20 civarıdır.

Bir de daha ağır bulgularla seyreden lohusalık psikozu vardır ki, bu duruma binde 1 oranında rastlanmaktadır. Genellikle doğumdan 1 hafta sonra ortaya çıkar. Semptomları, hezeyanlar (yanlış düşünceler), halüsinasyonlar (ses duyma ya da gerçek olmayan bir şeyler görme), kafa karışıklığı, uyku bozuklukları, bebekle ilgili takıntılı düşünceler, aşırı endişe, panik ataklar, kendine ve bebeğe zarar verme düşünceleri ve ağır depresif belirtilerdir. Bu gruptaki hastanın mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve tıbbi yardım alması gerekir.

doğum sonrası depresyon

Doğum Sonrası Depresyonun Sebepleri

“Doğum sonrası neden bu kadar depresif, mutsuz hissediyorum? Bende doğru olmayan birşey mi var?” diye düşünüyor olabiliriz. Oysa kimi zaman hiç elimizde olmayan sebeplerden ötürü bu şekilde hissediyor olabiliriz. Doğum sonrası depresyonu doğumun bir komplikasyonu (yan etkisi) olarak düşünmeliyiz. Zira doğum sonrası depresyona yol açan sebepler, kimi elimizde olmayan fiziksel ve duygusal faktörlerin bir karışımıdır.

Fiziksel faktörler Doğumdan sonra östrojen ve progesteron hormonlarında ani bir düşüş olur. Tiroid bezleri tarafından üretilen hormonlarda da düşüş olabilir ki bu bizleri yorgun, bezgin ve depresif yapar. Kronik uykusuzluk, emzirme ve bebek bakımı sırasında harcanan efor da bedenin dayanma gücünü düşürerek depresyona katkıda bulunur.

Duygusal faktörler Günler, haftalar ve bazen aylar boyunca minimum uyku ile bebek bakımının getirdiği emzirme, beslenme, bebek temizliği, bebeğe uyku düzenş oluşturmaya çalışma gibi yoğun aktivitelerin verdiği yorgunluğa, ev ve/veya işle ilgili sorumluluklar eklenince günlük hayatla ilgili ufak sorunlar bile göze büyük gözükmeye başlayabilir. Bu süreçte kişisel bakımımızı ihmal etmeye, yeterince çekici olmadığımızı düşünmeye başlayabiliriz. Hayatımızın düzeni ve kontrolü elden gitmiş gibi gözükebilir. Bütün bunlar doğum sonrası depresyona yol açabilir.

Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri

Doğum sonrası depresyon yaşayan kadınların ağırlıklı olarak yaşadığı belirtiler, endişeler ve düşünme biçimleri:
1) Yetersizlik duygusu: Annenin kendisiyle ve bebeğiyle ilgilenemediğini düşünmesini sıkça görürüz. Bu durum yoğun suçluluk duygusu ile olabileceği gibi, suçluluk duygusu eşlik etmeden de yaşanabilir. Ayrıca bebeğe yabancılaşma hissedebilir.
2) Aşırı enerji kaybı: Annenin kendisini aşırı yorgun, tükenmiş hissetmesi en belirgin belirtilerden biridir. Elbette, yeni anne olmanın getirdiği, özellikle de uykusuzluğun verdiği bir enerji kaybı olağandır. Ancak doğum sonrası depresyon yaşayan kişiler, enerjilerinin dibe vurduğunu hissetmesi: Doğum sonrası depresyon, ruhsal ve fiziksel enerji kaybına neden olarak ve bireyin aile, iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşürür.
3) Duygularda dalgalanmalar: Doğum sonrası depresyon yaşayan kadınlarda duygulanımda dalgalanmalar ve yaşamdan zevk alamamaya ek olarak devamlı ağlamaklı dolaşma ya da ağlama isteğinin olması gibi belirtiler görülebilir.
4) Suçluluk veya yetersizlik duygusu: Bu duygu durumuna eşlik eden temel duygu annenin kendini yetersiz hissetmesi halidir. Kadının bir birey olarak sadece çocuğunu değil, kendisini de ihmal etmesi söz konusudur.
5) Dikkati bir konuya odaklama konusunda güçlük yaşama: Gazete okuma, televizyon izleme, alışveriş yapma gibi günlük aktivitelerde dikkati odaklamada güçlük yaşayarak bu aktiviteleri yerine getirememe söz konusudur. Her yeni annenin yaşayabildiği unutkanlığın ötesinde, günlük yaşamda aksamaya neden olacak türdedir.
6) İçe kapanma: İçe kapanma, kimseyle konuşmak istememe, önceden yaptığı aktivitelerden zevk almama gibi durumlar söz konusudur. Bebeğin bakım rutinlerinin de etkisiyle anne evden daha seyrek çıkmaya ve insanlardan uzaklaşmaya başlayabilir.
7) Kişisel bakımı ihmal: Kadın, kişisel bakımını ihmal etmeye ve kendine bakamamaya başlar. Temizliğini, giyimini, bakımını ihmal edebilir.
8) Öfke kontrolünde zorlanmalar: En basit olayların bile kişiyi oldukça sinirlendirmesi, neredeyse her duruma ve olaya öfkelenme söz konusudur ve kişi yaşadıklarından dolayı sürekli kendini ya da etrafındakileri suçlamaktadır.
9) Bebeğe ve/veya kendine zarar vermeye yönelik düşünceler yaşama: Bebeğe ya da kendine zarar vermekle ilgili tekrarlanan düşünceleri ve korkuları vardır. Bu tekrarlanan düşüncelerden dolayı suçluluk duygusu da ortaya çıkar ve bu suçluluk duygusu zarar verme düşüncelerini ve korkularını daha da güçlendirir.
10) Olumsuz düşüncelerde artış: Postpartum dönemde uyku düzeninin bozulması, günlük akışın değişmesi, kendini fiziken beğenmeme gibi etkenler, depresif düşüncelerin artışına, depresyonun ağırlaşmasına neden olabilir.
11) Yeme alışkanlıklarında değişiklik: Depresyondaki kişinin yeme alışkanlıkları da değişir. Kişi ya daha fazla yemeye başlar ve kilo alımı söz konusudur ya da iştahsızlık belirginleşir ve ani kilo kayıpları görülür.
12) Cinsel isteksizlik yaşama: Cinsel istek azalır ve orgazm olamama da doğum sonrası depresyonun belirtilerindendir.

Doğum Sonrası Depresyon (Post Partum Depresyon) Görülme İhtimalini Artıran Faktörler

• Evlilik sorunları: Eşler arasında güvensizlik, iletişimsizlik, cinsellikle ilgili sorunlar gibi evlilikte yaşanan sıkıntılar, doğum sonrasında annenin bu sorunları daha ağır ve çözümsüz algılamasına neden olabilir.
• Beklenmedik yaşamsal olaylar: Ölüm, ayrılık, boşanma, işten çıkarılma, taşınma gibi ani ve beklenmedik yaşamsal olaylar depresyona neden olabilir.
• Planlanmamış gebelik: Planlanmamış bir gebelik annenin kaygı ve korkularının artmasına neden olabilir.
• Önceden geçirilmiş depresyon: önceki gebeliklerde depresyon geçirilmiş olması, sonraki doğumlar için de risk faktörüdür.
• Riskli gebelik: Yüksek riskli bir gebelik süreci yaşamış olmak, doğum sonrası depresyon riskini arttıran bir unsurdur.
• Bebeğin kaybı: Daha önce kayıpla sonlanan gebelik veya doğum deneyimleri yaşamış olmak, hem gebelikte hem de doğum sonrası süreçte, kaygıları ve korkuları arttırabilir ve depresyona neden olabilir.
• Sosyal desteğin yetersiz olması: Yeni doğan bebek ile anne yalnız bırakıldığında, aile ve sosyal çevre desteği sağlanmadığında, anne fiziken daha çok yorgunluk çekecek ve bu durum ruhsal haline etki edecektir.
• Geçmiş travmalar: Annenin kendi çocukluğunda fiziksel/duygusal/cinsel tacize-istismara maruz kalmış olması, duygusal ihmal yaşamış olması, uygun olmayan aile ortamında büyümüş olması, kayıplar yaşamış olması gibi travmatik deneyimler, doğum sonrası depresyon görülme ihtimalini artıran durumlardandır.

Doğum Sonrası Depresyon ile Başa Çıkabilmek İçin Öneriler

• Uzman desteği: Bu yazıyı okuyup, yukarıdaki belirtilerin pek çoğunun kendi durumunuzla benzerlik gösterdiğini düşünüyorsanız, lütfen öncelikle bir uzmana danışınız. En doğru ve sizin özgül durumunuz için en uygun yaklaşımı/yardımı bu şekilde almanız daha olasıdır. Maddi kaygılar yaşayan bireyler, belediyelerin veya devlet hastanelerinin ilgili birimlerine başvurmalıdırlar.
• Sosyal destek: Sosyal destek alabilmek çok önemlidir. Bazı durumlarda depresyon geçiren bireyler, bebeğe yabancılık çekme, bebek bakımında zorluk yaşama gibi durumlarını kabul görmeyeceği korkusuyla en yakınlarıyla bile paylaşmamaktadır. Annenin kendisini rahat hissedebileceği bir sosyal destek unsuru kişi olmalıdır. (eş, anne, kardeş, teyze, kayınvalide, komşu, arkadaş veya imkan varsa ücretli bir yardımcı) Yakın arkadaş/akrabalarla ya da diğer yeni annelerle konuşmak, dertleşmek birçok konuda kişiye yalnız olmadığını gösterecek ve rahatlatıcı olacaktır. (Size iyi hissettirmeyen veya eleştiren kişilerin fikirlerine ise kulak tıkamakta fayda var.)
• Dinlenmek: Mümkün olduğunda dinlenebilmek, iyi/yeterli/sağlıklı uyku çok önemlidir. Uykusuz, stresli ve bitkin olmak depresyonu ve kederlenme hissini tetikler.
• Olumsuz düşünceleri itmek: Olumsuz düşüncelerden utanmamak ancak bunlara saplanıp kalmamaya çalışmak gerekir. Özellikle ilk zaman yaşanan zorluklar geçicidir ve bebekler büyür.
• Kişisel bakım: Her gün çok kısa olsa bile duş almaya çalışmak, gerginliğin azalmasına yardımcı olur.
• Hobilerle ilgilenmek: Kişinin hobileri ve ilgi alanları ne olursa olsun, tamamen kopmamalı, her gün çok kısa da olsa örneğin 10 dakika bile sevdiği onu mutlu eden bir şeyle uğraşırsa kesinlikle kendisini daha iyi hissedecektir.
-Sevdiği müziği dinlemek,
-15-20 dakikalık bir komedi dizisi ya da stand-up izlemek,
-Kitap okumak,
-Yürüyüş yapmak(bebekle veya bebeksiz) gibi önerilerden istediğiniz birini yapmak için başlangıçta kendinizi zorlamanız gerekse bile yapmanızı tavsiye ederim. Elbette bunlar sizi birebir görecek bir uzmanın tavsiyeleri yerine geçmez.

Bilgilendirici olması umuduyla…

Doğum Sonrası Depresyon Yaşayan Annelere Çağrı

Tanla’nın özel notu:
Siz de yeni doğum yaptıysanız ve bu yazıyı okuduktan sonra kendinizde doğum sonrası psikoz ya da depresyon belirtileri olduğunu düşünüyorsanız lütfen yardım isteyin. İnanın ki siz ne bu duyguları yaşayan ilk annesiniz, ne de son anne olacaksınız. Yani yalnız değilsiniz. Bu duygularınızı bebeğinizi ilk rutin kontrolüne götürdüğünüz zaman bebek doktorunuzla paylaşabilir ve sizi bir uzmana yönlendirmesini isteyebilirsiniz. Onun dışında doğum sonrası depresyon konusunda uzman bir psikolojdan yardım isteyebilirsiniz. Doğum sonrası depresyon tedavisi için bir uzmandan terapi almak, destek gruplarına katılmak, doktorunuzun önereceği ilaçları kullanmak gibi seçenekleriniz var. Destek sayesinde bir an önce eski mutlu, yaşam dolu günlerinize kavuşabilir, kendinize ve bebeğinize çok daha iyi bakabilirsiniz.

Gulgun Kurtay
Uzman (Klinik) Psikolog Gülgün Kurtay
1985 İzmir doğumluyum. İzmir Atatürk Lisesi, sonrasında, Ege Üniversitesi Psikoloji (2007) ve Ege Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans (2010) mezunuyum. İzmir ve İstanbul’da çeşitli danışmanlık merkezleri ve hastanelerdeki deneyimlerimin ardından, son olarak Kybele Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde (Şerifali/İstanbul) çocuklar ve aileleriyle çalışmalarımı sürdürüyorum. Evliyim ve iki oğlum var. 2011 yılında büyük oğlumun doğumu sonrası keşfettiğim, ilgiyle takip ettiğim BebekveBen’de konuk yazar olmaktan heyecan ve keyif duyuyorum ve paylaşımlarımın yararlı olmasını umuyorum.

Kaynak
Mayo Clinic


Sen de BebekveBen’e konuk yazar olabilirsiniz. Sürekli yazar ya da konuk yazar olmak için gerekli koşullara Konuk Yazarlık sayfasından ulaşabilirsiniz. Daha önceki konuk yazarların yazıları için tıklayın

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. Yazar, yaşamsal bir olayı, bilimsel kaynaklarla besleyerek ayrıntılı, anlaşılır ve akıcı bir dille anlatmış. Severek okudum. Diline, emeğine sağlık…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BIKTIIIIIIM

minik ERGEN