
Gecenin karanlığında oturuyorum. Laptopumun beyaz ışığı yüzüme yansıyor. Can iki adım ötemde karyolasında mışıl mışıl uyuyor. Seni düşünüyorum anneciğim…
Bir büyük gök kubbenin altındayız. Sen dünyanın bir ucunda, bense diğer ucunda. Yaşam bir gün güneş, bir gün gölge. Yağmur tıpır tıpır vuruyor yüreğime. Günler uzuyor, günler geçiyor. Annem, canım, meleğim. Seni düşünüyorum.
Fikrin bile içimi titretiyor. Yılların yükünü almış omuzların, telefondaki sesin, hele ellerin anneciğim… Ellerini uzat bana… İnan hissedebilirim.
Burada olsan, seni dizime yatırsam… Sen benim çocuğum olsan… Ben de senin annen… Seni kucaklasam, başını okşasam… Zaman orada dursa. Ya da biz zaman olsak.
Bir gün ben de şu karyolada uyuyan minik bedene birşey ifade edecek miyim? Senin kadar iyi bir anne olabilecek miyim anne? Sevecek mi beni, benim seni sevdiğim gibi. Özleyecek mi?
Biliyorum okuyacaksın bunları. Oku anneciğim. Hiç üzülme biraz sonra sabah olacak. Seninle aynı güne bakacağız. Yüzün güneşe dönük olsun anne. Kavuşacağız…
Kızın…
Lensim battı!
🙂 Annem annem canım annem!
yaff ağlattın beniii aynı şehrin içinde bile yanlızğı yaşayanlara kapak olsun bu yazı 🙂
Ben de yazarken çok duygulanmıştım. Annemden uzakta yaşamak bazen çok zor geliyor…