Sevgili Kuzey’im,

Yarın senden ayrılalı tam bir ay olacak. Her ne kadar burada çok güzel vakit geçirsek de, seni çok özledim, gözümde tütüyorsun. Bir hafta sonra kavuşacağımız günü iple çekiyorum.

Oğlumuz bu bir ay içerisinde nasıl büyüdü, nasıl büyüdü, sorma. Hergün gözlerimin önünde bir mucizenin şekillenişini izliyorum. Gördüğünde sen de şaşıracaksın.

Bu güzel gelişmeleri unutmamak için, 6.aya girmemize çok az kala, Can’da gördüğüm değişiklikleri sana anlatmak istiyorum.

Emeklemeye hazırlık
Hatırlarsın seninle beraberken, Can, sırtüstü yatarken yüzüstüne dönüyor ve bir tırtıl gibi kıvrılıp bükülerek yerde ilerlemeye çalışıyordu. Hatta yüzüstü yatarken, kollarından aldığı kuvvetle bedeninin üst kısmını kaldırmaya başlamıştı. Ancak o şekilde sadece bir-iki saniye durabiliyordu.

Burada, önce, dönüş sırasında bedeninin altında kalan sol kolunu daha rahat bir şekilde kurtarmaya başladı. Sonra, elleri üzerinde daha uzun durmaya ve üst bedenini daha yukarıya kaldırmaya başladı. Öyle ki, yatağındayken başının hizası, yatağın parmaklıklarını aşmaya başladı. Anlayacağın, eve geldiğimizde yatağın seviyesini aşağıya indirmemiz gerekecek. O yüzden hazırlıklı ol.

Son bir haftadır, Can, karnının üstünde yatarken, bir saat gibi her yöne dönüyor. Ayrıca elleriden aldığı destekle, ön bedenini kaldırmış haldeyken, poposunu da birkaç sefer kaldırmayı başardı. Bu şekildeyken geri geri azıcık gitti. Ancak bacakları henüz çok güçlü değil. Bacakları kuvvetlendiğinde emekleyerek öne gideceğini düşünüyorum.

Oturmak
Biliyorsun Can, çok küçükten beri, kucağımızda destekle oturmaya alışmıştı. Artık desteksiz oturmaya başladığını söylesem ne dersin? Tabii henüz bu konuda çok iyi değil. Arada dengesini kaybedip düştüğü oluyor. Bu konudaki gelişmesi şöyle oldu:

Dört-beş gün önce, yerde otururken, onu önümüzde oturtup, arkasında desteği çekince, hacıyatmaz gibi öne ya da arkaya doğru düşüyordu. Ardından, ellerini ve kollarını bir baston gibi dimdik yere koyup, öne doğru düşüşü engellemeyi akıl etti. Bu arada sırtını dimdik yaparak dengesini bulmaya çalışıyordu. Son bir-iki gündür de kollarından destek almayı bıraktı. Şimdi gayet güzel kendi başına oturup, oyuncaklarını önüne çekerek oynuyor.

Cisimleri kavramak
Senin yanındayken Can, oyuncak, emzik gibi objeleri tutmakta fena değildi. Ancak bunları kısa süreli tutuyor, bir elden diğerine çok geçiremiyordu. Uzattığımız bir cismi kavraması ise şans meselesi idi. Bazen kavrıyor, bazen de sanki hiç görmemiş gibi davranıyordu.

Artık uzattığımız herşeyi hem başarı ile yakalıyor, hem de uzun süre elinde tutabiliyor. Genelde ona vermek istediğim şeyi, göz hizasında, havada tutuyorum. “Al oğlum” diyorum. Hemen yakalıyor. Bazen objeleri bir elinden öbür eline geçiriyor.

Tabii en favori aktivitesi herşeyi ağzına götürmek. Özellikle emziğini sapından tutup, ağzına götürüp çıkararak, bazen de çevirerek kendince oyunlar oynuyor. Ayrıca biberonu hafif iken, iki eliyle onu kavrayıp, sütünü kendi içiyor. Bazen yürütecinde oynarken oyuncağını yere atıyor. Sonra da, ben onu geri verinceye kadar, ardından uzun uzun bakıyor.

Bir de oyuncaklarını hızla yere vurmayı öğrettim. Özellikle çıngıraklı oyuncakları hızla vurarak ses çıkarmaya bayılıyor.

Yürümek
Can’ın yürümesi için daha çok erken. Ama bacak kaslarının gün geçtikçe kuvvetlendiğini biliyor musun? Seninle beraberken zaten ayakta duruyordu. Kollarının altından tutarak onu yürütüyorduk. Bu egzersize burada da devam ediyoruz. Seninki yürürken sık sık eğilip ayaklarına  bakıyor. Sanki nasıl olup da adım attığına şaşırıyor.

Can’ın ayakları artık bedeninin ağırlığını gayet rahat taşıyor. Ayakta, sehpanın kenarına elleriyle tutunuyor. Hemen arkasında durup düşmesini engellemek kaydıyla, ellerimi bırakıyorum. 5-10 saniye oradan destek alarak kendi kendine ayakta durmayı başarıyor.

Ayrıca yürütecinde dururken ayakları yere değiyor ve ayakları üzerinde dimdik duruyor. Ancak henüz bacaklarından kuvvet alarak yürüteci itebileceğini keşfedemedi. Aslında henüz böyle sabit durması daha iyi. Yoksa halasının evinde, erişebileceği yerlerdeki tüm tehlikeli eşyaları kaldırmamız gerekecek. Belki de biz gelmeden sen aşağı seviyelerdeki tehlikeli eşyaları kaldırsan iyi olur.

Uyku Halleri
Senin yanındayken SIDS riskini azaltmak için Can’ı hep sırtüstü uyutuyorduk. Oğlun artık neredeyse hiç sırtüstü uyumuyor desem şaşırır mısın? Onu sırtüstü yatağına bırakır bırakmaz, hızla iki yönden birine dönüyor. Bir de küçük ayaklarını karyolanın parmaklıklarının arasına sokuyor. Bazen bir elini de başının altına koyuyor. Büyük adam gibi uyuyor.

Can yan döndüğünde sırtüstü çevirme mücadelesini artık bıraktım. Ancak kimi zaman daha da hızlı dönüp, yüzüstü yatmaya çalışıyor. O konuda henüz çok rahat değilim. Sadece gündüz uykusunda gözüm üzerinde iken, birkaç kez yüzükoyun döndü. Ben de en iyi nefes alacağı şekilde baş pozisyonunu ayarlayarak öyle uyumasına izin verdim. Bakalım. Belki o da annesi gibi yüzüstü uyumayı sevenlerden olacak.

Yemek-İçmek
Bizim minik oğlan artık doymak bilmiyor desem? Son birkaç seferdir tek beslenme seansında 4oz içti. Dün hesapladım, gün boyunca 30oz’un üzerinde mama içmiş ki bu bir rekor. Bunun 6.ayda gözlenen büyüme atağı (growth spurt) ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Büyüme atağının yan etkisi olarak gece-gündüz 2 saatte bir beslemek durumunda kalıyoruz. 6.ay doktor randevumuzda mamasına ilave olarak ne gibi yiyecekler verebileceğimizi konuşalım. Çünkü gece 2 saatte bir kalkmak uykusunu bölüyor.

Buğday lapasını tekrar vermeye başladık. Severek, dudaklarını şapırdatarak yiyor. 2 gün önce taze yapılmış ev yoğurdu vermeyi denedik. Ekşi buldu beyefendi. Başarısızlıkla sonuçlandı. Önümüzdeki günlerde bir defa daha deneyeceğiz.

Biz sofrada oturup yemek yerken, bizim yanımıza gelmek istiyor. Kucağıma oturttuğumda hemen tabaklara uzanıyor, bu nedenle masadan uzak oturuyorum. Yediğimiz herşeye dikkatle bakıp, arada ağzını şapırdatıyor. Bazen de yiyeceği çatalla ağzıma götürürken, başını kaldırıp, çatalı takip ediyor. Ben de onun ilgisini çekmek için abartılı hareketlerle lokmamı çiğniyorum. Bu durum çok hoşuna gidiyor. Kendince gülüyor.

Acıktığında maması hazır değilse önce tiz sesler çıkarıyor, fazla gecikirsek çığlığı koparıyor. Bazen babaannesi mamayı hazırlarken, ben de kucağıma Can’ı alarak yanına gidiyorum. Cam biberonun içinde mamanın kaşıkla karıştırılırken “çın-çın” eden sesini duyup, mamayı görünce rahatlıyor. Bazen çok açsa, elini uzatıp biberonu yakalamaya çalışıyor.

Kollarımda mamayı içerken, boşta kalan eli ile yüzüme dokunup, saçlarımı elliyor. Babaannesinin dediğine göre, karnı doyunca, sağ ayağı ile küçük mutluluk tekmeleri atıyor.

Bizden haberler şimdilik böyle babası… Yakında görüşüp, kucaklaşmak üzere…

Sevgilerimle,

Eşin

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sevdiklerinize Doğum Günü Hürriyet’i Verin

Bebek Arkadaşlarımı Ziyarete Gittim