Kimi zaman bana Can’a nasıl İngilizce öğrettiğimi/öğreteceğimi soruyorlar. Yurtdışında yaşayan bizim gibi ailelerin ortak gündemi iki dilli bir yaşantının içinde bulunmak. Evde, aile içinde Türkçe’yi kulllanıyorken, dışarıda ve arkadaş çevremizde İngilizce’yi kullanıyoruz. Televizyonumuz İngilizce yayın yapıyor. Çocuk kitaplarımız İngilizce. Dolayısıyla Can her iki dili de duyarak büyüyor. Aslında bu anlamda Can bizden biraz farklı. İngilizce bizim için sonradan öğrendiğimiz ikinci dil olurken, Can İngilizce’yi de, Türkçeyi’de aynı anda öğreniyor. Kimilerine göre bu durum bir avantajken, kimilerine göre de konuşma sürecini geciktiren bir dezavantaj oluyor. İkinci dili yaşantımızda kullanırken tercih ettiğimiz yöntemlerden biri de İngilizce çocuk şarkıları dinlemek.

Türkiye’deyken gündemdeki müzik parçalarını yakından takip ederdim. Yeni çıkan şarkıcıları ve şarkı sözlerini çoğunlukla bilirdim. Amerika’da yaşamaya başladıktan sonra ve özellikle son yıllarda, nedendir bilinmez, müzik dinlemekten biraz uzaklaştım. Güncel şarkıları bilmem için sağda solda fazlasıyla çalınıyor olması gerekiyor. Tabii Can dünyaya geldikten sonra müzik konusundaki ilgilerim de biraz değişti. Şimdi daha çok İngilizce çocuk şarkılarına takılıyorum. Bir sürü komik, eğlenceli ve bol tekrarlı çocuk şarkısını ezbere biliyorum. Bazen günlük işleri yaparken kendimi bu şarkıları mırıldanırken buluyorum. Öyle de insanın ağzına yapışıyor meretler.

Her akşam Can uyumadan önce 15-20 dakika kadar ailecek şarkı dinliyoruz… Kimi zaman da gün içinde annesinin bilgisayarda ne yaptığını merak eden oğlum kucağıma gelince, ona YouTube’dan çocuk şarkıları açıyorum.

İnternette çocuklar için hazırlanmış pek çok şarkı olmasına rağmen kaliteli olanları bulmak o kadar kolay değil. Kiminin seslendirmesi özensiz, kiminin görselleri güzel değil, kimi de Can’ın ilgisini çekmedi. Nihayetinde biraz aradıktan sonra  hem bizim onayladığımız, hem de Can’ın hoşuna giden bir grup şarkı bulduk. Bir anlamda Can’ın Top 10 İngilizce müzik listesini oluşturduk. Şimdi genellikle oluşturduğumuz bu listedeki parçaları dinliyoruz.

Bebek deyip geçmeyin. Onların da iyi-kötü bir müzik zevki var. Mesela Can’ın şarkı seçimleri zaman içinde değişti. Önceden beğendiği parçaları sonra beğenmez oldu. Yine de dinlemekten bıkmadığı bazı şarkılar var.

Bu yazımda 21 aylık Can’ın Top 10 İngilizce müzik listesini paylaşmak istiyorum. Şarkıları iki gruba ayırdım. İlk grupta uykudan önce dinlemeye uygun, yavaş tempolu ve rahatlatıcı müzikler yer alırken, ikinci grupta gün içinde oyun saatlerinde çalmaya uygun, hareketli ve çeşitli aktiviteler içeren şarkılar var. Can’ın listesi umarım sizin ve bebeğinizin de hoşunuza gider. Siz de beğendiğiniz çocuk şarkılarını paylaşmayı unutmayın.

Yavaş Tempolu Uyku Zamanı Şarkıları

Twinkle Twinkle Little Star (Parla, Parla Küçük Yıldız)

Dünyada en yaygın olarak bilinen çocuk şarkılarından biri. Türkçe’ye “Daha dün annemizin kollarında yaşarken…” şeklinde çevrilmiş şarkının İngilizce versiyonu… Görseller açısından benim en çok sevdiğim şarkı… Can’ın da uzun süre 1 numarası oldu. Sonra bundan sıkıldı 🙂

Little Snowflake (Küçük Kartanesi)

Küçük bir kardanadamın buz pateni yapmayı denediği bu şarkıda yapılan işlerde azmetmenin ve ekip çalışmasının önemi vurgulanıyor. Aynı zamanda kafa, el, burun gibi vücut parçalarını öğretiliyor.

Row, Row, Row Your Boat (Çek, Çek, Çek Kürekleri)

Row, row, row your boat şarkısı aslında çok tanıdık. Belki hatırlarsınız, bizim çocukluğumuzda televizyonlarda yayınlanan Susam Sokağı programında “Sür sür arabanı, gez sokakları…” şeklinde bir versiyonu vardı.

Hızlı Tempolu Oyun Şarkıları

Animal Sounds (Hayvan Sesleri)

Çeşitli hayvanların çıkardığı sesleri konu alan bu şarkı her akşam evimizde bir çiftlik havası estiriyor. Tabii bunda şarkıyı ailecek söylememizin payı da var… 🙂

Duck Song (Ördek Şarkısı)

Limonata satan adama dadanıp, ondan ısrarla üzüm isteyen ördeğin hikayesi sizin bile hoşunuza gidebilir.

Open-Shut Them (Aç-Kapa)

Bu şarkıda “aç-kapa”, “büyük-küçük” gibi zıt kavramlar öğretiliyor.

Skidamarink

Skidamarink kelimesinin İngilizce’de herhangi bir anlamı yok. Ancak şarkıdaki kuklalar çok eğlenceli. Can’ın hoşuna gidiyor. Bu şarkıyı dinlerken birbirimize “I love you-seni seviyorum” yapmayı çok seviyoruz.

Ten In The Bed (Yatağın İçinde 10 Ayı)

10’dan geriye doğru saymanın en eğlenceli yolu…

Uh-huh!

Çocuklara yes (evet) ve (no) hayır kelimelerini öğretiyor.

Wheels on the Bus (Otobüsün Tekerlekleri)

Bu şarkıda bir otobüsün parçaları, otobüsteki çeşitli sesler ve bazı zıt kavramlar anlatılıyor.