in ,

Amerika’da Oğlumun Okul Öncesi Medya Erişimi – 2

İlki Çocuk Medyası’nda yayınlanan, oğlumun medya erişimiyle ilgili yaklaşımımızı anlatan yazı dizimin ikinci bölümü…

Çocuklarımızın medya erişimini bizim çocukluğumuzun radio ve tek kanallı televizyondan ibaret olan klasik medyasıyla kıyaslamak anlamsız. Çocukları medyadan soyutlamak bence gereksiz ve bir ölçüde imkansız. Çünkü onlar bizim zamanımıza göre bambaşka kuralları olan bir dünyaya gözlerini açtılar. Şu anda yaşadığımız Amerika’da çocukların medya erişimi giderek artan boyutlarda. 3,5 yaşındaki oğlum Can da medyadan nasibini alıyor. Elbette kuralları bizim tarafımızdan belirlenen bir şekilde…
Oğlumun örneğinden yola çıkarak okul öncesi medya erişimine nasıl yaklaştığımızı ve medya erişimi konusunda ailecek dikkat ettiğimiz genel noktaları bir önceki yazımda anlatmıştım. Bu yazımda biraz daha detaya inerek Can’ın televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi ekranları ne şekilde kullandığından bahsedeceğim.

Televizyon

Can’ın televizyon erişimini belli sınırlar çerçevesinde tutmaya çalışıyoruz. Bu konuda Amerikan Pediatri Akademisi’nin 2 yaş öncesi medya erişimi olmaması önerisine mümkün olduğunca uyduk. Ne yalan söyleyeyim, kimi zaman darda kalarak kısa süreli izlemesine izin verdik. Mesela 1 yaşından sonra yemek yemediği zamanlarda televizyonla yemek yedirdiğimiz birkaç durum oldu. Zaman içinde de bu davranıştan tamamen vazgeçtik. Televizyonu yemek yedirmenin ön koşulu hiçbir zaman yapmadık. Yapılmasını da tavsiye etmiyorum. Bebeklerin yemek esnasında oyalanması gerektiğine inanmıyorum. Bana göre televizyon ya da oyuncakla yemek yedirmek çocuğun odağını yemek yemekten uzaklaştırıyor. Beslenme işini oyunla ya da televizyonla bağdaştırmasına neden oluyor. Yemek süresini olması gerekenden çok uzatarak, hem çocuğa hem de yedirene eziyet haline getiriyor. Bunun yerine çocuğun aileyle masaya oturması, kendi hızında ve becerebildiği ilk andan itibaren kendi başına yemesi en uygunu. Söylediklerim ilk anda uygulaması biraz zor gibi gözükebilir. Türkiye’deki arkadaşlarım ve ailemde yemek esnasında özellikle televizyonun bir oyalama aracı olarak kullanıldığını görüyorum. Bu konudaki alışkanlıkların kırılması, alışkanlığın oluşturulmasından maalesef çok daha zor, ama imkansız değil.

Televizyon konusuna dönersek, bizim evde kural olarak ana öğünlerde televizyon izlemiyoruz. Amerikan televizyonlarında standart olarak kayıt ve durdurma fonksiyonu var. Can’ın izlediği bir program varsa, yemek süresince o programı durduruyoruz. Yemeği masa başında, sohbet ederek tamamlıyoruz. Kimi zaman Can bu duruma itiraz etse de, bu kuralı hastalık gibi nadir durumlar dışında esnetmemeye çalışıyoruz.

Üyesi olduğumuz kablolu televizyonda değişik yaş gruplarına (1) hitap eden pek çok çocuk kanalı var: Baby, Boomerang, Cartoon Network, Discovery Family, Disney Channel, Disney JR, Disney XD, Nickelodeon, Nick2, Nicktoons, Nick JR, Teen Nick, Qubo ve Sprout gibi. Can televizyon izlemeye başladığında bunları ilk biz izleyerek Can’ın yaş grubuna en uygun kanallara karar verdik. Can’ın 2 yaşından ufak olduğu dönemlerde Baby TV, 2 yaşından sonra Baby TV ve NickJR favori kanallarımız. Diğer kanalları nadir birkaç program dışında açmıyoruz. Zira büyük çocuklara hitap eden kanallarda, şiddet, kavga, Can’ın yaş grubunun algılayamayacağı diyaloglar ya da uygun bulmadığım espriler içeren programlar olabiliyor.

Beğendiğimiz TV programları arasında Dora the Explorer, Blue’s Clues, Bubble Guppies, Go Diego Go, Little Bear, Max & Ruby, Mike the Knight, Peppa Pig, Peter Rabbit, Team Umizoomi, Tickety Toc ve The Backyardigans’ı sayabiliriz. Bu programlar genelde 15-30 dakikalık segmentler halinde yayınlanıyor. Dolayısıyla çocuğun fazla itirazı olmadan dilediğimiz noktada izleyişi kesmek mümkün oluyor. Can henüz uzun metrajlı animasyon filmleri izlemiyor.
Dora the Explorer

Biz anne/baba olarak haftasonu gündüzleri Can’ın ayakta olduğu saatlerde nadiren televizyon izliyoruz. Televizyon izleyeceksek bunu Can’ın uyku saatlerine bırakıyoruz. Hafta içi Can okuldan geldiğinde saat 15 oluyor. Üzerini değişme, temizlik işlerinin tamamlanmasından sonra 18’de yediğimiz akşam yemeğine kadar Can’ın oyun saatleri… Bu saatlerde önceliğimiz oyuncaklarıyla oynaması. Kendisinden özel bir talep gelmediği sürece TV’yi açmıyoruz. Açsak da maksimum 2 saat kadar izliyor. Genellikle 19 civarı biten akşam yemeğinden sonra, Can’ın uyuduğu saat olan 20’ye kadar TV’yi açmayı tercih etmiyoruz. Eğer 18’den önce az izlemişse, yemekten sonra talep ettiği takdirde yarım saat daha izleyebiliyor. Ancak yatma saatine maksimum yarım saat kala TV mutlaka kapanıp, Can’ı uykuya hazırlayan oyun ve kitap okuma gibi daha sakin aktivitelere geçiyoruz.

Bilgisayar

Dijital tasarımcı olduğum için evde bilgisayar ekranı sürekli açık. Dolayısıyla bilgisayar ve bilgisayarda yaptığım işler Can’ın bebekliğinden beri ilgisini çekiyor. Bilgisayar erişimi konusunda YouTube’dan ara ara çocuk şarkıları dinliyoruz. Çocuk şarkıları konusunda beğendiğim kanallar Super Simple Songs (2) ve Hoopla Kidz (3). YouTube’dan ayrıca çizgi filmleri izliyoruz. Bu çizgi filmler genellikle televizyonda izlediği programlar oluyor. Bunun dışında Can bu aralar eşyaların nasıl yapıldığına ve doğa olaylarına meraklı olduğu için YouTube’dan “Masa nasıl yapılır? Uçak nasıl yapılır? İnekler nasıl süt verir? Arılar nasıl bal yapar?” türünde belgesel videoları izliyoruz.

Bilgisayar oyunu anlamında Can’ın ara sıra oynadığı , ufak çocuklara hitap eden Fungooms (4) var. Websitesindeki her bir oyun özenerek hazırlanmış. Grafikler çok sevimli ve oyun adedi çocuğu sıkmayacak kadar fazla. Okul öncesi çocuklara yönelik bilgisayar oyunlarında genellikle birbirini tekrarlayan temalar hakim oluyor. Ancak Fungooms oyunlarının her biri değişik zeka ve motor becerilerini geliştirmeye yönelik. Bu nedenle buradaki oyunları ben bile son derece zevkli buluyorum.
Fungooms

Can bilgisayarda YouTube dışında Microsoft Word’de yazı yazmayı ve Photoshop’ta serbest boyama yapmayı seviyor. Can’ın kullandığı bilgisayar, benim eski bilgisayarım olup, benim bilgisayarımın hemen yanında duruyor. Böylece ne kadar süre kullandığını, ekranda neler yaptığını kontrol edebiliyorum. Takıldığı yerlerde ona yardımcı oluyor, bir sorusu olursa yanıtlayabiliyorum.
Can’ın günlük ekran erişimi maksimum 2 saatle sınırlı olduğundan bunun bir kısmını bilgisayarla kullandığında televizyon süresi azalıyor. Cep telefonu için de aynı şey geçerli.

Cep Telefonu

Son olarak cep telefonu konusunda, yine 2 yaşını geçtikten sonra, Can’ın belli sürelerde, eğitici ve eğlendirici oyunları oynamasına izin verdik. Bunlardan aklımda kalanlar Cut the Rope (5), Toddler Marine Preschool (6) ve Puzzingo Puzzles(7).
Toddler Marine
Can son dönemde aslında büyükler için hazırlanmış bir oyun türü olan point-and-click macera oyunlarının escaping games (kaçış oyunları) adı verilen alt kategorisine merak sarmıştı. Escaping games çok özetle kapalı bir mekan içerisindeki nesnelerle mouse ya da elle tıklama sayesinde etkileşip, çeşitli bulmacaları çözerek mekandan kurtulmayı amaçlayan bir oyun türü. Örneğin bir odanın içinde saklı olan anahtarı bularak odadan dışarı çıkmaya çalışıyorsunuz. Can You Escape?(8) adlı oyun bu türün en başarılı örneklerinden. Bu oyunları benimle ve babasıyla beraber oynuyor, basit bulmacaları çözüyor ya da çözülmesi konusunda bize yol gösteriyordu. Zor bulmacaları da biz çözerek ilerliyorduk. Ancak bir müddet sonra bu oyuna kendini çok kendini kaptırdığını fark ettik. Vazgeçmekte zorlandığı için cep telefonlarımızdan tüm oyunları sildik. Şimdi cep telefonunu sadece fotoğraf çekmek, klavyesini kullanarak kendince yazılar yazmak, ses kaydı yapmak ve müzik dinlemek için kullanıyor.

Sonuç

Sonuç olarak Can’ın 3,5 yaş itibarıyla günlük olarak maksimum 2 saat medya erişim izni var. Ancak bu süreyi her gün düzenli olarak kullanmıyor. Özellikle yuvaya başladıktan sonraki dönemde zamanını diğer oyuncakları ya da oyunlarıyla geçiriyor.

Çocuklardaki medya alışkanlıklarının biraz da ailedeki örneklerden geldiğini düşünüyorum. Ben ve Kuzey klasik medya meraklısı değiliz. Evimizde sürekli açık olan bir televizyon ya da radyo yok. Ben işim olan dijital tasarım dolayısıyla bilgisayarı sıkça kullanıyorum. Ancak özellikle son dönemlerde işlerimi Can yuvadan dönünceye kadar halletmeye çalışıyorum. Böylece o geldiğinde beraberce medya dışı aktiviteleri yapacak zaman yaratıyorum. İşlerimin yoğun olduğu dönemlerde Can’ın ihtiyaçlarını giderdikten sonra işimin başına dönmek durumunda kalıyorum. İşe başlamadan önce Can’ın kendi başına oyalanacağı bir ortam yaratmaya gayret ediyorum. Eğer bilgisayardaki çalışmalarım onun ilgisini çekerse, ne yaptığımı ona açıklıyorum. Kimi zaman benden öykünerek o da bilgisayar başına oturmak istiyor. Bu durumda onu engellemiyor, içerik açısından benim gözetimimde, belli sürelerde bilgisayar kullanmasına izin veriyorum. Cep telefonu için de aynısı geçerli.

Her konuda olduğu gibi medya kullanımı konusunda da aşırı yasakların çocukların bünyesinde ters tepeceğini, daha fazla merak uyandıracağını düşünüyorum. Oğlum şu anda çok küçük olduğu için bunun etkilerini fazlaca yaşamadık. Ama yaşı büyüdükçe, özellikle içinde yaşadığımız Amerikan kültürü göz önüne alınırsa bu konuda zorluk çekebileceğimizi tahmin ediyorum. Bu nedenle aşırı yasaklamalar getirmektense, makul ölçülerde, seçici medya kullanımı bize daha doğru geliyor. Ayrıca zaman içinde yaşa ya da koşullara göre ailemizin medya kuralları konusunda değişiklikler olabileceğini öngörüyorum.

Ya siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Çocuklarınız varsa yaşları kaç? Çocukların medya kullanımı konusunda görüşleriniz ve kendi çocuklarınızın ekran erişimine yaklaşımınız ne?

Sevgiler,
Tanla

Kaynaklar
(1) Baby TV (bebek ve toddler grubu), Boomerang, Cartoon Network (7-15 yaş), Discovery Family (aile), Disney Channel (ağırlıklı olarak 6-14 yaş), Disney JR (okul öncesi), Disney XD (7-14 yaş erkek çocukları) , Nickelodeon (ağırlıklı olarak 8-16 yaş), Nick2, Nicktoons, Nick JR (2-6 yaş), Teen Nick (büyük çocuklar), Qubo (4-8 yaş), Sprout (okul öncesi)
(2) https://www.youtube.com/user/SuperSimpleSongs
(3) https://www.youtube.com/user/hooplakidz
(4) http://www.fungooms.com/
(5) https://play.google.com/store/apps/details?id=com.zeptolab.ctr.ads&hl=en, http://www.cuttherope.net/
(6) https://itunes.apple.com/us/app/toddler-marine-preschool-educational/id563513035?mt=8
(7) https://itunes.apple.com/us/app/kids-puzzles-puzzingo-learning/id444722625?mt=8
(8) https://play.google.com/store/apps/developer?id=MobiGrow&hl=en

Tanla Bilir

Merhabalar! Adım Tanla. Web tasarımcısı ve BebekveBen'in kurucusuyum.
BebekveBen çocuk bakımından öte ebeveynlik, kadın olmak, birey olmak, yurtdışında yaşam, seyahat, yemek, ürünler, eğitim, sağlık gibi hayatın içinden pek çok konunun paylaşıldığı, ailelerin buluştuğu, soru sorduğu, dileyenlerin konuk yazılarla katkıda bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı bir platform... Bize eşlik ettiğiniz için teşekkürler.

Yorumlar

Yanıt Yaz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tugkan

Tüp Babanın Hikayesi Kitap Oluyor

CardFinans Bu Sevgililer Günü’nde Yalnızların Yanında!