Şu anda dünyadan haberi olmayan minicik bir oğlansın. Ama birgün büyüyüp kocaman bir adam olacaksın. Hayatın zorlu yollarında cebelleşmeyesin diye annen senin yolunu bir yıldız 🙂 gibi aydınlatmaya karar verdi. Şimdi kulaklarını aç da iyi dinle oğlum. Mutluluğun yolu şunlardan geçiyor:
Hayatta en -ama en- önemli şey kafanın içini doldurmaktır. Bilgiye her zaman önem ver, saksıyı çalıştır. e=mc²
İnsanlar yüzlerini güldüren insanlardan hoşlanır. İnsanları güldür, ama kendine güldürme 🙂
Duygulu ve karizmatik bir erkek ol çocuğum. Çorbaya tuz olarak hafif efeminelik de katarsan, Pirates of Caribbean’da rol kapman işten bile değil.
Kıyafet olarak smokin, araba olarak Aston Martin, içecek olarak da “Shaken, not stirred” martini tercih et. Böylece yaşlanıp tiridin çıktığında bile havandan hiçbirşey kaybetmezsin.
Ocean 11, 12,13 diye saydırıp, paracıkları kasaya istiflediysen, geceleri de Angelina Jolie ile uyuyorsan arada şımarıklık yapmana kimse ses çıkarmaz. Eh! Biri bunları çoktan halletiğine göre, şımarıklık yok, çalışmaya devam.
Kafanın içini geliştirdiğin kadar, dışını ve hatta daha aşağılara inip, pazıları, üst bacakları geliştirmenin ve karnı taş yapmanın hiçbir sakıncası yok. Yalnız fazla ileri gidip, kemikleri metalle değiştirme emi çocuğum. Bir de bununla uğraşmayalım.
Sporcu olacaksan adının önüne “gelmiş geçmiş en iyi…” terimini ekletmeye çalış. Basketbolun kazancı hiç de fena değildir. Basketçi olmak istiyorsan şimdiden zıplamaya başla! Yukarıya! Daha yukarıya!
Şimdilerde Leonardo dendiğinde, akıllara hemen Titanik isimli züttürük film gelse de dünyada çok daha yetenekli başka Leonardo’lar da yaşadı. Aynı anda ressam, heykeltraş, mimar, müzisyen, bilim adamı, matematikçi, mühendis, mucit, anatomist, jeolojist, harita bilimci, botanikçi ve yazar olmak ilgini çekmez mi? Çok yönlülük diye buna derim.
İşine tutkuyla sarıl. Öyle ki her günün ayrı bir macera olsun. Yoluna çıkanları kırbaçla gitsin.
İş derken teknolojiyle ilgili bir sektöre girmen hiç fena fikir değil. Hatta çalışma hayatına evinin garajında bile başlayabilirsin.
Yok annem, bu kadar işle kim uğraşacak. “Bir işim olsun, benim olsun!” diyorsan bari yazar ol. Ama yazar olacaksan da en azından çağından çok ileri ol. Denizler altında 20.000 fersah git, dünyanın merkezine seyahat et, hatta dünya kesmediyse ayın çevresinde dolaş.
Hiç biri uymadıysa bari sana son bir öğüt vereyim: 3 tane daha zırzop arkadaşınla beraber müzik grubu kur. Şansın yaver giderse seneler sonra hepsini ekip, kendi alanında zirveye oturursun. Times Square’de konser verip de sahne arkasına beni almazsan bozuşuruz ama ha!
İşte hepsi bu. Yaşlı annenin sözlerini sakın yabana atma çocuğum. Unutma, bu dünyada seni en çok anne seviyor, senin başarılı olmanı en çok anne istiyor. Haydi bakalım, bugünkü hayat dersimiz bitti, şimdi zıplamaya devam!
Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.
o kadar güzelki ne yorum nede başka ilaveye gerek var 🙂
Çok teşekkürler Tuğbacım.
Tanla müdavimin oldum…3 gündür çıkamıyorum sitenden;)
Teşekkürler Devrimcim. Her zaman beklerim.
Çok teşekkürler Tuğbacım.