2011 senesinin Nisan ayında bir müddettir yaşadığımız Amerika’nın Texas eyaletinde özel bir hastanede ilk bebeğimiz Can dünyaya geldi. Doğum hikayemi bebek bekleyen annelere faydalı olabileceğini düşünerek paylaşmak istedim. Ayrıca doğum ile ilgili sık sorulan sorulara da göz gezdirmeniz yararlı olabilir.

9 Nisan 2011- Hastanede ilk gün
9 Nisan 2011’de 39 haftalık hamile iken sabaha karşı sancılarım şiddetlendi. Sancı aralıklarını eşim Kuzey ile not ederek dayanabildiğimiz kadar evde bekledik. Sancıların aralığı 1 saat boyunca 5 dakika olarak devam edince, doğum koçlarım eşim Kuzey, annesi ve ben hastanenin yolunu tuttuk.

3.50am- Hastanenin acil kısmından girişimizi yaptık. Bizi hemen tekerlekli sandalye ile hamilenin durumunun değerlendirildiği triage bölümüne aldılar. Rahim 3cm açılmış. Doğumun başladığı söylendi. Dün yaşadığım tecrübeden sonra bir kere daha eve gönderilmediğime memnun oldum.

4.20am- Doğum odasına alındım. Sıvı ihtiyacımın karşılanması için serum takıldı. Doğum ile ilgili formları imzaladım. Koluma kimliğimi, kan grubumu, epidural alacağım için “ayağa kalktığımda düşme riskim olduğunu” anlatan bileklikler takıldı. Bizi evde heyecanla bekleyen Kuzey’in babasına telefon edip doğumun başladığını müjdeledik. Bebeğin kalp atışlarının ve annenin sancı ritminin izlendiği iki tane monitore bağlandım.

5.30am- Sancılar giderek daha şiddetli olmaya başladı. Kuzey ve annem yanımda olarak bana moral veriyordu. Aynı zamanda monitörleri takip ederek herşeyin yolunda olduğundan emin oluyorlardı. Saat 5.30am’de sancıların şiddetine daha fazla dayanamayacağımı düşünerek epidural verilmesini istedim.

6.15am- Epidural uzmanı gelerek epiduralı uyguladı. Ayrıca elimden takılan bir aletle de vücuttaki oksijen durumum takip edilmeye başlandı.

7.00am- Epiduralın yan etkisi olarak kalp atışlarım hızlanmaya ve tansiyonum düşmeye başlayınca bunları düzenleyici ilaç verildi. İlaç hemen etkisini gösterdi. Kalp atışlarım ve tansiyonum normale döndü.

7.25am- Rahim beklenen hızda açılmayınca hızlandırıcı ilaç verildi.

7.45am- Kalp atışları ve tansiyon problemi daha hafif olmakla beraber bir daha yaşandı. Bir kere daha düzenleyici verildi.

8.00am- Rahim 5cm açıldı. Bebeğin içinde bulunduğu su kesesi doğumu hızlandırmak için doktor tarafından patlatıldı. Susuzluk hissini yenmek için buz parçaları yemeye başladım.

9.00am- Ebe kontrol yaparak rahimin 10cm açıldığını ve doğuma hazır olduğumu söyledi. O anda çok duygulandım. 9 aylık maceranın geri dönülmez şekilde sonuna gelmiştim. Bebeğimi biraz sonra kucağıma alacağımı bilmek gözlerimi doldurdu. Ebe gelerek ıkınma çalışmalarına başlattı. Ebenin yardımcısı ve çocuk doktoru da odada bulunuyordu. Bir müddet sonra doğumu yapacak kadın/doğum doktoru geldi.Benim normal kadın/doğumcum bugün izinli olduğu için onun ofisinden başka bir doktor doğuma girdi. Doğum anını daha iyi görebilmek için rahimi görecek şekilde ayaklı ayna istedim. Hemen getirip yerleştirdiler. Doğum koçlarım eşim Kuzey ve annesi sağ ve sol tarafımda yerlerini aldı. Bacaklarımı tutarak ve beni yüreklendirerek ıkınma çalışmalarına yardımcı olmaya başladılar. İlk kez bebeğimin saçlı başını gördüm. Epiduralın faydası, belden aşağınızda hiçbir acı hissetmiyorsunuz ama aynı zamanda bebeği itip itmediğinizi de anlayamıyorsunuz. Doktor monitörden kontrol edip sancı geldikçe ıkınmamı istedi. Ben de elimden geldiğince ıkınmaya çalıştım. Bedeninizin bir yerine beyniniz emir verirken o emirin fiziksel etkisini hissedememek ilginç bir duygu. Herkese sık sık “yapabiliyor muyum?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Ikınma kısmı bir doğumun normalde en kısa safhası olmasına rağmen bana en uzunuymuş gibi geldi.

10.00am- Yaklaşık 1 saat süren ıkınma çalışmalarından sonra bebeğimizin başı dışarıya çıktı. Hemen pompa ile ağzındaki sular temizlendi. Sonra da hızla vücudu dışarıya çıktı. Böylece 9 Nisan 2011 saat 10.00am itibarıyla oğlumuz Can dünyaya geldi. Bebeğimi hemen karnıma koydular. Böylece onun tatlı yüzünü ve yumuk gözlerini gördüm. Bebeğimiz beyaz tenli, siyah saçlı, uzun tırnaklıydı. Elleri koyu kırmızı ve yüzünde küçük sivilceler vardı. Gözlerini azıcık aralıyor ve bizlere bakıyordu. Ayakları ve elleri büyüktü. Çenesini babası Kuzey’e, burnunu ise bana benzettik. Kuzey’in annesi yüz hatlarının belirgin olduğunu söyledi. Babası göbek kordonunu kesti. Hemen doğum yatağının yanındaki bebek yatağına alınarak ilk muayenesi yapıldı, yuttuğu sular pompa ile iyice temizlendi. Boyu 20.5 inch (52cm), kilosu 7.95 (3 kilo 600gram), baş çevresi 13cm ve gögüs çevresi 13,25cm olarak belirlendi.Apgar skoru 8/9 olarak verildi. Bu arada doktor da plasentamı çıkardı. Ardından bebeğimi göğsüme verdiler ve ilk kez emzirdim. Bebeğin emme güdüsünün bu kadar kuvvetli olması beni şaşırttı. Bundan sonra da temizlenmesi ve bakımının yapılması için babası ve babaannesi ile birlikte bebek odasına götürdüler.

11.00am- Beni doğum odasından dinlenme odasına aldılar. Yulaf lapası, kızarmış ekmek, hamburger köftesi ve meyve suyundan oluşan kahvaltım geldi, bu kadar efor sarfettikten sonra güzel bir kahvaltı iyi geldi. Hemşire gelerek ilk pansumanımı yaptı. Karnımın şimdiden bayağı inmiş olduğunu 4-5 aylık hamile zamanımdaki gibi olduğunu fark ettim. Epidural’in etkisi geçtikten sonra bacağımın üzerinde durmakta güçlük çektiğimi fark ettim. Hamileliğim sırasında yaptığım bir uzun yürüyüşten sonra sol bacağımın iç kısmındaki kası incitmiştim. Muhtemelen doğum sırasındabu kas yeniden zorlandı. Bu nedenle yardım alarak yatakta dönebildim ve ayağa kalkabildim. Dikişlerimdeki gerilme dışında doğum bölgemde pek ağrım yoktu. Hemşire ağrı kesici vermeyi teklif etti. Ama o aşamada ağrı dayanılmaz olmadığı için almadım.

2.20pm- Bebeğimi tekerlekli bir yatak ile bebek odasından getirdiler ve dinlenme odasındaki ilk emzirmemi yaptım. Kuzey’in bebeğimizi yataktan alıp bana verirken başını özenle desteklemesini unutmayacağım. Bebeğim bir emiyor, bir uyuyordu. Onu uyanık tutmak için ayaklarını ve sırtını gıdıkladık. Çenesini oynattık. Islak bezlerle vücudunu sildik. Öğlen yemeği olarak tavuklu dürüm (chicken fajita) yedim. Çok iştahlıydım ve fazlasıyla da susuyordum. Kuzey’in babası da hastanede bize katıldı. Beraberce bebeğimiz hakkında neler düşündüğümüzü ve ona/tüm ailemize mesajlarımızı kameraya çektik. Bu arada Türkiye’deki ailemiz, arkadaşlarımız ve buradaki arkadaşlarımız telefon ile arayarak tebrik ediyordu.

5.20pm- Bebeğimi yeniden emzirdim. Bu arada Emzirme Uzmanı (lactation consultant) geldi ve doğru emzirme taktikleri hakkından bilgi verdi. Sorularımı yanıtladı. Bebek hemşiresi gelerek bebek ile ilgili sorularımı yanıtladı.

8.20pm- Bebeğimi yeniden emzirdim. Akşam yemeği olarak menüde sebzeli et yemeği vardı. Ayrıca garson gelerek ertesi günün yemek siparişini aldı.

10.00pm- Hastanede sadece bir kişinin kalmasına izin verdikleri için Kuzey’in anne ve babası eve gitti. Gece boyunca her üç saatte bir hemşireler bebeğimi emzirmek için getirdiler. Arada bir de gelip benim tansiyonumu ölçtüler ve bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sordular. Bunun dışında son derece huzurlu bir şekilde uyuduk.

10 Nisan 2011-Hastanede 2. gün

8.30am- Kuzey ile beraber yumurta, ekmek, yulaf lapası ve meyve suyundan oluşan kahvaltımızı ettik. Bacaklarımın ağrımaya devam etmesi canımı sıktı. Ayrıca kendimi yatakta döndürmek için kollarımı kullandığımdan omuz ve kol kaslarımın ağrıdığını fark ettim.

9.00am- Bebeğin işitme testinin yapılması için hastane görevlisi geldi. İşitme testimiz %100 başarılı çıktığı için sevindik.

10.10am- Hastanemizin yeni doğum yapan kadınlar için 15dakika bedava masaj promosyonu vardı. 15 dakikanın üzeri ise ücretliydi. Sevgili eşim bana bir armağan olarak masaj süresini 1 saate çıkardı. Masörün hünerli ellerinde sırt, boyun, ayak ve bacak masajı yapılırken tüm yorgunluklarımı çıkardığımı hissettim.

11.30am- Bebeğimizin doğum sertifikası için gerekli formları doldurduk. Ayrıca Texas’ın eyalet sisteminde çocukların aşılarının pek çok yerden takip edilebilmesi için izin veren bir form var. Bu izni vermeye karar verdik ve gerekli formu doldurduk.

12.00pm- Doğum doktorum gelerek durumumu kontrol etti. Sorularımı yanıtladı. Bacağımdaki ağrı için o da ağrı kesici tavsiye etti. Ayrıca 6 haftada bir iyileşme olmaz ise bir doktora gözükmemi tavsiye etti.

12.30pm- Bebek doktoru gelerek Can’ı muayene etti. Ciğerleri ve kalbinin çok iyi çalıştığını söyledi ve sağlık durumunu çok iyi buldu. Sünnet konusunda burada 4 farklı yöntem olduğunu öğrendik. Bizim ülkemizde alıştığımız yöntemin hangisi olduğunu bilmediğimiz için gerekli araştırmayı yapana kadar sünnet işini ertelemeye karar verdik.

12.40pm- Yine hastanenin doğum yapanlara özel 2 kişilik öğle yemeği geldi. Eşim ile başbaşa et, sebze haşlama ve cheesecake’den oluşan bu güzel yemeği yedik. Yemekten sonra bacağımdaki ağrı ve yürüme güçlüğü devam edince kendime daha fazla eziyet etmemek adına ağrı kesici ilacı aldım. Hemen etkisini gördüm. Kaslarım rahatladı.

2.00pm- Hastaneye özel geçici doğum sertifikası elimize geldi. Aslını almak için daha sonra ilgili kuruma gideceğiz. Doğum sonrası bebeğin fotoğraflarının çekilmesi için fotoğrafçı gelip broşürünü bıraktı ve bilgi verdi. Bebeğimizin el ve ayak izlerini bebek kitabına bastırmak için bebek odasındaki hemşirelerden yardım aldık.

3.00pm- Emzirme uzmanı gelerek emzirme esnasında bizi gözledi. Sorum olup olmadığını sordu. Ben de göğüsten süt gelip gelmediğine emin olmadığımı söyledim. Göğüs ucumu sıkarak anlayabileceğimi söyledi. Böyle basit bir şeyi akıl edememiş olmam şimdi şaşırtıcı geliyor. Ama tecrübesizlik işte… Göğsümden süt geldiğini görünce sevindim. Bebekler doğumdan sonra ilk 10 günlük süreçte kilo verip daha sonra verdikleri kiloları geri alıyorlar. Bizim bebeğimizde şimdilik 3 ounces (85 gram) kilo kaybı olmuş. Bunun iyi olduğunu ve besleniyor olduğunu gösterdiğini söyledi. Bebeğimi incelediğimde ellerinin daha az mor olduğunu gördüm. Vücudundaki kan devranının yola girmesi beni sevindirdi.

5.30pm- Yeniden ağrı kesici aldım.

6.00pm- Akşam yemeği olarak soslu et ve makarna yedik. Gün ve gece boyunca her 3 saatte bir emzirmelerimiz devam etti. Bu gün de böylece sona erdi.

11 Nisan 2011 – Hastanede 3.gün ve eve çıkış

6.00am- Kadın doğum doktorum bir kere daha kontrole geldi. Sorularımızı yanıtladı. 6 hafta sonraya ilk randevumuzu almamızı söyledi.

6.30am- Tost ve meyve suyundan oluşan kahvaltımızı yaptık.

9.00am- Fotoğrafçı geldi. Maalesef bebeğimiz çok ağladığı ve flaştan huzursuzlandığı için istediğimiz pozları çekmekte zorlandık. Ama sonuçta bebek, anne ve babadan oluşan güzel fotoğraflarımız oldu.

10.00am- Bebek doktoru yine geldi. Sorularımızı yanıtladı.

10.30am- Bebeğin çıkış işlemlerini yapan hemşire geldi. Bebeğimize ilk rutin aşısı olan Hepatit B aşısı yapıldı. Bebek bakımı konusunda dikkat edilmesi gereken şeyler hakkında bize bilgi verdi. Çıkış formlarını imzaladık.

12.00pm- Ton balıklı sandöviçten oluşan öğlen yemeğimizi yedik.

12.30pm- Anne hemşiresi geldi. Benim lohusa döneminde dikkat etmem gereken şeyler konusunda bilgi verdi. Bebeğin sağlığını korumak için bana boğmaca ve tetanozu içeren karma aşı yapıldı. Kullanmam gereken ilaçlar için reçete verdi.

1.00pm- Bebeğin göbeğine bağlı olan güvenlik cihazı hemşire tarafından çıkarıldı. Bebeğimizi ilk defa araba koltuğuna yerleştirdik.

2.00pm- Bavullarımızı ve eşyalarımızı topladık. Üç kişilik yeni yaşantımıza başlamak üzere evimize doğru yola koyulduk…

Yorumlar

Yanıt Yaz
  1. Bunu okudukdan sonra bir kac sorum var sana :)) epidural sonradan beline agri verdimi? yada baska `side effects` oldumu? sunnet konusunda…hangi yontem bizim adetlerimize gore yapiliyormus? and can you email me some pictures? heralde public icin koymiyorsun anladigim kadar :))) Oh yea…and how did you do with the wieght gain and loss, during and after your pregnancy? This is what worries me the most 🙁 Thanks again for all your detailed information! It was really a lot of insight!

    • Merhaba Yasemincim,

      Öncelikle güzel yorumların için teşekkür ederim. Sorularına yanıtlarım şöyle:

      – Benim normalde de bel konusunda problemim var. Belimde doğuştan bir omur fazla olduğu için belim hep ara ara ağrırdı. Epidural’dan sonra da ara ara ağrımaya devam etti. Ama bu epiduralla mı ilgili yoksa normal bel ağrısı mı çok ayırd edemiyorum. Bunun dışında epiduralın herhangi bir yan etkisini görmedim.

      – Sünnet konusunda araştırma yaptığımızda Amerika’da birkaç değişik yöntemin uygulandığını gördük. Stanford Üniversitesinin web sitesinde detaylı anlatımları ve videoları var. Bize en yakın yöntem Mogen Clamp gibi geldi. Ama Amerika’da sünnet doğumdan sonra ilk 2 gün içinde hastanede ya da ilk 2 hafta içinde doktor ofisinde yapılmazsa genel anestezi ile yapıyorlarmış. Karar verirken bu konuyu da göz önünde bulundurmakta fayda var.

      – Hamilelik sırasında ve sonrasındaki kilo kontrolu bence her kişinin bünyesine göre değişir. Kontrollu gitmek için diyetisyene danışmakta fayda var. Çünkü benim jinekologum bu konuda genel beslenme tabloları vermek dışında bir yorum yapmamıştı. Benim beslenme konusunda çeşitli kaynaklardan öğrenerek uyguladığım bazı şeyler oldu. Bu konuda birinci yazımı ve ikinci yazımı okuyabilirsin.

      Sevgiler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir