Geçtiğimiz pazar günü ailecek Can’ın okulunun düzenlediği sonbahar festivaline (Fall Festival) gittik. Geçen sene de katıldığımız bu festival hem sonbaharın gelişini kutlamayı, hem de okulun çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yardım toplamayı hedefleyen bir aktivite… Ayrıca Amerika’nın en popüler bayramlarından olan Halloween’in de bir nevi provası gibi oluyor. Festivale çocuklar kostümlerini giyerek katılıyorlar. Can bu sene de geçen sene giydiği kovboy kostümünü giydi.
Sonbahar Festivali’ne mekan olarak komşu şehir belediyesinin sosyal tesisleri seçimiş 2 senedir. Belediyenin geniş toplantı salonu festivalin ihtiyaçlarına göre düzenleniyor. Bahçesinden de yararlanılıyor. Bahçeye çocukların içinde özgürce zıplayacağı kocaman şişme oyuncaklar konuluyor. Hoş bizim Can bu oyuncakları kullanmakta biraz çekimser. Diğer çocuklar zıp-zıp zıplarken bizimkisi bir köşeden onları izlemeyi, çocuklar uzaklaşınca oyuncağın içine girip tek başına, keyfince eğlenmeyi tercih ediyor.
Bu pazar etkinlik alanına öğleden sonra saat 2 gibi vardık. Otoparkta geçen senekine göre biraz daha az bir kalabalık vardı. Binadan içeriye girdiğimizde masalar çoktan kurulmuş, biz misafirleri bekliyordu.
Sonbahar Festivali’nde değişik etkinlikler yapılıyor. Bu etkinliklere katılım için cüzi bir ücret ödeniyor. Ödemeler para şeklinde değil, festival alanında satılan kuponlarla yapılıyor. Her kupon 50 cent olduğundan gayet makul bir fiyata pek çok kupon alabiliyor ve dilediğiniz aktivitede kullanabiliyorsunuz. İşte festivalin iç mekanının geniş açıdan görüntüsü…
Gelelim etkinliklere… Öncelikle okulun velilerinin kek/pasta pişirerek ya da satın alarak okula bağışlaması isteniyor. Bu kek ya da pastalar bir masanın üzerine sıra sıra diziliyor ve ziyaretçilerin beğenilerine sunuluyor. 6 kupon karşılığında bunları kazanacağınız bir oyuna dahil oluyorsunuz. Oyun çok basit. Yerde 1’den 9’a kadar daire şeklinde dizilmiş numaralar var. Kuponla ödemesini yapan ziyaretçi belli bir numaranın üzerine basıyor. Müzik çalmaya başlayınca herkes daire şeklinde numaraların üzerine basarak dönüyor. Müzik durunca belli bir numaranın üzerinde donakalıyorsunuz. Sonra tombala gibi çekiliş yapılıyor ve bir numara ilan ediliyor. Her kim o numaranın üzerinde duruyorsa o oyunu o kişi kazanıyor. Oyunu kazanan kişi dilediği keki alabiliyor. Bu sene geçen seneki gibi Can ile beraber şansımızı denedik ancak başarılı olamadık. Oysa biz kazanırsak diye mor renkli, örümcekli keki gözüme kestirmiştim. Ühü! 🙁 Şans…
Festival alanında çocukların oynamaktan keyif alacağı pek çok oyun düzenlenmiş. Şeker şeklindeki lobutlarla oynanan bowling, asılmış yüksekçe bir perdenin arkasındaki hediyeleri oltayla tutmak, yüz boyama, saç renklendirme, kurabiye dekore etme bunlardan bazıları… Bu oyun masalarının başına, oyunları yönetmesi için yörenin ortaokullarından abiler ve ablalar getirilmiş. Böylece onlar da hem haftasonlarını değerlendiriyor, hem de gönüllü birer aktiviteye katılarak dersleri için sosyal etkinlik kredisi kazanıyorlar.
Festival kapsamında sınıf fotoğrafları da çekiliyor. İşte Can’ın sınıfı. Can beyefendi fotoğrafın çekildiği sırada salonda koşturmayı tercih ettiği için geç kaldı ve bu güzel karenin içine maalesef giremedi.
Festivalde acıkanlar için ufak bir yemek standı da kurulmuş. 3 kupona 1 dilim pizza ya da hot dog alabiliyorsunuz. 2 kupona patlamış mısır var. Ayrıca soğuk içecekler servis ediliyor. Menü feci halde Amerikan ve pek de sağlıklı olduğu söylenemez ama böyle toplantılar için en pratiği bu oluyor. Bu tür yemekleri çok tercih etmesek de bu konularda aşırı katı da değiliz. Böyle özel günlerde Can’ın ortama uyum sağlamasına izin veriyoruz. Bu fotoğrafta Can, babasıyla beraber patlamış mısır satın alıyor.
Bir ara Can’ın en samimi sınıf arkadaşı Zoey’nin annesi ikisinin beraber fotoğrafını çekmek istedi. Yanlarına geldiğimizde Zoey’nin canı birşeye sıkılmıştı. Teselli etmek Can’a düştü 🙂
Festivalde okula gelir sağlamak için bir kermes de yapılıyor. Sınıf öğretmenlerinin yardımıyla çocukların sene boyunca ürettiği sanat eserleri ya da ziyaretçilerin ilgisini çekebilecek diğer hediyeler silent auction (açık artırma) usülüyle satılıyor. Ürünlerin hepsi etkinlik boyunca duvarlarda ya da özel masalarda sergileniyor. Her ürünün yanında açık artırma başlangıç tutarı ve koşullarının yazıldığı birer kağıt var. Festival boyunca ürünlere yakından bakmave beğendiğiniz bir ürünün yanına uygun gördüğünüz tutarı yazarak açık artırmaya katılıma şansınız var. Aynı ürüne birden fazla talipli olduğu için ürünün fiyatı sürekli yükseliyor. Yine de benzer bir ürünü dışarıdan alabileceğiniz fiyattan çok daha uygun fiyata alabiliyorsunuz. Festivalin sonuna doğru açık artırma sona eriyor, kağıtlar toplanıyor ve kazananlar ilan ediliyor. Biz geçen sene bir İtalyan restoranından %50 indirimli yemek kazanmıştık. Bu sene de sevimli bir pakedin içerisinde ufak-tefek oyuncaklarla beraber Can için saç kesimi (berber) hediyesi kazandık.
Festivalden ayrılmadan önce bahçedeki şişme oyuncakları da denemek istedik. Hoş bizim Can bu oyuncakları kullanmakta biraz çekimser. Diğer çocuklar zıp-zıp zıplarken bizimkisi bir köşeden onları izlemeyi, çocuklar uzaklaşınca oyuncağın içine girip, tek başına keyfince eğlenmeyi tercih ediyor.
Bu sene de Sonbahar Festivali’nde hoşça vakit geçirdik. 2 saatin nasıl dolduğunu anlamadık bile… Seneye umarım tekrar gelme şansımız olur.
Can bebe ve annesi festival alanından sizlere selam eder…