Anneliğe ara verebilir mi bir kadın? Muhtemelen veremez. Bebeğinin düşüncesi her an aklının bir köşeciğinde munis bir kedi gibi kıvrılır durur. Bazen patisini çıkarır. Annenin beynine ufak ufak vurur. Ben buradayım der kendince…Böyle düşünüyordum bugünden önce…
Kuzey bir müddettir bana “seni bir günlüğüne de olsa dinlendireceğim” diyordu . “İstediğin bir gün seni dilediğin yere bırakacağım. Gez, dolaş, alışveriş yap, sinemaya git. Ne istersen onu yap. Biz oğlumla vakit geçiririz. ” Bu önerisini hep erteledim. Sevgili kocam zaten işyerinde bütün gün yoruluyor. Eve geldikten sonra da bebeğimizin bakımı ile en az benim kadar ilgileniyor. Biberonunu veriyor, onunla oynuyor, altını değiştiriyor, uyumadığı zaman kucağında dolaştırıyor. Bu yüzden, ne kadar yorulursam yorulayım, onu bebeğimizle yalnız bırakıp gitmeye gönlüm razı olmuyordu. Sanki bensiz dünya duracak…
Bu haftasonu çok ısrar edince, bir de vergisiz alışveriş haftasonunun cazibesi eklenince önerisini değerlendirmeye karar verdim. Can doğalı 4.5 ay olmuş. Haftasonları sabahları azıcık uyuyup nöbeti Kuzey’e devrettiğim 2-3 saat dışında oğlumdan bir kere bile ayrılmış değilim.
Önceden bütün hazırlıkları yaptım. Can uyutulup sabah uykusunu aldı. Uyanınca emzirdim, altını değiştim. Arabamıza binip sevdiğim bir alışveriş merkezine doğru yola koyulduk. Niyetim biraz alışveriş yaptıktan sonra sinemaya gitmek. Telefonlarımız açık. Aralıklı olarak haberleşerek durum kontrolu yapacağız. Kuzey beni kıyafet ve ev ürünleri konusunda büyük bir mağazalar zinciri olan Kohl’s un önünde indirdi. Yüzümde aptal bir gülümseme, oğlumla beraber uzaklaşan kocamın ardından bakakaldım.
Kohl’s dan kullanmak istediğim 10 dolarlık indirim kuponum vardı. Bu mağaza, nedenini anlamadığımız bir şekilde, yaklaşık ayda bir harcamanız için kupon gönderiyor. Öyle “100 dolar harcayana 10 dolar indirim”, ya da “mağazadaki en uyduruk ürünler için geçerli olan indirim” gibi ucu çengelli promosyonlardan da değil. Mağaza içinde neye isterseniz ona kullanabiliyorsunuz. Kohl’s muhtemelen müşteri sayısını artırmaya çalışıyor, ya da batmadan önce son kez mallarını likidite etmeye çalışıyor. Belki de 10 doları harcamaya gelen müşterilerin daha çok harcama yapmasını umud ediyor. Neyse, mağazayı adım adım dolaştım. Dünkü yazımda dediğim gibi kıyafet açısından ihtiyacım olan çok da birşey yok. Sadece bluzlerimin ve elbiselerimin altına giymek için siyah bir tayt bakıyorum. Tok müşteriye mal beğendirmek de zor oluyor. Tam umudu kesip ayrılacakken bir köşede özellikle gelinlik tasarımları ile ünlü modacı Vera Wang’in Kohl’s için özel ürettiği Simply Vera markası gözüme çarptı. Basit, modern ve temiz kesimleri ile Simply Vera tam benim tarzım. Bir bluz ve bir elbise seçtim. Aynı bölümde de ne zamandır aradığım taytı da buldum.
İkinci durağım yine Marshalls oldu. Dün aceleden ihtiyacım olan el sabunlarını alamadan çıkmıştım. Bu sefer hedefe yönelerek çalıştım ve ilk olarak sabunları aldım. Sonra da 2 tane el havlusu alarak bu mağazayı tamamladım. Havlular konusundaki iştahımı nasıl açıklamalı bilemiyorum. Yüz tane havlum olsa yüzbirinciyi almaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Kuzey ile telefonlaşarak bebişimizin durumunu kontrol ettim. Keyifleri yerindeymiş. Ben de akşam yemeğim için Subway sandeviççisine yollandım. Hızlı bir mideye indirme ve ver elini sinema…
Seçenekler çok. Harry Potter’ın son bölümü, Şirinler, Conan ve Maymunlar Cehennemi’nin yeni versiyonu vizyonda…Tüm kitaplarını bir solukta okumuş bir Potter fanatiği olarak seçim yapmam zor olmadı. 2 saat 10 dakikalık görsel bir şölen. Harry, Hermione ve Ron çok büyümüşler. Dile kolay, 2001 senesinden bu yana neredeyse her sene bir filmde oynadılar. Aslında karanlık ve ürkütücü tonu ile bu son Harry Potter’ın bir çocuk filmi olduğunu düşünmek yanıltıcı. Zaten filmin izleyicisi olan jenerasyon da Potter ile beraber çocukluktan gençliğe adım attı. Bu filmin son bölüm olduğunu bilmek hüzünlü. Acaba J. K. Rowling buna eşdeğer bir başka kitap çıkarabilecek mi diye düşünmeden duramıyor insan.
Filmden çıkınca içimde bir hafiflik olduğunu fark ettim. Bugünkü 6 saatlik mini tatilimde gerçeklerimden uzaklaştığımı ve bekar bir kadın gibi hayatın tadını çıkardığımı fark ettim. Özellikle filmi izlerken öylesine dalmışım ki sinemanın dışında beni bekleyen sevgili kocam ve tatlı bebeğimi görmek beni ancak kendime getirdi. Evet sevgili okur. Tahminlerimin tersine, kısa bir süre de olsa, anneliğe ara vermek mümkünmüş. Kendisi de anne olan sevgili dostum Nazen’den duyduğum gibi “mutlu anne, mutlu bebektir”. Size de tavsiye ederim.
bende altı saatlikte olsa tatil istiyorummm
Sevgili ceylinim
Bebegini bırakabileceğin biri varsa mutlaka tavsiye ederim…
Annelerin de dinlenmeye hakkı var.
e güzel olmuş böyle bir mola. yenilenmiş, deşarj olmuş bir anne olarak çocukla ilgilenmek çok daha zevkli tabi.
Sevgili aibü
Kesinlikle katılıyorum.
Bazen günlük yaşantının koşuşturması ve bebek bakımı sırasında kendimizin de dinlenmeye ihtiyacı olduğunu unutuyoruz. Halbuki dinlendikten sonra bebeğimizle ilgilenmek için daha çok enerjimiz oluyor. Tavsiye ederim…
Tanlacığım seni çok iyi anlıyorum. Çünkü ben bunu artık sık yapıyorum. Pazarları Tolgayla Tuna evde takılıyor. Ben de caddeye inip deli gibi dolaşıyorum. Hiçbirşey almasam da beynen okadar rahatlıyorum ki…Bazen özlüyorum serbest dolaşmayı…Kulaklığımı takıyorum, rahat bi kıyafet…Saatin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Ama dönerken en azından oğluma küçük bi oyuncak ya da yiyecek alıyorum …
Fırsat buldukça yap. İnan terapi gibi..
Sevgiler